Ege bölge gazetesinde bir haber!
İlk sayfadan verilen iri puntolu başlık şöyle:
Bayan Hoca Vaaz Verdi!
Ne diyeceksiniz hemen ekleyelim: Romanımızın kahramanı bu kadın ve romandaki olayların büyük bir bölümü gerçek.
Haberde; İslam Enstitüsü mezunu bir bayanın Cuma günü Merkez Camii'nde üç bin kadar bayana vaaz verdiği, vaazında zamanın kötüye gittiğini ve dini duyguların zayıfladığını belirttiği, ayrıca kadınların iffet ve namuslarını korumakta zorlandıkları, Müslüman kadınların çoğunun dini kuralların dışında, Allah korkusu duymadan yaşadığı söylenen konuşmasının sonunda kadınları tesettüre, ibadete, Allah yoluna girmeye davet ettiği yazılıdır.
20 yıl öncesi olayın geçtiğ Ege ilinde bir kasaba yaşamı vardır. Sıkı, zorlu bir toplumsal baskı altında tutuk, sınırlı, korkulu, çekingen, durgun ve bunaltıcı bir yaşam...
-Yasak, Ayıp, Günah
Doğumdan ölüme dek yaşananları, geçmişi, geleceği belirleyen bu üç kavram yalnız bu ilde mi geçerli? Ülkenin hemen hemen her yerinde bu üç zalim niteleme hüküm sürüyor: Yasak, Ayıp, Günah. Yaptığın, yapmayı düşündüğün her şeyin bu üç sıfattan uzak durması gerekirmiş!..Ama gel gör ki, aksi şeytan bu ya, arzulanan, zevk alınan da ya yasak, ya ayıp, ya günah yahut hepsi. İşte insan için Cazip olan da bu!
Orta ölçekli bir Anadolu şehri... Geleneklerin, çevre gözetim ve denetiminin, toplumsal baskısının yaşamlarını biçimlendirdiği insanların yaşadığı bu şehirde geçen olay; içinde yaşanılan ortamın kuralları ile belirlenmiş son derece kısıtlı yaşamlarla özgür bireyin biyolojik ve duygusal isteklerine yanıt veren yaşam arasındaki çatışmayı örneklemektedir.
Bu ülkede insan yaşamı daha çok küçük yaştan itibaren bu üç kavramla çok dar alanlara sıkıştırılmaktadır.
Düşünelim; daha zevkli, daha incelmiş, yani daha mutlu bir yaşam sürdürmek için yaratılış özelliklerimize denk düşen hareket ve davranışlarımızın hangisi bu üç kavramın dışında kalmaktadır?
İmkanları ölçüsünde bunu başarabilenler, yani daha özgür ve mutlu yaşayanlar elbette vardır. Ama çok azınlıktaki böyleleri dışında kalan ezici çoğunluk başkalarının belirlediği sınırlar içinde yeknesak, tatsız tutsuz, sıradan bir ömür tüketir.
Ara sıra, bu romanın kadın kahramanı gibi bazılarıda rastgele olayların ve karşılaşmaların zorlaması ile ve merakına yenilerek çevre tarafından çekilmiş çizginin dışına çıkmanın, yani gönlünce yaşamanın Cazibe'sine kapılır ama ayıp-yasak-günah çemberini kırarak dışına çıkamaz, içinde dönüp durur, sağa sola çarparak hayatını karartır, yok olur gider. Bu üç tür yaşamın kuralları en aşağısından yirmi yıl önce öyle bir şehirde hiç şaşmazdı.
- Roman bu üçüncü özellikteki bir ömrün anlatımıdır.
Ege bölge gazetesinde bir haber!
İlk sayfadan verilen iri puntolu başlık şöyle:
Bayan Hoca Vaaz Verdi!
Ne diyeceksiniz hemen ekleyelim: Romanımızın kahramanı bu kadın ve romandaki olayların büyük bir bölümü gerçek.
Haberde; İslam Enstitüsü mezunu bir bayanın Cuma günü Merkez Camii'nde üç bin kadar bayana vaaz verdiği, vaazında zamanın kötüye gittiğini ve dini duyguların zayıfladığını belirttiği, ayrıca kadınların iffet ve namuslarını korumakta zorlandıkları, Müslüman kadınların çoğunun dini kuralların dışında, Allah korkusu duymadan yaşadığı söylenen konuşmasının sonunda kadınları tesettüre, ibadete, Allah yoluna girmeye davet ettiği yazılıdır.
20 yıl öncesi olayın geçtiğ Ege ilinde bir kasaba yaşamı vardır. Sıkı, zorlu bir toplumsal baskı altında tutuk, sınırlı, korkulu, çekingen, durgun ve bunaltıcı bir yaşam...
-Yasak, Ayıp, Günah
Doğumdan ölüme dek yaşananları, geçmişi, geleceği belirleyen bu üç kavram yalnız bu ilde mi geçerli? Ülkenin hemen hemen her yerinde bu üç zalim niteleme hüküm sürüyor: Yasak, Ayıp, Günah. Yaptığın, yapmayı düşündüğün her şeyin bu üç sıfattan uzak durması gerekirmiş!..Ama gel gör ki, aksi şeytan bu ya, arzulanan, zevk alınan da ya yasak, ya ayıp, ya günah yahut hepsi. İşte insan için Cazip olan da bu!
Orta ölçekli bir Anadolu şehri... Geleneklerin, çevre gözetim ve denetiminin, toplumsal baskısının yaşamlarını biçimlendirdiği insanların yaşadığı bu şehirde geçen olay; içinde yaşanılan ortamın kuralları ile belirlenmiş son derece kısıtlı yaşamlarla özgür bireyin biyolojik ve duygusal isteklerine yanıt veren yaşam arasındaki çatışmayı örneklemektedir.
Bu ülkede insan yaşamı daha çok küçük yaştan itibaren bu üç kavramla çok dar alanlara sıkıştırılmaktadır.
Düşünelim; daha zevkli, daha incelmiş, yani daha mutlu bir yaşam sürdürmek için yaratılış özelliklerimize denk düşen hareket ve davranışlarımızın hangisi bu üç kavramın dışında kalmaktadır?
İmkanları ölçüsünde bunu başarabilenler, yani daha özgür ve mutlu yaşayanlar elbette vardır. Ama çok azınlıktaki böyleleri dışında kalan ezici çoğunluk başkalarının belirlediği sınırlar içinde yeknesak, tatsız tutsuz, sıradan bir ömür tüketir.
Ara sıra, bu romanın kadın kahramanı gibi bazılarıda rastgele olayların ve karşılaşmaların zorlaması ile ve merakına yenilerek çevre tarafından çekilmiş çizginin dışına çıkmanın, yani gönlünce yaşamanın Cazibe'sine kapılır ama ayıp-yasak-günah çemberini kırarak dışına çıkamaz, içinde dönüp durur, sağa sola çarparak hayatını karartır, yok olur gider. Bu üç tür yaşamın kuralları en aşağısından yirmi yıl önce öyle bir şehirde hiç şaşmazdı.
- Roman bu üçüncü özellikteki bir ömrün anlatımıdır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 68,00 | 68,00 |