Tarihsel süreçte Türkiye’de uzman eğitim yöneticisi yetiştirme konusunda Millî Eğitim Şûralarında ve Beş Yıllık Kalkınma Planlarında tavsiye niteliğinde çeşitli kararlar alındığı, düzenlemelere gidildiği görülmektedir. Bu alınan tavsiye karar ve düzenlemelerin çoğunun eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesinden ziyade okul yöneticisi seçme ve atama süreçleri ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Eğitim yöneticiliği, bir uzmanlık alanı olarak kabul edilse de okul yöneticisi olmak için öğretmen olmanın yeterli ve ön şart olarak kabul edilmesi, eğitim yöneticiliğinin çok farklı yeterlilik ve nitelikler gerektiren bir meslek olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesine ve öğretmenlikten sonraki bir kariyer basamağı olarak algılanmasına neden olmaktadır. Bu anlayışın temel nedeni, iyi öğretmenlerin iyi okul yöneticileri olacağına yönelik inanç ve mevcut seçim mekanizmalarını iyileştirmenin en doğru kişinin yönetici olarak seçilmesini sağlayacağına yönelik düşüncedir.
Bilindiği üzere okul liderleri olarak okul yöneticilerinin kalitesi, öğrenme ortamı olarak okullarda öğrenme ve öğretme sürecinin kalitesini, etkililiğini ve verimliliğini etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Bu bağlamda hayatın her alanında değişim ve gelişimlerin çok hızlı bir şekilde yaşandığı günümüzde, günün şartlarına hızlı bir şekilde uyum sağlayabilecek, okulun etkililiğini ve verimliliğini en üst düzeyde tutacak yöneticilere ihtiyaç vardır. Sürekli gelişen bir bilim dalı olarak eğitim yönetiminin amacı; nitelikli, kalifiye, donanımlı eğitim-okul yöneticisi yetiştirmektir. Bu nedenle eğitim sisteminin etkililiği ve verimliliği için öncelikle eğitim yönetiminin bir bilim, eğitim-okul yöneticiliğinin uzmanlık bilgisi gerektiren bir meslek olduğunu kabul etmenin ve bu bilim ışığında eğitim-okul yöneticileri yetiştirmenin, uzman bilgisine sahip nitelikli, donanımlı bireyleri yönetici olarak atamanın öncelikli olduğu görülmektedir.
Tarihsel süreçte Türkiye’de uzman eğitim yöneticisi yetiştirme konusunda Millî Eğitim Şûralarında ve Beş Yıllık Kalkınma Planlarında tavsiye niteliğinde çeşitli kararlar alındığı, düzenlemelere gidildiği görülmektedir. Bu alınan tavsiye karar ve düzenlemelerin çoğunun eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesinden ziyade okul yöneticisi seçme ve atama süreçleri ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Eğitim yöneticiliği, bir uzmanlık alanı olarak kabul edilse de okul yöneticisi olmak için öğretmen olmanın yeterli ve ön şart olarak kabul edilmesi, eğitim yöneticiliğinin çok farklı yeterlilik ve nitelikler gerektiren bir meslek olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesine ve öğretmenlikten sonraki bir kariyer basamağı olarak algılanmasına neden olmaktadır. Bu anlayışın temel nedeni, iyi öğretmenlerin iyi okul yöneticileri olacağına yönelik inanç ve mevcut seçim mekanizmalarını iyileştirmenin en doğru kişinin yönetici olarak seçilmesini sağlayacağına yönelik düşüncedir.
Bilindiği üzere okul liderleri olarak okul yöneticilerinin kalitesi, öğrenme ortamı olarak okullarda öğrenme ve öğretme sürecinin kalitesini, etkililiğini ve verimliliğini etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Bu bağlamda hayatın her alanında değişim ve gelişimlerin çok hızlı bir şekilde yaşandığı günümüzde, günün şartlarına hızlı bir şekilde uyum sağlayabilecek, okulun etkililiğini ve verimliliğini en üst düzeyde tutacak yöneticilere ihtiyaç vardır. Sürekli gelişen bir bilim dalı olarak eğitim yönetiminin amacı; nitelikli, kalifiye, donanımlı eğitim-okul yöneticisi yetiştirmektir. Bu nedenle eğitim sisteminin etkililiği ve verimliliği için öncelikle eğitim yönetiminin bir bilim, eğitim-okul yöneticiliğinin uzmanlık bilgisi gerektiren bir meslek olduğunu kabul etmenin ve bu bilim ışığında eğitim-okul yöneticileri yetiştirmenin, uzman bilgisine sahip nitelikli, donanımlı bireyleri yönetici olarak atamanın öncelikli olduğu görülmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 207,40 | 207,40 |