Türkiye'nin Tarihi ve Ekonomik Politik Yapısı 1838-2016

Stok Kodu:
9789753447768
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
558
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
%30 indirimli
460,00TL
322,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 322,00TL
Tedarikçi Stoğu 5 Adet
9789753447768
378240
Türkiye'nin Tarihi ve Ekonomik Politik Yapısı 1838-2016
Türkiye'nin Tarihi ve Ekonomik Politik Yapısı 1838-2016
322.00

Osmanlı yarı sömürgeleşme sürecinde iflasa sürüklendi. Babıâli yerini Galata bankerleri, Osmanlı Bankası ve Düyun-u Umumiye'ye terk etmişti.

İmparatorluk tarihten silindi. Milli Mücadele, İttihatçıların sınıfsal ittifak ve örgütsel zemininde, soykırım ve sermaye transferlerini meşrulaştıran bir çizgide geliştirildi.

Kemalist önderlik, sömürgecilerle, yeni işbölümünün pazarlığını yaparken sınırsız pragmatizm sergiledi. Ekonomik ve siyasi bağımsızlığın sınırları böyle çizildi. Devletçi sanayileşme hamlesiyle nispeten bağımsız bir yapı oluşturuldu.

Savaş ortamında vurgunlar, karaborsa furyası, Hükümeti Nazi etkisiyle, Varlık Vergisi görüntüsünde sermaye gaspına yöneltti. Bu 1915 soykırım politikasının resmî ideoloji olarak tesciliydi.

DP iktidarı, küçük burjuva diktatörlüğünün yirmi yedi yıllık hâkimiyetini sona erdirdi. Emperyalizmin yeni sömürgecilik ilişkileri DP iktidarı döneminde geliştirildi.

Uluslararası işbölümünde Türkiye ithalata bağımlı bir sanayileşmeye yönlendirildi. Türkiye bu istikamette ilerledi. Sermaye içi çatışmalar, DP iktidarını 27 Mayıs askerî darbesiyle sona erdirdi.

12 Mart darbesinin uluslararası ilişkilerin yeniden tanzimi, hâkim sınıflararası çelişkileri çözme ve halk muhalefetini ezme girişimleri çare olmadı. Türkiye yeni bir bataklığa saplandı.

12 Eylül faşizmi halk muhalefetini bastırdığında 24 Ocak kararları uygulamaya konulabildi, ihraç ekonomisi modeline geçildi. Devletçi politikaları simgeleyen sermaye birikimi sona erdirildi. Dış borçlanmaya dayalı sermaye birikim rejimi ikame edildi.
28 Şubat askerî darbesinde kazaya uğrayan İslami kesimin, emperyalizm ve işbirlikçileriyle, dostluk temelli ilişkileri AKP'de vücut buldu.

AKP, Türkiye'yi IMF, DB yönergeleri doğrultusunda dönüştürdü. Türkiye spekülatif sermaye kıskacında açmaza alındı. Dış ekonomik, siyasi dalgalanmalara, negatif etkilere açık bir yapı oluştu. Büyüme edebiyatı eşliğinde emekçiler yoksullaştı veya açlığa mahkûm edildi. Emekçi kesimlere yönelik saldırılar piyasanın derinleştirilmesine hizmet eden rafine uygulamalarla sürdürüldü.

Sosyal kültürel formlar mutasyona uğradı. Ortaya koyu İslami yeşil rengin dolar banknotlarıyla bütünleştiği, soysuz bir model çıktı. Kapitalizmin yalnızca teknolojisini, sınai mamullerini ithal etmekle yetinmeyen, bunun daha ilerisinde, efendisine benzemek için onun düşünce, ideoloji ve tüketici davranışlarını taklit eden kölelere özgü bir algı hâkim kılındı.
15 Temmuz askerî darbe girişimi Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarının devleti ve toplumu İslami çizgide dönüştürme ve sömürgeleşme sürecinin ilerletilmesi için bir fırsat olarak değerlendirildi.

Osmanlı yarı sömürgeleşme sürecinde iflasa sürüklendi. Babıâli yerini Galata bankerleri, Osmanlı Bankası ve Düyun-u Umumiye'ye terk etmişti.

İmparatorluk tarihten silindi. Milli Mücadele, İttihatçıların sınıfsal ittifak ve örgütsel zemininde, soykırım ve sermaye transferlerini meşrulaştıran bir çizgide geliştirildi.

Kemalist önderlik, sömürgecilerle, yeni işbölümünün pazarlığını yaparken sınırsız pragmatizm sergiledi. Ekonomik ve siyasi bağımsızlığın sınırları böyle çizildi. Devletçi sanayileşme hamlesiyle nispeten bağımsız bir yapı oluşturuldu.

Savaş ortamında vurgunlar, karaborsa furyası, Hükümeti Nazi etkisiyle, Varlık Vergisi görüntüsünde sermaye gaspına yöneltti. Bu 1915 soykırım politikasının resmî ideoloji olarak tesciliydi.

DP iktidarı, küçük burjuva diktatörlüğünün yirmi yedi yıllık hâkimiyetini sona erdirdi. Emperyalizmin yeni sömürgecilik ilişkileri DP iktidarı döneminde geliştirildi.

Uluslararası işbölümünde Türkiye ithalata bağımlı bir sanayileşmeye yönlendirildi. Türkiye bu istikamette ilerledi. Sermaye içi çatışmalar, DP iktidarını 27 Mayıs askerî darbesiyle sona erdirdi.

12 Mart darbesinin uluslararası ilişkilerin yeniden tanzimi, hâkim sınıflararası çelişkileri çözme ve halk muhalefetini ezme girişimleri çare olmadı. Türkiye yeni bir bataklığa saplandı.

12 Eylül faşizmi halk muhalefetini bastırdığında 24 Ocak kararları uygulamaya konulabildi, ihraç ekonomisi modeline geçildi. Devletçi politikaları simgeleyen sermaye birikimi sona erdirildi. Dış borçlanmaya dayalı sermaye birikim rejimi ikame edildi.
28 Şubat askerî darbesinde kazaya uğrayan İslami kesimin, emperyalizm ve işbirlikçileriyle, dostluk temelli ilişkileri AKP'de vücut buldu.

AKP, Türkiye'yi IMF, DB yönergeleri doğrultusunda dönüştürdü. Türkiye spekülatif sermaye kıskacında açmaza alındı. Dış ekonomik, siyasi dalgalanmalara, negatif etkilere açık bir yapı oluştu. Büyüme edebiyatı eşliğinde emekçiler yoksullaştı veya açlığa mahkûm edildi. Emekçi kesimlere yönelik saldırılar piyasanın derinleştirilmesine hizmet eden rafine uygulamalarla sürdürüldü.

Sosyal kültürel formlar mutasyona uğradı. Ortaya koyu İslami yeşil rengin dolar banknotlarıyla bütünleştiği, soysuz bir model çıktı. Kapitalizmin yalnızca teknolojisini, sınai mamullerini ithal etmekle yetinmeyen, bunun daha ilerisinde, efendisine benzemek için onun düşünce, ideoloji ve tüketici davranışlarını taklit eden kölelere özgü bir algı hâkim kılındı.
15 Temmuz askerî darbe girişimi Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarının devleti ve toplumu İslami çizgide dönüştürme ve sömürgeleşme sürecinin ilerletilmesi için bir fırsat olarak değerlendirildi.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 322,00    322,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat