Bugün Rusya dolayımında tanık olduğumuz hadiselerin Gürcistan’a bakan yönü idarî ve “edebî” bir geçmişe dayanmaktadır. Büyük Petro 1725’te öldüğünde 18 maddelik vasiyetinde haleflerine “Kafkasya’ya Hakim Olun!” diyordu. Bu vasiyet, Çarlık’ın ve Sovyetlerin Gürcistan politikalarında belirleyici oldu. Bu vasiyetin canlı ve zinde tutulması için güçlü bir arzu nesnesine dönüşmesi gerekiyordu. Bu da edebiyatın yumuşak; ancak delici gücüyle oldu. 25 yıldan fazla Rusya ve Gürcistan üniversitelerinde çalışan yazar bu vasiyetin arzuya dönüş sürecini ve biçimlerini Rus edebiyatçılarının eserlerinde araştırdı. Yazar, Rus yöneticilerin Gürcistan’ı askerî araçlarla, yani güçle yönetmeye çalışırken; edebiyatçıların da sanatın gücünden yararlanarak “oradaki” (aslında hemen güneylerindedir!) Gürcistan’ı; yani yeri, başta kadın metaforu (kara kız) olmak üzere değişik metaforlarla hayali arzu nesnesi bir “mekan”a dönüştürerek idarî arzuyu konsalide ettiklerini tespit etti. Bu “mekan”ın, yani Gürcistan’ın Türkiye’nin komşusu olmasından dolayı da Rus yazarlarının eserlerinde tarihsel süreçte Türklerle ilgili değinileri ve arzuları da görünür kılmaya çalıştı. Dolayısıyla eser, edebiyat sosyolojisi, karşılaştırmalı edebiyat (Rus-Türk-Gürcü), karşılaştırmalı kültür tarihi, sosyal psikoloji, Gürcü ve Rus kimliği vb alanlarla ilgilenen uzman veya meraklılar için tam bir referans kaynağı.
Bugün Rusya dolayımında tanık olduğumuz hadiselerin Gürcistan’a bakan yönü idarî ve “edebî” bir geçmişe dayanmaktadır. Büyük Petro 1725’te öldüğünde 18 maddelik vasiyetinde haleflerine “Kafkasya’ya Hakim Olun!” diyordu. Bu vasiyet, Çarlık’ın ve Sovyetlerin Gürcistan politikalarında belirleyici oldu. Bu vasiyetin canlı ve zinde tutulması için güçlü bir arzu nesnesine dönüşmesi gerekiyordu. Bu da edebiyatın yumuşak; ancak delici gücüyle oldu. 25 yıldan fazla Rusya ve Gürcistan üniversitelerinde çalışan yazar bu vasiyetin arzuya dönüş sürecini ve biçimlerini Rus edebiyatçılarının eserlerinde araştırdı. Yazar, Rus yöneticilerin Gürcistan’ı askerî araçlarla, yani güçle yönetmeye çalışırken; edebiyatçıların da sanatın gücünden yararlanarak “oradaki” (aslında hemen güneylerindedir!) Gürcistan’ı; yani yeri, başta kadın metaforu (kara kız) olmak üzere değişik metaforlarla hayali arzu nesnesi bir “mekan”a dönüştürerek idarî arzuyu konsalide ettiklerini tespit etti. Bu “mekan”ın, yani Gürcistan’ın Türkiye’nin komşusu olmasından dolayı da Rus yazarlarının eserlerinde tarihsel süreçte Türklerle ilgili değinileri ve arzuları da görünür kılmaya çalıştı. Dolayısıyla eser, edebiyat sosyolojisi, karşılaştırmalı edebiyat (Rus-Türk-Gürcü), karşılaştırmalı kültür tarihi, sosyal psikoloji, Gürcü ve Rus kimliği vb alanlarla ilgilenen uzman veya meraklılar için tam bir referans kaynağı.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 186,00 | 186,00 |