1501 yılında, seyahat ettiği ticaret gemisi, Adriyatik Denizi’nde korsanlar tarafından ele geçirilip kendisi de esir düştükten sonra, Osmanlı sarayına satılan Giovan Antonio Menavino, Sultan II. Bâyezid’in maiyetinde kaldığı on sene boyunca Enderun’da eğitim gördü, Sultan’ın hizmetinde bulundu ve on altıncı asır saray hayatına yakinen şahitlik ederek bugün bizim için önemli olabilecek ayrıntıları kaydetti. Ülkesine döndükten otuz yıl sonra kaleme aldığı elinizdeki bu "inceleme" onun tek eseri. Eser, Fransa Kralı II. Henri’ye ithaf edilmiş ve ithaf yazısında yazar tarafından Kral’a Türklere karşı açacağı savaşta Tanrı’dan muvaffakiyet niyaz edilmiş. Batının Gözüyle Türkler serisi içinde yayınladığımız diğer eserlerde de görülen "yabancılaştırma" bu on altıncı yüzyıl metninde "korku" olarak karşımıza çıkıyor ve "Büyük Türk"ün gücü, kudreti, acımasızlığı esere damgasını vuruyor.
1501 yılında, seyahat ettiği ticaret gemisi, Adriyatik Denizi’nde korsanlar tarafından ele geçirilip kendisi de esir düştükten sonra, Osmanlı sarayına satılan Giovan Antonio Menavino, Sultan II. Bâyezid’in maiyetinde kaldığı on sene boyunca Enderun’da eğitim gördü, Sultan’ın hizmetinde bulundu ve on altıncı asır saray hayatına yakinen şahitlik ederek bugün bizim için önemli olabilecek ayrıntıları kaydetti. Ülkesine döndükten otuz yıl sonra kaleme aldığı elinizdeki bu "inceleme" onun tek eseri. Eser, Fransa Kralı II. Henri’ye ithaf edilmiş ve ithaf yazısında yazar tarafından Kral’a Türklere karşı açacağı savaşta Tanrı’dan muvaffakiyet niyaz edilmiş. Batının Gözüyle Türkler serisi içinde yayınladığımız diğer eserlerde de görülen "yabancılaştırma" bu on altıncı yüzyıl metninde "korku" olarak karşımıza çıkıyor ve "Büyük Türk"ün gücü, kudreti, acımasızlığı esere damgasını vuruyor.