Ferhat Zengin'in hazırladığı bu kitap, Türkiye sinema endüstrisinin dijital teknolojiyle eklemlenmesinin tarihsel bir görünümünü sergilemekte, dijitalleşmenin potansiyellerini tartışmaktadır. Türk Sinemasında 2000 yıllarında yaşanan durgunluğun ardından teknolojik yenilenme ve sinemaya verilen desteğinin sonucunda Türk sinemasında üretilen filmlerin neredeyse tamamı dijital kameralarla çekilmiş, film gösterim salonları da hızla dijitale dönüşmüştür. Yapımcı-yönetmen sayısında artışlar olmuş, yerli film yapım sayısı ve sinema izleyicisi sayısı ve dolayısıyla film hasılatları artmıştır. Film üretim maliyetlerinin dijital teknolojiyle birlikte azalması, fiziksel altyapının erişilebilir olmasıyla birlikte yeni ve genç yönetmenler ilk filmlerini dijital ortamda çekmişlerdir. Dağıtım açısından küçük bütçeli, yerli dağıtım şirketlerinin sayısının arttığını, gösterim olanaklarının da çeşitlendiğini ortaya koyan araştırma, klasik sinema salonlarının yerine yeni gösterim merkezlerinin ortaya çıktığını, gösterimin kolaylaştığını, bir bilgisayar ve perde ile her mekanın gösterim alanına dönüştüğünü belirtmektedir.
Sinemada dijital teknolojinin açtığı olanakları bir radikal dönüşüm değil, bir süreklilik olarak ele almak gerekmektedir. Bu bağlamda yazar Türk Sinemasında dijitalleşmenin olanaklarını ve dezavantajlarını teknolojik belirleyicilik yanılgısına düşmeden disiplinlerarası bir perpsepktifle ele almaktadır. Kitap Türk Sinemasının 2011-2015 tarihleri arasındaki durumuna ilişkin olgusal verileri ortaya çıkaran ve bu alanda yapılan ilk araştırmalardan biri olması nedeniyle bundan sonra yapılacak araştırmalar için başvuru kaynağı niteliğini taşımaktadır.
- Prof. Dr. Nilüfer Timisi İstanbul, Nisan 2017
Ferhat Zengin'in hazırladığı bu kitap, Türkiye sinema endüstrisinin dijital teknolojiyle eklemlenmesinin tarihsel bir görünümünü sergilemekte, dijitalleşmenin potansiyellerini tartışmaktadır. Türk Sinemasında 2000 yıllarında yaşanan durgunluğun ardından teknolojik yenilenme ve sinemaya verilen desteğinin sonucunda Türk sinemasında üretilen filmlerin neredeyse tamamı dijital kameralarla çekilmiş, film gösterim salonları da hızla dijitale dönüşmüştür. Yapımcı-yönetmen sayısında artışlar olmuş, yerli film yapım sayısı ve sinema izleyicisi sayısı ve dolayısıyla film hasılatları artmıştır. Film üretim maliyetlerinin dijital teknolojiyle birlikte azalması, fiziksel altyapının erişilebilir olmasıyla birlikte yeni ve genç yönetmenler ilk filmlerini dijital ortamda çekmişlerdir. Dağıtım açısından küçük bütçeli, yerli dağıtım şirketlerinin sayısının arttığını, gösterim olanaklarının da çeşitlendiğini ortaya koyan araştırma, klasik sinema salonlarının yerine yeni gösterim merkezlerinin ortaya çıktığını, gösterimin kolaylaştığını, bir bilgisayar ve perde ile her mekanın gösterim alanına dönüştüğünü belirtmektedir.
Sinemada dijital teknolojinin açtığı olanakları bir radikal dönüşüm değil, bir süreklilik olarak ele almak gerekmektedir. Bu bağlamda yazar Türk Sinemasında dijitalleşmenin olanaklarını ve dezavantajlarını teknolojik belirleyicilik yanılgısına düşmeden disiplinlerarası bir perpsepktifle ele almaktadır. Kitap Türk Sinemasının 2011-2015 tarihleri arasındaki durumuna ilişkin olgusal verileri ortaya çıkaran ve bu alanda yapılan ilk araştırmalardan biri olması nedeniyle bundan sonra yapılacak araştırmalar için başvuru kaynağı niteliğini taşımaktadır.
- Prof. Dr. Nilüfer Timisi İstanbul, Nisan 2017
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 97,50 | 97,50 |