Türk Ceza Hukuku Yaptırımlar ve İnfazı

Stok Kodu:
9786257277532
Boyut:
16x23.5
Sayfa Sayısı:
744
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%10 indirimli
187,00TL
168,30TL
9786257277532
679173
Türk Ceza Hukuku Yaptırımlar ve İnfazı
Türk Ceza Hukuku Yaptırımlar ve İnfazı
168.30

Bilginin faydaya dönüşmesine katkı, bir akademik çalışmanın en önemli özelliği olmalıdır. Henüz ceza hukuku alanında sistematik akademik bir programa dâhil olmadan yazmış olduğum “Soruşturma ve Koruma Tedbirleri” kitabında uygulamada var olan birtakım sorunlara çözüm önerisi getirmeyi hedeflemiştim. Doktora öğrenimine başladığımda aynı zamanda Nevşehir Cumhuriyet savcısı (infaz savcısı) olarak görev yapmaktaydım. İlam içeriklerindeki cezalara ilişkin süre belgesi (müddetname) hazırlarken okuduğum gerekçeli hükümlerde dikkatimi çeken iki husus; uygulamada cezanın belirlenmesi konusuna özen gösterilmemesi ve hükümlerde yeterli gerekçenin olmamasıydı. “Ceza Muhakemesinde Hükmün Gerekçesi”, isimli eseri doçentlik tezi olarak hazırladım. İnfaz savcısı olarak cezaların tespitinde özensiz hareket eden uygulamanın önünü açmak amacıyla doktora tezi olarak “Cezanın Belirlenmesi (TCK m.61)” konusunu yazdım ve savundum. Bugün ikinci baskısı için çalışmaya başladığım bu eser ve yüksek lisans tezim olan “Müsadere” yaptırım hukuku alanındaydı. “Hükümlü ve tutukluların mazeret izinleri” konulu makale infaz hukukuna ilişkin çalışmalarımdandır.

İnfaz savcılığı döneminde farklı, ilginç ilam ve belgelerden arşiv oluşturmaya başlamıştım. Her biri ayrı uç olaylar olması sebebiyle enteresan sayılabilecek bu örneklerden istifade etmemek mümkün değildir. İnfaz mevzuatındaki çok kapsamlı ve hızlı değişim sebebiyle bunlar, hatıralar olarak yazılabilecek konular halini aldı. Yaptırım ve infaz konularında uygulamada ve akademik alanda çalışmış olmam nedeniyle doçentlik sonrasında mutlaka infaz hukuku ile ilgili geniş bir çalışma yapmam gereğine ilişkin sorumluluk hissetmekteydim. 7242 sayılı Kanunla ilgili hazırlık çalışmalarının çok az bir kısmına katılmış olmam nedeniyle bu sorumluluk had safhaya ulaştı.

Kasım 2019’da infaza ilişkin bir çalışma ortaya koymak üzere başlayıp bir süre ara verdiğim bu çalışmaya Covid-19 (pandemi) sebebiyle sokağa çıkma yasağının yaşandığı dönemde tekrar dönüş yaptım. Bu nedenle kendimi, krizi fırsata çeviren az sayıda şanslı kişiden biri olarak görmekteyim. Bu süreçte infaz hukuku konusunda son değişiklikleri içeren yeni bir çalışmaya duyulan ihtiyaç da belirgin bir vaziyet almıştır.

5351 sayılı Kanundan (5275 sayılı CGTİHK’u değiştiren ilk Kanun) başlayıp 7242 sayılı Kanuna (5275 sayılı CGTİHK’u değiştiren son Kanun) kadar uzanan infaz mevzuatındaki değişiklikler, infaz uygulamalarını deyim yerindeyse labirent haline getirmiştir. Bu güçlüğe rağmen hedef alınan yolda amaç; bilime katkı ve uygulamaya yol göstermek olunca labirentte yolu bulmak, sizinle gelenlere de yolu göstermek anlamına gelmektedir.

Bu çalışmayı hazırlarken doktrinin teorik bilgileri ile uygulamanın detay pratiklerini bir arada okuyucuya sunmayı hedefledim. Bu maksatla Türkiye’de akademik kaidelere uygun olarak yazılmış çalışmaları inceledim. Çok ince ve detay bilgiye sahip “uygulama emekçilerinin” eserlerinden de istifade ettim. Doktrin ile ilgili kısımlarda “Alman infaz hukuku” kaynaklarından yararlandım. Cezanın Belirlenmesi isimli çalışmayı yaparken de şahit olduğum üzere ceza hukuku yaptırımlarının amacı, yaptırım teorisinin omurgasını oluşturmaktadır. Yaptırım hukuku enstrümanları (ceza hukuku yaptırımları), bunlara başvurulma amaçlarının doğru tahlil edilmesi halinde yerinde kullanılabilir. Yaptırımın amacının bilinmesi; kanunun ihdas edilmesi sırasında soyut yaptırım tespiti, somut olayda yaptırımın nasıl belirleneceği (türü, miktarı) ve faile ne şekilde uygulanacağı (infaz şekli) konusunda doğru hareket edilmesini sağlar. Belirtilen süreç ve hâsıl olan sebepler; “Türk Ceza Hukuku Yaptırımları ve İnfazı” çalışmasının esbab-ı mücibesini oluşturmaktadır.

