Kitap, Balkan Harbi sonlarından başlar ve bir büyük çöküşle, Birinci Dünya Savaşı yenilgisiyle sona erer. 1913 -1918 arasında Türkiye'de görev yapan Von Sanders, cephede savaşa sürülmüş bir General değildir sadece. Türkiye'ye askerî bir görevle geldiği halde, ister istemez, ülkemizin iç ve dış politikasını ilgilendiren birçok meseleye tanık olmuş önemli ve stratejik bir isimdir de... Önce Sultan Reşat'ı, sonra Sultan Vahdettin'i, Sadrazam Sait Halim Paşa'yı, Talât Paşa'yı, Enver Paşa'yı yakından tanımak fırsatını bulan Von Sanders, Türk Ordusu'nun ünlü kumandanlarıyla, bu arada Mustafa Kemal Paşa ile cephelerde silah arkadaşlığı yapmıştır. General Liman Von Sanders'in gerek kişiler, gerekse olaylar hakkındaki yargıları ve eleştirileri oldukça ilginçtir. Von Sanders, sadece Osmanlı yöneticilerini eleştirmekle kalmıyor, Almanya'nın İstanbul'daki büyükelçilerini de aynı içtenlikle yargılıyor. Bu beş yıllık sürede, gelip geçmiş hemen hiçbir elçiden ve elçilik erkânından memnun değildir. Alman İmparatorluğu'nun çıkarlarına hizmet etmek ve Osmanlı İmparatorluğu Ordusunda yüklendiği görevleri gereğince yapabilmek başlıca kaygısıdır. Onda bu kaygıyı besleyen etkenin, memleketine ve kendi kişiliğine karşı duyduğu saygıdan başka bir şey olmadığı, hatıraların her satırında belli olmaktadır.
Kitap, Balkan Harbi sonlarından başlar ve bir büyük çöküşle, Birinci Dünya Savaşı yenilgisiyle sona erer. 1913 -1918 arasında Türkiye'de görev yapan Von Sanders, cephede savaşa sürülmüş bir General değildir sadece. Türkiye'ye askerî bir görevle geldiği halde, ister istemez, ülkemizin iç ve dış politikasını ilgilendiren birçok meseleye tanık olmuş önemli ve stratejik bir isimdir de... Önce Sultan Reşat'ı, sonra Sultan Vahdettin'i, Sadrazam Sait Halim Paşa'yı, Talât Paşa'yı, Enver Paşa'yı yakından tanımak fırsatını bulan Von Sanders, Türk Ordusu'nun ünlü kumandanlarıyla, bu arada Mustafa Kemal Paşa ile cephelerde silah arkadaşlığı yapmıştır. General Liman Von Sanders'in gerek kişiler, gerekse olaylar hakkındaki yargıları ve eleştirileri oldukça ilginçtir. Von Sanders, sadece Osmanlı yöneticilerini eleştirmekle kalmıyor, Almanya'nın İstanbul'daki büyükelçilerini de aynı içtenlikle yargılıyor. Bu beş yıllık sürede, gelip geçmiş hemen hiçbir elçiden ve elçilik erkânından memnun değildir. Alman İmparatorluğu'nun çıkarlarına hizmet etmek ve Osmanlı İmparatorluğu Ordusunda yüklendiği görevleri gereğince yapabilmek başlıca kaygısıdır. Onda bu kaygıyı besleyen etkenin, memleketine ve kendi kişiliğine karşı duyduğu saygıdan başka bir şey olmadığı, hatıraların her satırında belli olmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 9,27 | 9,27 |