Adalet arayışı, aynı zamanda, toplumsal korunma arayışıdır. Bireye, maruz kaldığı bir haksızlığı ispat yolu veren ve ona hakkaniyete uygun bir giderim sunan hukuk düzeni, aranan adaletin bir görünümüdür. Ancak, haklı olanın haklı olduğunu gösterebilmesi, hukuksal korunmaya muhtaç olanın gerekli korumadan faydalanabilmesi, en adil hukuk sistemlerinde dahi, kural olarak, doğru zamanda, doğru şekilde, doğru yerden, doğru yere başvuru yapması ile mümkün olabilmektedir. İnsan hakları ve temel özgürlüklere karşı ihlallerde bireysel başvuru yolunun kullanımı, ulusal hukukta olduğu gibi, uluslararası hukukta da, bir dizi şarta bağlanmıştır. Bireysel başvurunun kabuledilebilirlik ölçütlerinden biri olan "mağdur olma" şartı, belli bir "mağdur statüsü" yaratmaktadır. Bu şartın sağlanamaması, bireysel başvuruların, uluslararası yargı organları tarafından -iç hukukta ise Anayasa Mahkemesi tarafından-, "kişi yönünden yetkisizlik" sebebiyle, reddi sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle, bu ölçütü -adalete erişimde karşılaşılabilecek beklenmedik bir engel yerine-, bilinir bir usul şartı olarak kavranması önem taşımaktadır. Eser, uluslararası hukukta "mağdur statüsü" nü ayrıntılı bir inceleme konusu yapmakla birlikte, ayrıca, bireysel başvuru şartı olarak bu kavramın, temel hakların özünün etkin korunması amacıyla, kimi durumlarda, başvurucu/mağdur lehine yorumlanması gerekliliğini de örneklerle ortaya koymaktadır.
Adalet arayışı, aynı zamanda, toplumsal korunma arayışıdır. Bireye, maruz kaldığı bir haksızlığı ispat yolu veren ve ona hakkaniyete uygun bir giderim sunan hukuk düzeni, aranan adaletin bir görünümüdür. Ancak, haklı olanın haklı olduğunu gösterebilmesi, hukuksal korunmaya muhtaç olanın gerekli korumadan faydalanabilmesi, en adil hukuk sistemlerinde dahi, kural olarak, doğru zamanda, doğru şekilde, doğru yerden, doğru yere başvuru yapması ile mümkün olabilmektedir. İnsan hakları ve temel özgürlüklere karşı ihlallerde bireysel başvuru yolunun kullanımı, ulusal hukukta olduğu gibi, uluslararası hukukta da, bir dizi şarta bağlanmıştır. Bireysel başvurunun kabuledilebilirlik ölçütlerinden biri olan "mağdur olma" şartı, belli bir "mağdur statüsü" yaratmaktadır. Bu şartın sağlanamaması, bireysel başvuruların, uluslararası yargı organları tarafından -iç hukukta ise Anayasa Mahkemesi tarafından-, "kişi yönünden yetkisizlik" sebebiyle, reddi sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle, bu ölçütü -adalete erişimde karşılaşılabilecek beklenmedik bir engel yerine-, bilinir bir usul şartı olarak kavranması önem taşımaktadır. Eser, uluslararası hukukta "mağdur statüsü" nü ayrıntılı bir inceleme konusu yapmakla birlikte, ayrıca, bireysel başvuru şartı olarak bu kavramın, temel hakların özünün etkin korunması amacıyla, kimi durumlarda, başvurucu/mağdur lehine yorumlanması gerekliliğini de örneklerle ortaya koymaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 164,00 | 164,00 |