Varlığımız ve Birliğimiz Açısından Osmanlı Türkçesi ve Tarihi Derinliği

Stok Kodu:
9786059844284
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
400
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
%40 indirimli
350,00TL
210,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 210,00TL
Tedarikçi Stoğu 8 Adet
9786059844284
497216
Varlığımız ve Birliğimiz Açısından Osmanlı Türkçesi ve Tarihi Derinliği
Varlığımız ve Birliğimiz Açısından Osmanlı Türkçesi ve Tarihi Derinliği
210.00

Türk Dilinin en son, en mühim ve mükemmel eseri hiç şüphesiz bütün bir insanlığa mâl olmuş olan Osmanlı Türkçesi'dir. Nitekim bu şive sadece Türkler için değil, bütün bir Osmanlı coğrafyası ve Müslüman milletler için de vazgeçilmez bir hazinedir. Zira o sadece bir milletin değil, bir medeniyetin vazgeçilmezidir. Bu irfan hazînesi ve hayat damarı bugün ve bu haliyle artık bize kendisini feth etmeyi adeta dayatmaktadır.

Mâlumdur ki, harf ve dolayısıyla kültür değişikliği bir din ve medeniyet değiştirmek gibi haklı ve mecburi bir sebebe dayanabilir. Ancak son iki-üç asırdır özellikle bizim coğrafyamızda bu hususlardaki garip değişiklikler ne yazık ki gücün kaybedildiği bir hengama denk gelmiştir. Her ne kadar Batı, Rusya ve Çin birbirine uzak coğrafyalar gibi görünseler de, özellikle tesir sahalarına giren Türkler ve onlara bağlı diğer unsurlar üzerinde müşterek bir proje yürüttükleri bir gerçekliktir. Neticede koca bir milletin ve medeniyetin çocukları birbirlerini ve hayat kaynakları olan kültür varlıklarını anlamaz kavimler haline getirilmiştir.

Bugün bizde maziye sahip çıkma isteği, milletin köklerine olan bağlılığı ve ona olan şiddetli ihtiyacından ileri gelmektedir. Bu yolda yapılan çalışmaların gelecek hakkında ümit verici bir nüve teşkil etmesi artık bizim için zarurîdir. Yazık ki zaman içinde gelişmiş olan hadiseler bizi kendi kültürümüzün dilencisi durumuna düşürmüş ve Osmanlı Türkçesi bizim için bir yabancı dil halini almıştır. Halbuki Batılılar Roma eserlerine dönerek Rönesans'ı nasıl başardı iseler, biz de Osmanlı Türçesi'ne giderek mâziden benzer bir kuvveti almaya mecburuz. Bu yolda hem de gerçek bir planlama ve gayretle bütün dünyadaki arşiv ve kütüphanelere, müzelelere, hatta harabelere girmek ve onları anlamak zorundayız.

Bu çalışmayı yapmakdaki gaye; dil ve kültür meselelerini derin bir tarih içinde ve geniş bir coğrafyada ele alarak, evvelâ tedâvi için hasbelkader bir teşhis ve hedef koymaktır. Bu mesele artık çok eskiden beri gelen ve bugün mutlaka halledilmesi gereken bir varoluş davasının mutlak bir parçasıdır. Bu çalışma işin başıdır, eldeki hazinelerin anahtarlarını ortaya koyma hususundaki gayretlerimiz devam edecektir.

Türk Dilinin en son, en mühim ve mükemmel eseri hiç şüphesiz bütün bir insanlığa mâl olmuş olan Osmanlı Türkçesi'dir. Nitekim bu şive sadece Türkler için değil, bütün bir Osmanlı coğrafyası ve Müslüman milletler için de vazgeçilmez bir hazinedir. Zira o sadece bir milletin değil, bir medeniyetin vazgeçilmezidir. Bu irfan hazînesi ve hayat damarı bugün ve bu haliyle artık bize kendisini feth etmeyi adeta dayatmaktadır.

Mâlumdur ki, harf ve dolayısıyla kültür değişikliği bir din ve medeniyet değiştirmek gibi haklı ve mecburi bir sebebe dayanabilir. Ancak son iki-üç asırdır özellikle bizim coğrafyamızda bu hususlardaki garip değişiklikler ne yazık ki gücün kaybedildiği bir hengama denk gelmiştir. Her ne kadar Batı, Rusya ve Çin birbirine uzak coğrafyalar gibi görünseler de, özellikle tesir sahalarına giren Türkler ve onlara bağlı diğer unsurlar üzerinde müşterek bir proje yürüttükleri bir gerçekliktir. Neticede koca bir milletin ve medeniyetin çocukları birbirlerini ve hayat kaynakları olan kültür varlıklarını anlamaz kavimler haline getirilmiştir.

Bugün bizde maziye sahip çıkma isteği, milletin köklerine olan bağlılığı ve ona olan şiddetli ihtiyacından ileri gelmektedir. Bu yolda yapılan çalışmaların gelecek hakkında ümit verici bir nüve teşkil etmesi artık bizim için zarurîdir. Yazık ki zaman içinde gelişmiş olan hadiseler bizi kendi kültürümüzün dilencisi durumuna düşürmüş ve Osmanlı Türkçesi bizim için bir yabancı dil halini almıştır. Halbuki Batılılar Roma eserlerine dönerek Rönesans'ı nasıl başardı iseler, biz de Osmanlı Türçesi'ne giderek mâziden benzer bir kuvveti almaya mecburuz. Bu yolda hem de gerçek bir planlama ve gayretle bütün dünyadaki arşiv ve kütüphanelere, müzelelere, hatta harabelere girmek ve onları anlamak zorundayız.

Bu çalışmayı yapmakdaki gaye; dil ve kültür meselelerini derin bir tarih içinde ve geniş bir coğrafyada ele alarak, evvelâ tedâvi için hasbelkader bir teşhis ve hedef koymaktır. Bu mesele artık çok eskiden beri gelen ve bugün mutlaka halledilmesi gereken bir varoluş davasının mutlak bir parçasıdır. Bu çalışma işin başıdır, eldeki hazinelerin anahtarlarını ortaya koyma hususundaki gayretlerimiz devam edecektir.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat