1- Çocuklara sesleniş:
Uğurböceği, o güzelim pastanın tadına bakamadı o gün. Çünkü hiç tahmin etmediği bir davet almıştı arkadaşından. Davet dediysem öyle danslı, kahkahalı bir davet gelmesin aklınıza. ‘Zonkkkk’ diye kafasına bir şey düşmüş hissi veren bir davet.
‘Eeee gitti mi o davete? Sonra ne oldu?’ diye merak ettiysen minicik bir ipucu verebilirim sana, o partiden sonra Uğurböceğinin gizli görevi başladı.
Uğurböceği, görevini anlatırken seni rengârenk bir dünyaya davet ediyor. Bu dünyada sarılar, turuncular, kırmızılar var.
Futbolu sevenler, ‘ayy hiç gol atamam’ diyenler, taaa uzaklardaki sesi hissedenler, ‘benim kas gelişimim sizden farklı’ diyenler, herkes bir arada. Farklılıkları ve aynılıklarıyla.
Ah bu arada, az kalsın unutuyordum, Uğurböceği gizli görevine yardımcı arkadaş arıyor. Sen de görevleri seversen, hemen kitabı okumaya başla istersen….
2- Yetişkinlere sesleniş:
Kaç kelime lazım dert bildiğini anlatmaya?
Kaç kitap lazım doğruyu yansıtmaya?
Ya da kaç video lazım fark ettirmeye?
Peki ya yalnızca yoğun, derinden, çok derinden bir hissediş, yeterli olur mu ‘biz de varız’ demeye?
Beyza Bulut bu kez de çocuklar için yazdı kitaplarını. Elinizde tuttuğunuz kitap, özel gereksinimli kardeşi olan ve normal gelişim gösteren bir çocuğun yaşadığı zorlanmayı, bulduğu oyun üzerinden anlatıyor.
Okurken sizleri duygudan duyguya sürükleyecek bu kitabı okurken (ya da çocuğunuza okurken) tebessümle hüznün yüzünüzde el ele dolaştığını fark edecek, kalbinizi şefkatle dolduracaksınız.
Bu kitap, farklılığın içindeki aynılığı hissetmek isteyen herkese içindir.
UZMAN GÖRÜŞLERİ:
1- Bir kitabı değerli kılan şey; gerçeğe yakınlığıdır. Elinizde tuttuğunuz bu kitap ise; gerçeğin bizzat kendisi…
İpek Bade, özel gereksinimli bir çocuk olarak dünyaya geldi, melek bir annenin kucağında dünyayı seyretti, annesinin kalbine bu kitabı yazması için ilham verdi ve elinizde tuttuğunuz kitabın basımını göremeden dünyayı bıraktı gitti.
Gerçeği bu kadar bize yakınlaştıran, bir özel gereksinimli çocuğun gözünden dünyayı tanıtan Beyza Bulut’a kalben teşekkür ederim.
Sizleri, İpek Bade’nin gözlerinden dünyayı seyretmeye davet ediyorum.
Adem GÜNEŞ PEDAGOG/YAZAR
2-Sıkışmak, hem de bir kayanın altında kalmışçasına.
Uğurböceği, küçük bedeninde hissetti bu sıkışmayı. Sonra sır yaptı bunu kendine, yıllar yılı tuttu içinde. Belki kaçmak istedi bu zorlanmadan bile isteye.
En sonunda görev edindi kendine, ‘farklılar sandılar, ne yapacaklarını, nasıl yaklaşacaklarını bilemediler’ dedi ve harekete geçti. Öyle ya, bilselerdi ‘sen gel ama o gelmesin’ derler miydi hiç?
Zorlandılar bu durum karşısında. Kimler mi zorlandı?
Onlar özel gereksinimli bireylerin, normal gelişen kardeşleri. Kardeş olmak başlı başına zorlukları barındırırken; bu kardeşlik bazen utancı, bazen korkuyu, bazen öfkeyi, bazen ise empatiyi barındırıyor.
Elinizde tuttuğunuz bu kitapta uğurböceği, empatiyi etkileyici bir dille, oyuncu bir fikirle anlatıyor.
Çocuklarımız farkındalık penceresinden bakabilmek için uykuda gelen empati parfümünü beklemesin istiyorsak, hayatın renklerini, kuşların sesini, insanların kendilerine özgünlüklerini anlatalım.
Çünkü, çocuklar biz anlattıkça anlayacak, anladıkça anlamlandıracaklar. Anlam, bu hayatın tümüdür.
