“1915'te Kürdistan'ı kuramayışımız tarihi bir hatadır.”
- HelmutSchmid
“Almanya ile ilişkiler 1980'lerde işçilerle birlikte başladı, 1990'lardan sonra eylemlilik sürecine girdi. Bu ülke PKK konusunda kendi çizgisinde bir kadro yaratmak istiyor. En büyük Kürt nüfus ve kuruluşlar buradadır. Almanya, kendi çizgisinde olan Kürt örgütlerini desteklemeye devam edecektir. Yalnız PKK'ya değil, Ortadoğu'ya açılımları var...''
- Abdullah Öcalan
PKK'nın, sesini duyurup, uluslararası kamuoyu yaratabileceği eylemleri koordine ettiği Avrupa’daki merkez üssü Almanya’dır.
Yayılmacı Alman politikasının temelinde, “yerel kültürlerin yaşatılması” adı altında “etnik kimliklerin birer büyük sorun haline getirilmesi” fikri vardır ve sivil toplum kuruluşları, vakıflar, siyasi partiler bu politikaların hayata geçirilmesinde etkin görev alırlar.
STK ve vakıflar Alman istihbarat teşkilatı BND’nin kontrolü altında olup, taşeron birimler olarak çalışmakta; yurt içi ve yurt dışı masrafları tamamen federal bütçeden karşılanmaktadır. Her vakfın Alman siyasi partilerinden en az birisi ile muhakkak bir bağı vardır.
PKK Almanya’da, Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller Parti ve Hristiyan Sosyal Demokrat Parti içindeki milletvekillerinden aldığı destekle etkinliğini arttırmaya devam etmektedir. Alman Demokratik Sosyalizm Partisi‘nin bazı vekilleri örgütün yapmak istediği bir çok toplantı, yürüyüş v.s. eylemlerin resmi izinlerinin alınmasında yardımcı olmaktadır.
Son dönemde PKK ve PYD’yi, Suriye’de DEAŞ’a karşı savaşan tek güç olarak göstererek kamuoyunda parlatmaya çalışan Sol Parti milletvekilleri, Almanya’da örgüte yönelik yasağın kalkması için de yoğun bir propaganda yürütmektedir.
Ömer Kalaycı’nın uzun yıllar yaşadığı Almanya’da yaptığı yoğun araştırmalar sonucu ortaya çıkan bu kitap, Alman devletinin PKK üzerinden oynadığı tüm oyunları deşifre ediyor.
“1915'te Kürdistan'ı kuramayışımız tarihi bir hatadır.”
- HelmutSchmid
“Almanya ile ilişkiler 1980'lerde işçilerle birlikte başladı, 1990'lardan sonra eylemlilik sürecine girdi. Bu ülke PKK konusunda kendi çizgisinde bir kadro yaratmak istiyor. En büyük Kürt nüfus ve kuruluşlar buradadır. Almanya, kendi çizgisinde olan Kürt örgütlerini desteklemeye devam edecektir. Yalnız PKK'ya değil, Ortadoğu'ya açılımları var...''
- Abdullah Öcalan
PKK'nın, sesini duyurup, uluslararası kamuoyu yaratabileceği eylemleri koordine ettiği Avrupa’daki merkez üssü Almanya’dır.
Yayılmacı Alman politikasının temelinde, “yerel kültürlerin yaşatılması” adı altında “etnik kimliklerin birer büyük sorun haline getirilmesi” fikri vardır ve sivil toplum kuruluşları, vakıflar, siyasi partiler bu politikaların hayata geçirilmesinde etkin görev alırlar.
STK ve vakıflar Alman istihbarat teşkilatı BND’nin kontrolü altında olup, taşeron birimler olarak çalışmakta; yurt içi ve yurt dışı masrafları tamamen federal bütçeden karşılanmaktadır. Her vakfın Alman siyasi partilerinden en az birisi ile muhakkak bir bağı vardır.
PKK Almanya’da, Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller Parti ve Hristiyan Sosyal Demokrat Parti içindeki milletvekillerinden aldığı destekle etkinliğini arttırmaya devam etmektedir. Alman Demokratik Sosyalizm Partisi‘nin bazı vekilleri örgütün yapmak istediği bir çok toplantı, yürüyüş v.s. eylemlerin resmi izinlerinin alınmasında yardımcı olmaktadır.
Son dönemde PKK ve PYD’yi, Suriye’de DEAŞ’a karşı savaşan tek güç olarak göstererek kamuoyunda parlatmaya çalışan Sol Parti milletvekilleri, Almanya’da örgüte yönelik yasağın kalkması için de yoğun bir propaganda yürütmektedir.
Ömer Kalaycı’nın uzun yıllar yaşadığı Almanya’da yaptığı yoğun araştırmalar sonucu ortaya çıkan bu kitap, Alman devletinin PKK üzerinden oynadığı tüm oyunları deşifre ediyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 75,00 | 75,00 |