Klâsik kültür tarihimiz boyunca ilmî ve edebî eserlerin ortaya çıkmasında çok dilli bir telif anlayışından söz etmek mümkündür. Bu anlayış dil ve edebiyat öğretiminde çok önemli yeri olan manzum sözlük yazma geleneğinde de geçerlidir. Osmanlı coğrafyasında onlarca örneğine rastlanan manzum sözlükler başta Arapça ve Farsça olmak üzere Ermenice, Rumca, Boşnakça, Fransızca vb. dillere ait kelime ve kavramları Türkçeye şiir formu ile aktarma işlevi görmüşlerdir.
Bu çalışmada 19. yüzyılın ilk çeyreğinde Diyarbakırlı Mes'ûd Lutfî Efendi tarafından kaleme alınan ve tek nüshası Millet Kütüphanesi'nde bulunan Türkçe-Farsça manzum bir sözlük olan Tuhfe-yi Lutfî ele alınmıştır.
Klâsik kültür tarihimiz boyunca ilmî ve edebî eserlerin ortaya çıkmasında çok dilli bir telif anlayışından söz etmek mümkündür. Bu anlayış dil ve edebiyat öğretiminde çok önemli yeri olan manzum sözlük yazma geleneğinde de geçerlidir. Osmanlı coğrafyasında onlarca örneğine rastlanan manzum sözlükler başta Arapça ve Farsça olmak üzere Ermenice, Rumca, Boşnakça, Fransızca vb. dillere ait kelime ve kavramları Türkçeye şiir formu ile aktarma işlevi görmüşlerdir.
Bu çalışmada 19. yüzyılın ilk çeyreğinde Diyarbakırlı Mes'ûd Lutfî Efendi tarafından kaleme alınan ve tek nüshası Millet Kütüphanesi'nde bulunan Türkçe-Farsça manzum bir sözlük olan Tuhfe-yi Lutfî ele alınmıştır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 144,00 | 144,00 |