Marks ve Engels’in temellerini attıkları Marksist sanat anlayışı, 1934’ ten sonra Toplumcu-Gerçekçilik olarak adlandırılır. Sovyetler Birliği’nin resmi sanat görüşü olarak benimsenen bu anlayış, özellikle 1940 yıllarından itibaren Marksist dünya görüşüne sahip ya da bu ideolojiye yakınlık duyan Türk öykücülerini de etkiler.
Bu öykücülerin eserlerinde Toplumcu-Gerçekçi edebiyet anlayışının izlerini görmek mümkündür. Elinizdeki eserde, bu sanat anlayışının Türk öykücüleri tarafından nasıl algılandığı ve onların öykülerine nasıl yansıdığı üzerinde durulmuş ve bu öykülerin Toplumcu-Gerçekçi anlayışı ne kadar yansıttığı tartışılmıştır.
Marks ve Engels’in temellerini attıkları Marksist sanat anlayışı, 1934’ ten sonra Toplumcu-Gerçekçilik olarak adlandırılır. Sovyetler Birliği’nin resmi sanat görüşü olarak benimsenen bu anlayış, özellikle 1940 yıllarından itibaren Marksist dünya görüşüne sahip ya da bu ideolojiye yakınlık duyan Türk öykücülerini de etkiler.
Bu öykücülerin eserlerinde Toplumcu-Gerçekçi edebiyet anlayışının izlerini görmek mümkündür. Elinizdeki eserde, bu sanat anlayışının Türk öykücüleri tarafından nasıl algılandığı ve onların öykülerine nasıl yansıdığı üzerinde durulmuş ve bu öykülerin Toplumcu-Gerçekçi anlayışı ne kadar yansıttığı tartışılmıştır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 17,50 | 17,50 |