İnsanı, medeniyet oluşturan bir canlı türü hâline getiren özelliği hiç kuşkusuz içgüdüler ötesi kompleks bir iletişim kabiliyetine sahip olmasıdır. Bu iletişim yeteneği, bireyleri doğal olarak sosyal hâle getiren bir harç gibidir. İnsan, sosyal bir canlıdır çünkü doğaya karşı bireysel ve türsel dezavantajlarını ancak iletişim, dayanışma ve adaptasyon yoluyla giderebilir. Bu yollarla birey sosyalleşir ve topluluklar toplumları meydana getirir. Toplum hiç kuşkusuz birbiriyle bağlantısız insan gruplarını tanımlamak için kullanılan bir kavram değildir. Toplum ve birey tüm sosyoekonomik ve sosyokültürel yönleriyle sürekli bir geçişkenlik ve iletişme içindedir. Bu iletişme bazen toplumdan bireye bazense tersine olacak şekilde olsa da birbiriyle etkileşim içinde olmayan bir toplum-birey ilişkisinden söz etmek mümkün değildir. Bu sebeple günümüzde birey, kendini tanımak için toplumu tanımaya, toplumu tanımak için de kendisini tanımaya ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacın yapısökümü için anahtar kavram ise iletişimdir. Çünkü bireyler arasındaki stereotipik ve algısal bağlantıları inşa eden olgu iletişimdir. İletişim bilimlerinin disiplinler arasılığı sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi, antropoloji gibi diğer bilimlerle sürekli bir etkileşimi gerekli kılar. Kitap; bu etkileşim bağlamında McLuhan, Maslow, Castells gibi teorisyenlerin perspektifleriyle ve hem ana akım hem de eleştirel paradigmalar çerçevesindeki güncel örneklerle, sözü edilen ilişkinin gözler önüne serilmesini amaçlamaktadır.
İnsanı, medeniyet oluşturan bir canlı türü hâline getiren özelliği hiç kuşkusuz içgüdüler ötesi kompleks bir iletişim kabiliyetine sahip olmasıdır. Bu iletişim yeteneği, bireyleri doğal olarak sosyal hâle getiren bir harç gibidir. İnsan, sosyal bir canlıdır çünkü doğaya karşı bireysel ve türsel dezavantajlarını ancak iletişim, dayanışma ve adaptasyon yoluyla giderebilir. Bu yollarla birey sosyalleşir ve topluluklar toplumları meydana getirir. Toplum hiç kuşkusuz birbiriyle bağlantısız insan gruplarını tanımlamak için kullanılan bir kavram değildir. Toplum ve birey tüm sosyoekonomik ve sosyokültürel yönleriyle sürekli bir geçişkenlik ve iletişme içindedir. Bu iletişme bazen toplumdan bireye bazense tersine olacak şekilde olsa da birbiriyle etkileşim içinde olmayan bir toplum-birey ilişkisinden söz etmek mümkün değildir. Bu sebeple günümüzde birey, kendini tanımak için toplumu tanımaya, toplumu tanımak için de kendisini tanımaya ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacın yapısökümü için anahtar kavram ise iletişimdir. Çünkü bireyler arasındaki stereotipik ve algısal bağlantıları inşa eden olgu iletişimdir. İletişim bilimlerinin disiplinler arasılığı sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi, antropoloji gibi diğer bilimlerle sürekli bir etkileşimi gerekli kılar. Kitap; bu etkileşim bağlamında McLuhan, Maslow, Castells gibi teorisyenlerin perspektifleriyle ve hem ana akım hem de eleştirel paradigmalar çerçevesindeki güncel örneklerle, sözü edilen ilişkinin gözler önüne serilmesini amaçlamaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 115,50 | 115,50 |