Aşk konusunu merak eden herkes bu kitabı mutlaka okumalı! Yayınlanmasıyla birlikte Paul Verhaeghe’yi kamusal bir figür haline getiren Yalnızlık Zamanında Aşk aşk tartışmalarına oldukça farklı bir bağlamda yaklaşıyor. Aşka dair klişe övgülerden oldukça uzak olan bu kitap bize aşkın toplumsal doğasını anlatıyor. Ve bunu, Freud’un ve Lacan’ın kavramlarıyla ilişkilendirerek gerçekleştiriyor. Kitabın tartışma yaratmasının başka bir nedeni ise postmodern ilişkilere ışık tutmasıyla ilgili. Hepimizin gözleri önünde gerçekleşen olayları Verhaeghe bize geri yansıtıyor. Aşkın dürtüyle ilişkilendirilmesi ise psikanaliz okurları dışındaki okurlar için görece yeni bir olgu. Kadın erkek ilişkilerinin zora girmesi, sevgililerin ilişkilerini sürdürmekteki gönülsüzlükleri, pek çok insanın git gide aile kurmaktan ve çocuk yapmaktan uzaklaşması bu kitapta enine boyuna tartışılıyor Eski ataerkil kurumların ortadan kalkmaya yüz tutmasıyla birlikte ortaya ne çıkacağını henüz tam olarak bilmiyoruz. Geçmişte kalmış otoriter yapıları tekrar canlandırmak için yapılan çağrılar daha kötülerinin ortaya çıkmasına yol açıyor. Peki bunların dışında hem bireysel hem de toplumsal yaşamımızı düzenleyecek yeni ilkeler neler olabilir? Verhaeghe temel desteğini psikanalizden alıyor ama aynı zamanda antropoloji, feminizm ve politikadan da besleniyor. Yalnızlık Zamanında Aşk hem çağımızı hem de yalnızlığımızı düşünmek isteyenler için bire bir!
YALNIZLIK ZAMANINDA AŞK ÜZERİNE
"Cinsellik ve aşk üzerine yazılan kitaplardaki fast food tarzı şeylerle karşılaştırıldığında Verhaeghe'nin kitabı tam bir ziyafet mutfağı." (Gilbert Roox Standaard Dergisi) "Aşk üzerine popüler kitaplar okuyucuya hazır cevaplar sunma eğilimindedir. Paul Verhaeghe doğru soruları soruyor ve sizi cevapları kendi içinizde aramaya davet ediyor - sonuç şaşırtıcı."
(Miet Soubron Libelle)
Aşk konusunu merak eden herkes bu kitabı mutlaka okumalı! Yayınlanmasıyla birlikte Paul Verhaeghe’yi kamusal bir figür haline getiren Yalnızlık Zamanında Aşk aşk tartışmalarına oldukça farklı bir bağlamda yaklaşıyor. Aşka dair klişe övgülerden oldukça uzak olan bu kitap bize aşkın toplumsal doğasını anlatıyor. Ve bunu, Freud’un ve Lacan’ın kavramlarıyla ilişkilendirerek gerçekleştiriyor. Kitabın tartışma yaratmasının başka bir nedeni ise postmodern ilişkilere ışık tutmasıyla ilgili. Hepimizin gözleri önünde gerçekleşen olayları Verhaeghe bize geri yansıtıyor. Aşkın dürtüyle ilişkilendirilmesi ise psikanaliz okurları dışındaki okurlar için görece yeni bir olgu. Kadın erkek ilişkilerinin zora girmesi, sevgililerin ilişkilerini sürdürmekteki gönülsüzlükleri, pek çok insanın git gide aile kurmaktan ve çocuk yapmaktan uzaklaşması bu kitapta enine boyuna tartışılıyor Eski ataerkil kurumların ortadan kalkmaya yüz tutmasıyla birlikte ortaya ne çıkacağını henüz tam olarak bilmiyoruz. Geçmişte kalmış otoriter yapıları tekrar canlandırmak için yapılan çağrılar daha kötülerinin ortaya çıkmasına yol açıyor. Peki bunların dışında hem bireysel hem de toplumsal yaşamımızı düzenleyecek yeni ilkeler neler olabilir? Verhaeghe temel desteğini psikanalizden alıyor ama aynı zamanda antropoloji, feminizm ve politikadan da besleniyor. Yalnızlık Zamanında Aşk hem çağımızı hem de yalnızlığımızı düşünmek isteyenler için bire bir!
YALNIZLIK ZAMANINDA AŞK ÜZERİNE
"Cinsellik ve aşk üzerine yazılan kitaplardaki fast food tarzı şeylerle karşılaştırıldığında Verhaeghe'nin kitabı tam bir ziyafet mutfağı." (Gilbert Roox Standaard Dergisi) "Aşk üzerine popüler kitaplar okuyucuya hazır cevaplar sunma eğilimindedir. Paul Verhaeghe doğru soruları soruyor ve sizi cevapları kendi içinizde aramaya davet ediyor - sonuç şaşırtıcı."
(Miet Soubron Libelle)