Değişen sosyokültürel yapı, toplumun yaşlılara karşı tutumlarını değiştirmiştir. Sanayileşme ve kentleşme süreci içerisinde geleneksel ailenin çekirdek aileye dönüşmesi; gelenek, kültür ve değerlerdeki değişmeleri, tıpta kaydedilen ilerlemeler neticesinde ortalama insan ömrünün uzaması ve yaşlı nüfusun artması yaşlılığı bir sosyal sorun olarak ortaya çıkarmaktadır.
Nüfusun yaşlanması ve yaşlı nüfusun üretken nüfusa bağımlılığının toplumsal, ekonomik, kültürel, tıbbî ve siyasî sorunlar yaratabileceği kaygısı toplumda yaşlı kesimler için gerekli sosyal politikalar üretme çabalarına olan ihtiyacı giderek arttırmaktadır.
Çalışmada yaşlılık dönemine bakış ve yaşlanma, yaşlı nüfusun demografik değişimi, Türkiye’de yaşlılığa dair izlenen politikalar ve hizmetler, yaşlılıkta ortaya çıkan sorunlar ve sosyal-psikolojik açıdan yaşlılığa ilişkin tutumlar incelenmiştir.
Bu çalışma yaşlıya yönelik tutumların demografik özelliklere göre farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada bu doğrultuda veri toplama tekniklerinden anket yöntemine başvurulmuştur.
Anket sonucu değişen ekonomik, sosyal koşullar; aile yapısının değişmesi, yaşlılığa ve yaşlı bakımına yüklenen anlamın kendinden önceki kuşaklara göre farklılık gösterdiğini, yaşlının aile içerisindeki yerinin birçok açıdan değiştiğini ortaya koymaktadır.
Yaşlı bireylerin refah düzeylerini doğrudan etkileyecek politikalar hazırlanmalı ve uygulanmalı, yaşlı bireyler bilgi ve becerilerini genç kuşaklar ile paylaşmalıdır. Kendi ilgi ve yeteneklerine uygun etkinliklere gönüllü olarak katılımda bulunmalı ve hizmet edebilmelidirler.
“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır.”
Değişen sosyokültürel yapı, toplumun yaşlılara karşı tutumlarını değiştirmiştir. Sanayileşme ve kentleşme süreci içerisinde geleneksel ailenin çekirdek aileye dönüşmesi; gelenek, kültür ve değerlerdeki değişmeleri, tıpta kaydedilen ilerlemeler neticesinde ortalama insan ömrünün uzaması ve yaşlı nüfusun artması yaşlılığı bir sosyal sorun olarak ortaya çıkarmaktadır.
Nüfusun yaşlanması ve yaşlı nüfusun üretken nüfusa bağımlılığının toplumsal, ekonomik, kültürel, tıbbî ve siyasî sorunlar yaratabileceği kaygısı toplumda yaşlı kesimler için gerekli sosyal politikalar üretme çabalarına olan ihtiyacı giderek arttırmaktadır.
Çalışmada yaşlılık dönemine bakış ve yaşlanma, yaşlı nüfusun demografik değişimi, Türkiye’de yaşlılığa dair izlenen politikalar ve hizmetler, yaşlılıkta ortaya çıkan sorunlar ve sosyal-psikolojik açıdan yaşlılığa ilişkin tutumlar incelenmiştir.
Bu çalışma yaşlıya yönelik tutumların demografik özelliklere göre farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada bu doğrultuda veri toplama tekniklerinden anket yöntemine başvurulmuştur.
Anket sonucu değişen ekonomik, sosyal koşullar; aile yapısının değişmesi, yaşlılığa ve yaşlı bakımına yüklenen anlamın kendinden önceki kuşaklara göre farklılık gösterdiğini, yaşlının aile içerisindeki yerinin birçok açıdan değiştiğini ortaya koymaktadır.
Yaşlı bireylerin refah düzeylerini doğrudan etkileyecek politikalar hazırlanmalı ve uygulanmalı, yaşlı bireyler bilgi ve becerilerini genç kuşaklar ile paylaşmalıdır. Kendi ilgi ve yeteneklerine uygun etkinliklere gönüllü olarak katılımda bulunmalı ve hizmet edebilmelidirler.
“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır.”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 111,60 | 111,60 |