KÜBRA ERİKEL GÜLKAN/ SOSYAL HİZMET UZMANI VE AİLE DANIŞMANI
1- Çocuklara sesleniş:
Uğurböceği, o güzelim pastanın tadına bakamadı o gün. Çünkü hiç tahmin etmediği bir davet almıştı arkadaşından. Davet dediysem öyle danslı, kahkahalı bir davet gelmesin aklınıza. ‘Zonkkkk’ diye kafasına bir şey düşmüş hissi veren bir davet.
‘Eeee gitti mi o davete? Sonra ne oldu?’ diye merak ettiysen minicik bir ipucu verebilirim sana, o partiden sonra Uğurböceğinin gizli görevi başladı.
Uğurböceği, görevini anlatırken seni rengârenk bir dünyaya davet ediyor. Bu dünyada sarılar, turuncular, kırmızılar var.
Futbolu sevenler, ‘ayy hiç gol atamam’ diyenler, taaa uzaklardaki sesi hissedenler, ‘benim kas gelişimim sizden farklı’ diyenler, herkes bir arada. Farklılıkları ve aynılıklarıyla.
Ah bu arada, az kalsın unutuyordum, Uğurböceği gizli görevine yardımcı arkadaş arıyor. Sen de görevleri seversen, hemen kitabı okumaya başla istersen….
2- Yetişkinlere sesleniş:
Kaç kelime lazım dert bildiğini anlatmaya?
Kaç kitap lazım doğruyu yansıtmaya?
Ya da kaç video lazım fark ettirmeye?
Peki ya yalnızca yoğun, derinden, çok derinden bir hissediş, yeterli olur mu ‘biz de varız’ demeye?
Beyza Bulut bu kez de çocuklar için yazdı kitaplarını. Elinizde tuttuğunuz kitap, özel gereksinimli kardeşi olan ve normal gelişim gösteren bir çocuğun yaşadığı zorlanmayı, bulduğu oyun üzerinden anlatıyor.
Okurken sizleri duygudan duyguya sürükleyecek bu kitabı okurken (ya da çocuğunuza okurken) tebessümle hüznün yüzünüzde el ele dolaştığını fark edecek, kalbinizi şefkatle dolduracaksınız.
Bu kitap, farklılığın içindeki aynılığı hissetmek isteyen herkese içindir.
UZMAN GÖRÜŞLERİ:
1- Bir kitabı değerli kılan şey; gerçeğe yakınlığıdır. Elinizde tuttuğunuz bu kitap ise; gerçeğin bizzat kendisi…
İpek Bade, özel gereksinimli bir çocuk olarak dünyaya geldi, melek bir annenin kucağında dünyayı seyretti, annesinin kalbine bu kitabı yazması için ilham verdi ve elinizde tuttuğunuz kitabın basımını göremeden dünyayı bıraktı gitti.
Gerçeği bu kadar bize yakınlaştıran, bir özel gereksinimli çocuğun gözünden dünyayı tanıtan Beyza Bulut’a kalben teşekkür ederim.
Sizleri, İpek Bade’nin gözlerinden dünyayı seyretmeye davet ediyorum.
Adem GÜNEŞ PEDAGOG/YAZAR
2-Sıkışmak, hem de bir kayanın altında kalmışçasına.
Uğurböceği, küçük bedeninde hissetti bu sıkışmayı. Sonra sır yaptı bunu kendine, yıllar yılı tuttu içinde. Belki kaçmak istedi bu zorlanmadan bile isteye.
En sonunda görev edindi kendine, ‘farklılar sandılar, ne yapacaklarını, nasıl yaklaşacaklarını bilemediler’ dedi ve harekete geçti. Öyle ya, bilselerdi ‘sen gel ama o gelmesin’ derler miydi hiç?
Zorlandılar bu durum karşısında. Kimler mi zorlandı?
Onlar özel gereksinimli bireylerin, normal gelişen kardeşleri. Kardeş olmak başlı başına zorlukları barındırırken; bu kardeşlik bazen utancı, bazen korkuyu, bazen öfkeyi, bazen ise empatiyi barındırıyor.
Elinizde tuttuğunuz bu kitapta uğurböceği, empatiyi etkileyici bir dille, oyuncu bir fikirle anlatıyor.
Çocuklarımız farkındalık penceresinden bakabilmek için uykuda gelen empati parfümünü beklemesin istiyorsak, hayatın renklerini, kuşların sesini, insanların kendilerine özgünlüklerini anlatalım.
Çünkü, çocuklar biz anlattıkça anlayacak, anladıkça anlamlandıracaklar. Anlam, bu hayatın tümüdür.
KÜBRA ERİKEL GÜLKAN/ SOSYAL HİZMET UZMANI VE AİLE DANIŞMANI
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 62,00 | 62,00 |