Tükenmeyen Hazine İslam, İnsanlık ve Mali İbadetler İslam, İnsanlık ve Mali İbadetler

Stok Kodu:
9786054977178
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
448
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
%40 indirimli
280,00TL
168,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 168,00TL
Tedarikçi Stoğu 8 Adet
9786054977178
503869
Tükenmeyen Hazine  İslam, İnsanlık ve Mali İbadetler
Tükenmeyen Hazine İslam, İnsanlık ve Mali İbadetler İslam, İnsanlık ve Mali İbadetler
168.00

İnsanlık karmakarışık bir kavga ve savaş dünyasına dönüşmüş durumda. En çaresiz insan gibi, her toplumun da malı, canı ve bütün varlıklarıyla güvenlik içinde olduğu ve hakkını alabildiği kalıcı bir dünya barış düzenine ihtiyaç var. Ama en bilgili, uygar ve zengin toplumlar bile zorla alma, sömürme, yolsuzluk, hile, soykırım, faiz ve savaş yani haksız kazanç peşinde! Refahlarının dayandığı ekonomik ve mali bütçe dengeleri bunlara bağlı. Uygarlık bunu gerektiriyor !

İnsanlar ve toplumlar, refahlarının dayandığı haksızlık, kan ve gözyaşlarını ya da sefalet içinde bıraktıkları insanların perişan hallerini düşünme melekelerini kaybetmiş durumdalar. Parçalayıp doyduktan sonra da bir timsah kadar masum ve barış içindeler! Bugün insanlık ailesi bu tür haksızlıkları onaylayan ve onlara hukuken geçerlilik sağlayan böyle çarpık bir uygarlık anlayışının egemenliği altındadır. Buna karşı çıkmakta olan gerçek hak ve hukuk savunucularına; adalete, paylaşmaya ve barış içinde kazanıp, yaşamaya dayalı, insanlık ailesinin evrensel ve ilahi düzenini hayata geçirmeye çalışanlara karşı amansız ve insanlık dışı bir yok etme savaşı verilmektedir.

Varlıkların biz insanlara bir şeyler vermede ne kadar da cömert yaratıldığını anlamak için çok akıllı veya bilgin olmaya gerek yok. Onlar, birbirlerine ve insanlara vermek için çırpınmaktadırlar. Biz insanların da onlardan ders alarak, birbirimize verici olmamız gerekmektedir. Evrenin düzeni vermeye dayanmaktadır. Öyleyse onun paraleli olan insanlığın düzeni de karşılıksız vermekle sağlanabilir. Sömürü ve savaşla değil..
İnsan ve toplumlar, birbirlerine karşılıksız verebilme-paylaşma düzeyine yükseldiği oranda  yabanilikten uzaklaşır, ehlileşir ve  evrensel adalet ve barış düzenine geçilebilir.

İnsan için, hırsızlık, yolsuzluk, hile, haksız kazanç, faiz, gasp-yağma, rüşvet, öldürmek ne kadar ahlak ve hukuk dışı ise; toplumlar ve devletler için de bu suçların paralelleri olan; savaş, sömürme, katliam, soykırım, yolsuzluk ve hilebazlıkla haksız kazanç sağlamak ve diğer toplumları bu suretle baskı ve esaret altına almak da, çok yüksek derecede ahlaksızlık, hukuksuzluk-haksızlık  ve vahşiliktir. Ama çağımızın egemen  uygarlığında  kişiler için suç olan bu  sömürü eylemleri, güçlü devletler ve sermaye grupları için suç değildir. İşte bu eylemleri  suç haline getirecek -yasaklayacak ve cezalandıracak  yasaları Türkiye yürürlüğe koymalı, insanlık ailesine ve özelde sömürülenlere sahip çıkmalıdır. Türkiye’ye de bu yakışır.

İnsanlık karmakarışık bir kavga ve savaş dünyasına dönüşmüş durumda. En çaresiz insan gibi, her toplumun da malı, canı ve bütün varlıklarıyla güvenlik içinde olduğu ve hakkını alabildiği kalıcı bir dünya barış düzenine ihtiyaç var. Ama en bilgili, uygar ve zengin toplumlar bile zorla alma, sömürme, yolsuzluk, hile, soykırım, faiz ve savaş yani haksız kazanç peşinde! Refahlarının dayandığı ekonomik ve mali bütçe dengeleri bunlara bağlı. Uygarlık bunu gerektiriyor !

İnsanlar ve toplumlar, refahlarının dayandığı haksızlık, kan ve gözyaşlarını ya da sefalet içinde bıraktıkları insanların perişan hallerini düşünme melekelerini kaybetmiş durumdalar. Parçalayıp doyduktan sonra da bir timsah kadar masum ve barış içindeler! Bugün insanlık ailesi bu tür haksızlıkları onaylayan ve onlara hukuken geçerlilik sağlayan böyle çarpık bir uygarlık anlayışının egemenliği altındadır. Buna karşı çıkmakta olan gerçek hak ve hukuk savunucularına; adalete, paylaşmaya ve barış içinde kazanıp, yaşamaya dayalı, insanlık ailesinin evrensel ve ilahi düzenini hayata geçirmeye çalışanlara karşı amansız ve insanlık dışı bir yok etme savaşı verilmektedir.

Varlıkların biz insanlara bir şeyler vermede ne kadar da cömert yaratıldığını anlamak için çok akıllı veya bilgin olmaya gerek yok. Onlar, birbirlerine ve insanlara vermek için çırpınmaktadırlar. Biz insanların da onlardan ders alarak, birbirimize verici olmamız gerekmektedir. Evrenin düzeni vermeye dayanmaktadır. Öyleyse onun paraleli olan insanlığın düzeni de karşılıksız vermekle sağlanabilir. Sömürü ve savaşla değil..
İnsan ve toplumlar, birbirlerine karşılıksız verebilme-paylaşma düzeyine yükseldiği oranda  yabanilikten uzaklaşır, ehlileşir ve  evrensel adalet ve barış düzenine geçilebilir.

İnsan için, hırsızlık, yolsuzluk, hile, haksız kazanç, faiz, gasp-yağma, rüşvet, öldürmek ne kadar ahlak ve hukuk dışı ise; toplumlar ve devletler için de bu suçların paralelleri olan; savaş, sömürme, katliam, soykırım, yolsuzluk ve hilebazlıkla haksız kazanç sağlamak ve diğer toplumları bu suretle baskı ve esaret altına almak da, çok yüksek derecede ahlaksızlık, hukuksuzluk-haksızlık  ve vahşiliktir. Ama çağımızın egemen  uygarlığında  kişiler için suç olan bu  sömürü eylemleri, güçlü devletler ve sermaye grupları için suç değildir. İşte bu eylemleri  suç haline getirecek -yasaklayacak ve cezalandıracak  yasaları Türkiye yürürlüğe koymalı, insanlık ailesine ve özelde sömürülenlere sahip çıkmalıdır. Türkiye’ye de bu yakışır.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 168,00    168,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat