Kıran kırana bir rekabet dünyasında girişimciler iktisadi, kültürel, siyasi ve sosyal değerler ile küresel ekonominin önemli aktörü olmaya devam etmektedirler. "Evet, burada sana uygun bir yerimiz var" demeyi alışkanlık edinmiş bir şirket kültüründen "hayır, uzun vadede sana uygun yerimiz olmayabilir" dünyasına geçilen rekabet ortamında girişimciler kritik bir öneme sahiptir. Bu hızlı değişim onlar için adeta bir eşik aralığıdır. Takım çalışması, proje ekipleri, girişim takımları gibi örgüt içinde daha spesifik grupların yenilik geliştirme etkinlikleri son yıllarda hızla artmaktadır. İşletme içinde yeni işler oluşmakta, bu işlerin içinde daha küçük girişim takımlarıyla başka işler geliştirilmektedir. İçiçe geçmiş girişimsel etkinlikler sayesinde girişimciliğe bakış açısı da eklektik hale gelmektedir. Gündelik yaşamda "bu işin içinde bir iş var" sözü bile sanki girişimsiz bir yaşamın olmadığını ve günümüz ortamını doğrular gibidir. Kuşkusuz bir şirketi kurmak ve bu konuda mücadele vermek girişimcilerin ana faaliyetleri olarak devam etmektedir. Oysa kurulu bir şirkette yenilik yapmak ise aktivist ve fikir şampiyonu dediğimiz içgirişimcilerin işidir. Girişimcilik ilham almak, ilham vermek, cesaretlenmek, cesaretlendirmek gibi etkileşimli ve sarsılmaz bir özgüveni içerir. Açıkçası aklın güdüler yoluyla kavradığı bir manifestosudur. Dolayısıyla girişimcilik herkesin söylediği şeyi çok az kişinin uygulamaya dönüştürmesidir: Çok çalışmak... Bunun azami bir gayret, mücadele, sabır ve eğitim meselesi olduğu gerçeğinden hareketle; girişimcilik, popüler anlamda start-up terimini doğrular. Bu da öğrencilerin okul kampüsünden içeriye girdikleri anda başlamaktadır. O halde girişimciliğin özünde nitelikli ve ayrıcalıklı bir özellik yatar. Önemli olan bu potansiyellerin neler olduğu, nasıl kullanıldığı ve ne şekilde açığa çıkarılması gerektiğidir.
Kıran kırana bir rekabet dünyasında girişimciler iktisadi, kültürel, siyasi ve sosyal değerler ile küresel ekonominin önemli aktörü olmaya devam etmektedirler. "Evet, burada sana uygun bir yerimiz var" demeyi alışkanlık edinmiş bir şirket kültüründen "hayır, uzun vadede sana uygun yerimiz olmayabilir" dünyasına geçilen rekabet ortamında girişimciler kritik bir öneme sahiptir. Bu hızlı değişim onlar için adeta bir eşik aralığıdır. Takım çalışması, proje ekipleri, girişim takımları gibi örgüt içinde daha spesifik grupların yenilik geliştirme etkinlikleri son yıllarda hızla artmaktadır. İşletme içinde yeni işler oluşmakta, bu işlerin içinde daha küçük girişim takımlarıyla başka işler geliştirilmektedir. İçiçe geçmiş girişimsel etkinlikler sayesinde girişimciliğe bakış açısı da eklektik hale gelmektedir. Gündelik yaşamda "bu işin içinde bir iş var" sözü bile sanki girişimsiz bir yaşamın olmadığını ve günümüz ortamını doğrular gibidir. Kuşkusuz bir şirketi kurmak ve bu konuda mücadele vermek girişimcilerin ana faaliyetleri olarak devam etmektedir. Oysa kurulu bir şirkette yenilik yapmak ise aktivist ve fikir şampiyonu dediğimiz içgirişimcilerin işidir. Girişimcilik ilham almak, ilham vermek, cesaretlenmek, cesaretlendirmek gibi etkileşimli ve sarsılmaz bir özgüveni içerir. Açıkçası aklın güdüler yoluyla kavradığı bir manifestosudur. Dolayısıyla girişimcilik herkesin söylediği şeyi çok az kişinin uygulamaya dönüştürmesidir: Çok çalışmak... Bunun azami bir gayret, mücadele, sabır ve eğitim meselesi olduğu gerçeğinden hareketle; girişimcilik, popüler anlamda start-up terimini doğrular. Bu da öğrencilerin okul kampüsünden içeriye girdikleri anda başlamaktadır. O halde girişimciliğin özünde nitelikli ve ayrıcalıklı bir özellik yatar. Önemli olan bu potansiyellerin neler olduğu, nasıl kullanıldığı ve ne şekilde açığa çıkarılması gerektiğidir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 12,15 | 12,15 |