Bilginin faydaya dönüşmesine katkı, bir akademik çalışmanın en önemli özelliği olmalıdır. Henüz ceza hukuku alanında sistematik akademik bir programa dâhil olmadan yazmış olduğum “Soruşturma ve Koruma Tedbirleri” kitabında uygulamada var olan birtakım sorunlara çözüm önerisi getirmeyi hedeflemiştim. Doktora öğrenimine başladığımda aynı zamanda Nevşehir Cumhuriyet savcısı (infaz savcısı) olarak görev yapmaktaydım. İlam içeriklerindeki cezalara ilişkin süre belgesi (müddetname) hazırlarken okuduğum gerekçeli hükümlerde dikkatimi çeken iki husus; uygulamada cezanın belirlenmesi konusuna özen gösterilmemesi ve hükümlerde yeterli gerekçenin olmamasıydı. “Ceza Muhakemesinde Hükmün Gerekçesi”, isimli eseri doçentlik tezi olarak hazırladım. İnfaz savcısı olarak cezaların tespitinde özensiz hareket eden uygulamanın önünü açmak amacıyla doktora tezi olarak “Cezanın Belirlenmesi (TCK m.61)” konusunu yazdım ve savundum. Bugün ikinci baskısı için çalışmaya başladığım bu eser ve yüksek lisans tezim olan “Müsadere” yaptırım hukuku alanındaydı. “Hükümlü ve tutukluların mazeret izinleri” konulu makale infaz hukukuna ilişkin çalışmalarımdandır.

İnfaz savcılığı döneminde farklı, ilginç ilam ve belgelerden arşiv oluşturmaya başlamıştım. Her biri ayrı uç olaylar olması sebebiyle enteresan sayılabilecek bu örneklerden istifade etmemek mümkün değildir. İnfaz mevzuatındaki çok kapsamlı ve hızlı değişim sebebiyle bunlar, hatıralar olarak yazılabilecek konular halini aldı. Yaptırım ve infaz konularında uygulamada ve akademik alanda çalışmış olmam nedeniyle doçentlik sonrasında mutlaka infaz hukuku ile ilgili geniş bir çalışma yapmam gereğine ilişkin sorumluluk hissetmekteydim. 7242 sayılı Kanunla ilgili hazırlık çalışmalarının çok az bir kısmına katılmış olmam nedeniyle bu sorumluluk had safhaya ulaştı.

Kasım 2019’da infaza ilişkin bir çalışma ortaya koymak üzere başlayıp bir süre ara verdiğim bu çalışmaya Covid-19 (pandemi) sebebiyle sokağa çıkma yasağının yaşandığı dönemde tekrar dönüş yaptım. Bu nedenle kendimi, krizi fırsata çeviren az sayıda şanslı kişiden biri olarak görmekteyim. Bu süreçte infaz hukuku konusunda son değişiklikleri içeren yeni bir çalışmaya duyulan ihtiyaç da belirgin bir vaziyet almıştır.

5351 sayılı Kanundan (5275 sayılı CGTİHK’u değiştiren ilk Kanun) başlayıp 7242 sayılı Kanuna (5275 sayılı CGTİHK’u değiştiren son Kanun) kadar uzanan infaz mevzuatındaki değişiklikler, infaz uygulamalarını deyim yerindeyse labirent haline getirmiştir. Bu güçlüğe rağmen hedef alınan yolda amaç; bilime katkı ve uygulamaya yol göstermek olunca labirentte yolu bulmak, sizinle gelenlere de yolu göstermek anlamına gelmektedir.

Bu çalışmayı hazırlarken doktrinin teorik bilgileri ile uygulamanın detay pratiklerini bir arada okuyucuya sunmayı hedefledim. Bu maksatla Türkiye’de akademik kaidelere uygun olarak yazılmış çalışmaları inceledim. Çok ince ve detay bilgiye sahip “uygulama emekçilerinin” eserlerinden de istifade ettim. Doktrin ile ilgili kısımlarda “Alman infaz hukuku” kaynaklarından yararlandım. Cezanın Belirlenmesi isimli çalışmayı yaparken de şahit olduğum üzere ceza hukuku yaptırımlarının amacı, yaptırım teorisinin omurgasını oluşturmaktadır. Yaptırım hukuku enstrümanları (ceza hukuku yaptırımları), bunlara başvurulma amaçlarının doğru tahlil edilmesi halinde yerinde kullanılabilir. Yaptırımın amacının bilinmesi; kanunun ihdas edilmesi sırasında soyut yaptırım tespiti, somut olayda yaptırımın nasıl belirleneceği (türü, miktarı) ve faile ne şekilde uygulanacağı (infaz şekli) konusunda doğru hareket edilmesini sağlar. Belirtilen süreç ve hâsıl olan sebepler; “Türk Ceza Hukuku Yaptırımları ve İnfazı” çalışmasının esbab-ı mücibesini oluşturmaktadır.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 168,30    168,30   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat