Tarihin en büyük felaketlerinden biri; Çernobil Faciası!
Çernobil'in kahramanları ve kurbanları…
Destansı bir aşk hikâyesi…
Trabzonspor ve unutulmaz bir futbol sezonu 1996…
Ve Kazım Koyuncu…
Farklı yaşamlar, ortak kader, tek bir öykü…
Aşk, fedakârlık, acılar, mutluluklar, umutlar ve ölümler…
Etkisinden uzun süre kurtulunamayacak bir kitap…
- Ölümü yavaş yavaş içlerine çekmeye başlamışlardı. Azrail, toz bulutu ile kamufle olmuş, ağır çekim bir ölümü enjekte etmek üzere içlerine sızmıştı.
- Amirin gözlerinin içine kararlılıkla baktı Viktor. “Burada, ülkesini ve çocuklarını sevmeyen hiç kimse yok!”
- Kazım konuşmaya başladığında bakışlardaki dikkat keskinleşmişti. “Bu ülkede yaşayan herkes için söylüyorum bunu. Bizim birbirimizi kabul etmemiz için, birbirimize benzememize gerek yok. Aynı dili konuşmamıza da gerek yok. Biz, biz olduğumuz için birbirimizi kabul edebiliriz”
- Hırsını alamıyor, Elena'yı bulamıyor ve hiçbirine güç yetiremiyordu. Sıktığı yumruğunu dişleriyle deler gibi ısırmaya başladı. Gözünden yaş değil, aşk ve gurur akıyordu.
- Adam da hayretle bakıyordu gördüklerine. “Valla Bayburt'u bilmem ama Trabzon, Trabzon olalı böyle bir şey görmedi” dedi gülerek. Sanki Trabzonspor şampiyonluğa değil, Trabzon özgürlüğe yürüyordu.
- O taş küçüktü ama meteor taşı gibi büyük bir etki yaratacaktı. Hiç kimse atılan küçük bir taşın, futbol tarihini değiştireceğini bilmiyordu.
Tarihin en büyük felaketlerinden biri; Çernobil Faciası!
Çernobil'in kahramanları ve kurbanları…
Destansı bir aşk hikâyesi…
Trabzonspor ve unutulmaz bir futbol sezonu 1996…
Ve Kazım Koyuncu…
Farklı yaşamlar, ortak kader, tek bir öykü…
Aşk, fedakârlık, acılar, mutluluklar, umutlar ve ölümler…
Etkisinden uzun süre kurtulunamayacak bir kitap…
- Ölümü yavaş yavaş içlerine çekmeye başlamışlardı. Azrail, toz bulutu ile kamufle olmuş, ağır çekim bir ölümü enjekte etmek üzere içlerine sızmıştı.
- Amirin gözlerinin içine kararlılıkla baktı Viktor. “Burada, ülkesini ve çocuklarını sevmeyen hiç kimse yok!”
- Kazım konuşmaya başladığında bakışlardaki dikkat keskinleşmişti. “Bu ülkede yaşayan herkes için söylüyorum bunu. Bizim birbirimizi kabul etmemiz için, birbirimize benzememize gerek yok. Aynı dili konuşmamıza da gerek yok. Biz, biz olduğumuz için birbirimizi kabul edebiliriz”
- Hırsını alamıyor, Elena'yı bulamıyor ve hiçbirine güç yetiremiyordu. Sıktığı yumruğunu dişleriyle deler gibi ısırmaya başladı. Gözünden yaş değil, aşk ve gurur akıyordu.
- Adam da hayretle bakıyordu gördüklerine. “Valla Bayburt'u bilmem ama Trabzon, Trabzon olalı böyle bir şey görmedi” dedi gülerek. Sanki Trabzonspor şampiyonluğa değil, Trabzon özgürlüğe yürüyordu.
- O taş küçüktü ama meteor taşı gibi büyük bir etki yaratacaktı. Hiç kimse atılan küçük bir taşın, futbol tarihini değiştireceğini bilmiyordu.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 9,75 | 9,75 |