“Türkiye’de eğitimde son yirmi yılda devrim niteliğinde ilerlemeler sağlanmıştır. Temel eğitim ve ortaöğretimde okullaşma oranları 2000’li yılların başına göre oldukça artmış ve eğitimde evrenselleşme büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir. Derslik başına ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı da yine 2000’li yıllara göre çok daha iyi bir seviyeye ulaştırılarak ilk kez OECD ortalamasına yaklaşmıştır. Her iki boyutta iyileşmeyi sağlayabilmek, bu dönemde eğitimde yaşanan büyümenin kalite odaklı olduğunun en önemli kanıtıdır. Zaten bu kanıt, PISA ve TIMSS gibi uluslararası öğrenci başarı araştırmalarının her döngüsünde tekrar tekrar ortaya konmaktadır.”
Türkiye’de eğitim, güncelliğini daima koruyan ve yeniden düşünülmesi gereken bir alanı işaret eder. 2000’li yıllar, Türkiye’nin okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde pek çok dönüşüme tanık olduğu yıllardır. Bu kitap, okurları beşeri sermayeden eğitimde fırsat eşitliğine, kız çocuklarının okullaşma oranından eğitimde kaliteli bir büyümenin imkânlarına, yükseköğretime girişte karşılaşılan problemlerden okullar arası başarı farklarına, güvenli bir okul ikliminden öğretmenlerin yaşadıkları zorlu süreçlere, Covid-19 döneminde uzaktan eğitimin sistemde sebep olduğu sorunlara kadar pek çok güncel başlıkla Türkiye’de eğitim sisteminin açmazlarını yeniden düşünmeye davet ediyor. Bunları yaparken sistemin içinde kronikleşmiş biçimde tekrarlanan retorikleri sorgulayarak iyileşmesine ihtimal verilmeyen sorunların, iyi bir planlamayla nasıl çözülebileceğine dikkat çekiyor ve toplumun eğitim konusundaki tüm paydaşlarına “başka bir eğitim mümkün” mesajını veriyor.
“Türkiye’de eğitimde son yirmi yılda devrim niteliğinde ilerlemeler sağlanmıştır. Temel eğitim ve ortaöğretimde okullaşma oranları 2000’li yılların başına göre oldukça artmış ve eğitimde evrenselleşme büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir. Derslik başına ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı da yine 2000’li yıllara göre çok daha iyi bir seviyeye ulaştırılarak ilk kez OECD ortalamasına yaklaşmıştır. Her iki boyutta iyileşmeyi sağlayabilmek, bu dönemde eğitimde yaşanan büyümenin kalite odaklı olduğunun en önemli kanıtıdır. Zaten bu kanıt, PISA ve TIMSS gibi uluslararası öğrenci başarı araştırmalarının her döngüsünde tekrar tekrar ortaya konmaktadır.”
Türkiye’de eğitim, güncelliğini daima koruyan ve yeniden düşünülmesi gereken bir alanı işaret eder. 2000’li yıllar, Türkiye’nin okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde pek çok dönüşüme tanık olduğu yıllardır. Bu kitap, okurları beşeri sermayeden eğitimde fırsat eşitliğine, kız çocuklarının okullaşma oranından eğitimde kaliteli bir büyümenin imkânlarına, yükseköğretime girişte karşılaşılan problemlerden okullar arası başarı farklarına, güvenli bir okul ikliminden öğretmenlerin yaşadıkları zorlu süreçlere, Covid-19 döneminde uzaktan eğitimin sistemde sebep olduğu sorunlara kadar pek çok güncel başlıkla Türkiye’de eğitim sisteminin açmazlarını yeniden düşünmeye davet ediyor. Bunları yaparken sistemin içinde kronikleşmiş biçimde tekrarlanan retorikleri sorgulayarak iyileşmesine ihtimal verilmeyen sorunların, iyi bir planlamayla nasıl çözülebileceğine dikkat çekiyor ve toplumun eğitim konusundaki tüm paydaşlarına “başka bir eğitim mümkün” mesajını veriyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 73,20 | 73,20 |