Modern devletin oluşumunu statik değil devam eden bir süreç olarak değerlendiren derlemede; devam eden bu süreçte devlet, uluslararası, ulusal ve yerel pek çok aktörün karşılıklı etkileşimi ve bu aktörlerin sosyal ve politik mücadelelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir kurumsal yapı ve pratikler bütünü olarak değerlendiriliyor. Kitapta ayrıca modern devlet oluşumuna ilişkin literatürün ulusal merkez odaklı yaklaşımıyla da hesaplaşılıyor ve yerel pratiklerin merkezdeki pratiklerden nasıl farklı olabildiği, aynı ulusal birim içinde birbirine hiç benzemeyen farklı yönetim stratejilerinin varlığı ortaya seriliyor.
Türkiye'de her ne kadar ordunun rolü ve konumuna dair çalışmalar giderek çoğalıyor olsa da, bu alandaki en önemli boşluklardan biri erken cumhuriyet döneminde ordunun yeniden inşasıdır.
Türkiye'de Ordu, Devlet Ve Güvenlik Siyaseti adlı bu çalışma, bu literatürün kimi boşluklarını doldurma hedefiyle geç Osmanlı dönemine ve cumhuriyet sonrası döneme odaklanan iki bölümden oluşuyor. Kitabın ilk bölümü geç Osmanlı döneminde güvenlik aygıtının oluşumuna ve bu aygıtın nasıl modern devletle ilintili pratikleri güçlendirdiğine odaklanıyor. İkinci bölüm ise Türkiye Cumhuriyeti üzerine yoğunlaşıyor ve ana odak noktasını güvenlik politikaları bağlamındaki kurumsal yapılar, söylemsel iktidarlar, sosyopolitik ilişkiler ve etkileşim ağları oluşturuyor.
Bu derleme modern devletin oluşumunu statik değil devam eden bir süreç olarak görüyor. Devam eden bu süreçte ise devlet, uluslararası, ulusal ve yerel pek çok aktörün karşılıklı etkileşiminin, bu aktörlerin sosyal ve politik mücadelelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir kurumsal yapı ve pratikler bütünü olarak değerlendiriliyor. Kitap bir bütün olarak okunduğunda iddiası bu aktörlerden hiçbirinin tek başına devletin inşa sürecini kontrol etmediği yönündedir. Türkiye'de Ordu, Devlet Ve Güvenlik Siyaseti'nde ayrıca modern devlet oluşumuna ilişkin literatürün ulusal merkez odaklı yaklaşımıyla da hesaplaşılıyor ve yerel pratiklerin merkezdeki pratiklerden nasıl farklı olabildiği, aynı ulusal birim içinde birbirine hiç benzemeyen farklı yönetim stratejilerinin varlığı ortaya seriliyor.
Modern devletin oluşumunu statik değil devam eden bir süreç olarak değerlendiren derlemede; devam eden bu süreçte devlet, uluslararası, ulusal ve yerel pek çok aktörün karşılıklı etkileşimi ve bu aktörlerin sosyal ve politik mücadelelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir kurumsal yapı ve pratikler bütünü olarak değerlendiriliyor. Kitapta ayrıca modern devlet oluşumuna ilişkin literatürün ulusal merkez odaklı yaklaşımıyla da hesaplaşılıyor ve yerel pratiklerin merkezdeki pratiklerden nasıl farklı olabildiği, aynı ulusal birim içinde birbirine hiç benzemeyen farklı yönetim stratejilerinin varlığı ortaya seriliyor.
Türkiye'de her ne kadar ordunun rolü ve konumuna dair çalışmalar giderek çoğalıyor olsa da, bu alandaki en önemli boşluklardan biri erken cumhuriyet döneminde ordunun yeniden inşasıdır.
Türkiye'de Ordu, Devlet Ve Güvenlik Siyaseti adlı bu çalışma, bu literatürün kimi boşluklarını doldurma hedefiyle geç Osmanlı dönemine ve cumhuriyet sonrası döneme odaklanan iki bölümden oluşuyor. Kitabın ilk bölümü geç Osmanlı döneminde güvenlik aygıtının oluşumuna ve bu aygıtın nasıl modern devletle ilintili pratikleri güçlendirdiğine odaklanıyor. İkinci bölüm ise Türkiye Cumhuriyeti üzerine yoğunlaşıyor ve ana odak noktasını güvenlik politikaları bağlamındaki kurumsal yapılar, söylemsel iktidarlar, sosyopolitik ilişkiler ve etkileşim ağları oluşturuyor.
Bu derleme modern devletin oluşumunu statik değil devam eden bir süreç olarak görüyor. Devam eden bu süreçte ise devlet, uluslararası, ulusal ve yerel pek çok aktörün karşılıklı etkileşiminin, bu aktörlerin sosyal ve politik mücadelelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir kurumsal yapı ve pratikler bütünü olarak değerlendiriliyor. Kitap bir bütün olarak okunduğunda iddiası bu aktörlerden hiçbirinin tek başına devletin inşa sürecini kontrol etmediği yönündedir. Türkiye'de Ordu, Devlet Ve Güvenlik Siyaseti'nde ayrıca modern devlet oluşumuna ilişkin literatürün ulusal merkez odaklı yaklaşımıyla da hesaplaşılıyor ve yerel pratiklerin merkezdeki pratiklerden nasıl farklı olabildiği, aynı ulusal birim içinde birbirine hiç benzemeyen farklı yönetim stratejilerinin varlığı ortaya seriliyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 23,66 | 23,66 |