Yüz Uzun Yıl

Ünlü bu romanında da, daha ilk sayfalarından,arı Türkçeyi büyük başarıyla, varsıllıkla kullanıyor. Halkımızın konuştuğu Türkçe, o doğallığı, anaç arılığıyla ışıldıyor. Yani okumuşların, yazarların yapay gibi duran arı Türkçesinden daha doğal bir Türkçe... Ünlü şiirsellik de katıyor yine anlatımına. O ayrıntılı anlatımı, özümlediği atasözleri ile özdeyişler, daha çok kasabalarımızda kullanılan giyim, araç gereç, yaşam terimleri ile, bir dil tadı da yaşatıyor. Bu romanda da hiç ‘ve' geçmiyor.“

- Tuncer Uçarol (Yeditepe)

Yüz Uzun Yıl, kayalık tepeler üstündeki bir ortaçağ kentinin gün gün yıkılıp dağıldığı süreçte yaşanılanların çarpıcı romanıdır: Kentten aşağıda, ovada kurulan Vilayet Merkezi'nin büyümesinin; Hürriyet'in ilânının; bir uçtan bir uca esip tozutan değişim rüzgârlarıyla gelen alaca aydınlığın serüveni, bugüne uzayan akışıdır... Romanda konu edilen olaylar, o günden bugüne, bugünden yarınlara, insansoyunun yaşadığı ekmek kavgasının, özgürlük arayışının, aşkların, tutkuların, ihanetlerin birbirine bağımlı örgüsüdür. Yüz Uzun Yıl insanla birlikte var olan, kendini, doğayı, kendinden sonrasını sorgulama, dengeleme, kalıcı kılma istencinin tanıklığıdır.