Yazmak, yazanı rahatlatan bir uğraştır, her türlü iç sıkıntısını defeden bir meşguliyet diye de yorumlanabilir… Ancak yazılanlar okuyucuyu yükselten bir noktaya ulaşmışsa işte bu boş bir meşguliyet olmaktan ileri uğraştır.
Yazmak için kalemi eline alan kişi, kendini rahatlatırken başkasını düşünmez gibi görünebilir hatta duygularını başkasıyla paylaşmaz gibidir… Ama asla böyle değildir gerçek.
Yazar, yaşadığı her türlü sosyal olaylardan etkilenip çevresine olumlu ışıklar yayma gayretiyle oluşturduğu eseriyle, yarınlara bir şeyler taşıma gayretindedir. İnsanlara faydalı olmanın huzuruyla kendini de tatmin etmiş olur.
Birikimlerini yarınlara aktarırken sezgicilik becerilerinden yola çıkar. Belki bir öfke patlaması belki bir romantik duyguyla düşüncelerini aktarırken yarınların temelini atar şuurlara…
Yaptığı işin mutlaka birileri tarafından sorguya çekileceğinden emin olduğu için her kelimeyi ölçerek kullanmanın bilinci ve sorumluluğunda olarak yazar. Dilini namusu olarak gören yazar elbette tarihte bir noktalık yere sahip olacaktır.
Bu gerçek, edebiyatta kalıcı eserler ortaya koyar. Aksi durumda yazar kendi ürettiği dar çember içinde döner durur, yazdıkları da raflarda uyur…
İkinci baskısını yaptığımız bu kitabım, okuyana güzel bir süreç yaşatırken zihinlerde mutlaka iz bırakacaktır. Biz de bu izi sürerek yenilerini ortaya koyabilme gücünü bulacağız.
- Sanıyorum eski bir askersin. Belki çok yorulmuşsundur… Hatta çok özlediğin yakınların da vardır köyünde. Terhis olup da evine döndükten sonra, bu ocağa seni yeniden çağırsalar, severek, isteyerek gelir misin?
Koca Seyyid, hiç düşünmeden;
- Tabey gelirin gumandanım. Değil dokuz sene, on dokuz sene de eskerlik yapsam gene gelirin. (Seyyid bir an duraklar ve yutkunur) Sekiz yıldan fazladır, doğduğundan beri gızımı görmedim. Onu özledim birezcik. Dedi hafif utanarak… Emme sizin gibi böyük gumandanla, “Haydin esker ocana gelin” dedi miydi, vatan için hemen gene goşup gelirin gumandanım. Bu topraklada dedelemiz yatıyo, bizim de canlamız feda olsun gumandanım. Ne makam ne para, çocuklamız için bu “Toprağa Canlar Feda”… Dedi.
Yazmak, yazanı rahatlatan bir uğraştır, her türlü iç sıkıntısını defeden bir meşguliyet diye de yorumlanabilir… Ancak yazılanlar okuyucuyu yükselten bir noktaya ulaşmışsa işte bu boş bir meşguliyet olmaktan ileri uğraştır.
Yazmak için kalemi eline alan kişi, kendini rahatlatırken başkasını düşünmez gibi görünebilir hatta duygularını başkasıyla paylaşmaz gibidir… Ama asla böyle değildir gerçek.
Yazar, yaşadığı her türlü sosyal olaylardan etkilenip çevresine olumlu ışıklar yayma gayretiyle oluşturduğu eseriyle, yarınlara bir şeyler taşıma gayretindedir. İnsanlara faydalı olmanın huzuruyla kendini de tatmin etmiş olur.
Birikimlerini yarınlara aktarırken sezgicilik becerilerinden yola çıkar. Belki bir öfke patlaması belki bir romantik duyguyla düşüncelerini aktarırken yarınların temelini atar şuurlara…
Yaptığı işin mutlaka birileri tarafından sorguya çekileceğinden emin olduğu için her kelimeyi ölçerek kullanmanın bilinci ve sorumluluğunda olarak yazar. Dilini namusu olarak gören yazar elbette tarihte bir noktalık yere sahip olacaktır.
Bu gerçek, edebiyatta kalıcı eserler ortaya koyar. Aksi durumda yazar kendi ürettiği dar çember içinde döner durur, yazdıkları da raflarda uyur…
İkinci baskısını yaptığımız bu kitabım, okuyana güzel bir süreç yaşatırken zihinlerde mutlaka iz bırakacaktır. Biz de bu izi sürerek yenilerini ortaya koyabilme gücünü bulacağız.
- Sanıyorum eski bir askersin. Belki çok yorulmuşsundur… Hatta çok özlediğin yakınların da vardır köyünde. Terhis olup da evine döndükten sonra, bu ocağa seni yeniden çağırsalar, severek, isteyerek gelir misin?
Koca Seyyid, hiç düşünmeden;
- Tabey gelirin gumandanım. Değil dokuz sene, on dokuz sene de eskerlik yapsam gene gelirin. (Seyyid bir an duraklar ve yutkunur) Sekiz yıldan fazladır, doğduğundan beri gızımı görmedim. Onu özledim birezcik. Dedi hafif utanarak… Emme sizin gibi böyük gumandanla, “Haydin esker ocana gelin” dedi miydi, vatan için hemen gene goşup gelirin gumandanım. Bu topraklada dedelemiz yatıyo, bizim de canlamız feda olsun gumandanım. Ne makam ne para, çocuklamız için bu “Toprağa Canlar Feda”… Dedi.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 67,50 | 67,50 |