2011 yılında Suriye’den yaşanan kitlesel zorunlu göç ile birlikte Türkiye, karma göç alan bir ülke konumuna gelmiştir. Aynı zamanda transit bir ülke konumunda olan Türkiye düzenli göçmen ve sığınmacı gruplarına erişim sağlayan bir hedef ülke niteliği kazanmıştır. Bu denli yoğun göç ile karşılaşan Türkiye’nin kendi himayesindeki düzensiz göçleri kontrol edebilir ve kayıt altına alabilir durumda olması gerekmektedir. Türkiye Suriyelilerin düzensiz ve düşük ücretle çalıştırılmasına, gündelik yaşamda dışlanmasına, yabancı düşmanlığı yaşamalarına müsaade etmeyecek politika ve çalışmalar yapmalıdır. Suriyeliler Türkiye’ ye göç ettikten sonra büyük oranda kentlerde yaşamaktadır. Kentlerde yaşamayı tercih eden Suriyeliler hayatlarını sürdürdükleri süreçte birçok sorun ve tehditle karşı karşıya kalmaktadırlar. Öyle ki, sığınma ya da mülteci gibi gruplar toplum içerisinde dezavantajlı bir konuma sahip olmaktadır ve gidilen ülkenin yaklaşımı olumlu da olsa göçmen gruplar dışlanma ya da ayrıştırılmayla karşı karşıya kalabilmektedir. Hatta, Suriyelilerin geçici olma mevzusundan kaynaklı belirsizlik sunan politikalar, Suriyelilerin maruz kaldığı sorunları derinleşmesine yol açmaktadır. Göç hareketleri, küreselleşmenin neticesi olarak büyük bir hız kazanmış ve kimi zaman bu hareketlilik kaygı duyulan bir olgu haline gelmeye başlamıştır. Özellikle savaş gibi nedenlerle göç eden insanların gittikleri yerlerde zor koşullar ekseninde çalışma, ayrımcılık ve dışlanma gibi süreçlerle karşı karşıya gelmektedirler. Dolayısıyla bu durumların büyük bir titizlikle araştırılması ve birlikte yaşamanın imkanlarının ortaya koyulması gerekmektedir. Göç hareketlerinden sonra oluşan toplumsal farklılıkların ya da ülkelerde kötü giden birtakım işlerin faturasının göç etmiş insanlara kesilmesi, göçmen karşıtı milliyetçiliği şiddetlendirmektedir.
2011 yılında Suriye’den yaşanan kitlesel zorunlu göç ile birlikte Türkiye, karma göç alan bir ülke konumuna gelmiştir. Aynı zamanda transit bir ülke konumunda olan Türkiye düzenli göçmen ve sığınmacı gruplarına erişim sağlayan bir hedef ülke niteliği kazanmıştır. Bu denli yoğun göç ile karşılaşan Türkiye’nin kendi himayesindeki düzensiz göçleri kontrol edebilir ve kayıt altına alabilir durumda olması gerekmektedir. Türkiye Suriyelilerin düzensiz ve düşük ücretle çalıştırılmasına, gündelik yaşamda dışlanmasına, yabancı düşmanlığı yaşamalarına müsaade etmeyecek politika ve çalışmalar yapmalıdır. Suriyeliler Türkiye’ ye göç ettikten sonra büyük oranda kentlerde yaşamaktadır. Kentlerde yaşamayı tercih eden Suriyeliler hayatlarını sürdürdükleri süreçte birçok sorun ve tehditle karşı karşıya kalmaktadırlar. Öyle ki, sığınma ya da mülteci gibi gruplar toplum içerisinde dezavantajlı bir konuma sahip olmaktadır ve gidilen ülkenin yaklaşımı olumlu da olsa göçmen gruplar dışlanma ya da ayrıştırılmayla karşı karşıya kalabilmektedir. Hatta, Suriyelilerin geçici olma mevzusundan kaynaklı belirsizlik sunan politikalar, Suriyelilerin maruz kaldığı sorunları derinleşmesine yol açmaktadır. Göç hareketleri, küreselleşmenin neticesi olarak büyük bir hız kazanmış ve kimi zaman bu hareketlilik kaygı duyulan bir olgu haline gelmeye başlamıştır. Özellikle savaş gibi nedenlerle göç eden insanların gittikleri yerlerde zor koşullar ekseninde çalışma, ayrımcılık ve dışlanma gibi süreçlerle karşı karşıya gelmektedirler. Dolayısıyla bu durumların büyük bir titizlikle araştırılması ve birlikte yaşamanın imkanlarının ortaya koyulması gerekmektedir. Göç hareketlerinden sonra oluşan toplumsal farklılıkların ya da ülkelerde kötü giden birtakım işlerin faturasının göç etmiş insanlara kesilmesi, göçmen karşıtı milliyetçiliği şiddetlendirmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 136,50 | 136,50 |