Bu eser, Filibeli Ahmed Hilmi’nin 2 Mart 1911-4 Mayıs 1911 tarihleri arasında haftalık Hikmet gazetesinde altı makale olarak tefrika edilmiş olan “Terbiye İkinci Yaratılıştır” başlıklı yazılarını bir araya getiriyor. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak müellifin üç yazısı da ek olarak çalışmaya dahil edilmiştir.
“İlk söz anlamaya başladığı ismet (günahsızlık) zamanında aldığı telkinleri, bir adam asla unutamıyor. Ben, tefekkür safhalarının hepsinden geçtim, hepsini gördüm ve yaptım. En sefih ve ahlâksız adamlar gibi zevklere daldığım zamanlar oldu. Yiyip içme ve sarhoşluğun verdiği kötü huyluluk ve asabiyetle insan hukukuna tecavüz ettiğim ve hem-cinsimi incittiğim zamanlar da oldu. Lakin hiçbir vakit reddedilmiş ve fena bir iş ile iftihara, bu reddedilmişlik ve fenalığı güzel bulmaya ve hele böyle fiillerden sonra teessür ve nedamet hissetmemeye muvaffak olamadım.
Bu kadar kabul edilmeyen ve yerilmeye lâyık ameller içinde, bende temizlik ve şerafetini kaybetmemiş bir şey var idi. Vicdanımda mevcut ve hakimiyetini kaybetmemiş olan bir nur. Bunun ne olduğunu, neyin semeresi olduğunu düşündüm. Bu nur, validemin vicdanımdan silinemeyen tatlı ve müessir telkinleri idi...”
Bu eser, Filibeli Ahmed Hilmi’nin 2 Mart 1911-4 Mayıs 1911 tarihleri arasında haftalık Hikmet gazetesinde altı makale olarak tefrika edilmiş olan “Terbiye İkinci Yaratılıştır” başlıklı yazılarını bir araya getiriyor. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak müellifin üç yazısı da ek olarak çalışmaya dahil edilmiştir.
“İlk söz anlamaya başladığı ismet (günahsızlık) zamanında aldığı telkinleri, bir adam asla unutamıyor. Ben, tefekkür safhalarının hepsinden geçtim, hepsini gördüm ve yaptım. En sefih ve ahlâksız adamlar gibi zevklere daldığım zamanlar oldu. Yiyip içme ve sarhoşluğun verdiği kötü huyluluk ve asabiyetle insan hukukuna tecavüz ettiğim ve hem-cinsimi incittiğim zamanlar da oldu. Lakin hiçbir vakit reddedilmiş ve fena bir iş ile iftihara, bu reddedilmişlik ve fenalığı güzel bulmaya ve hele böyle fiillerden sonra teessür ve nedamet hissetmemeye muvaffak olamadım.
Bu kadar kabul edilmeyen ve yerilmeye lâyık ameller içinde, bende temizlik ve şerafetini kaybetmemiş bir şey var idi. Vicdanımda mevcut ve hakimiyetini kaybetmemiş olan bir nur. Bunun ne olduğunu, neyin semeresi olduğunu düşündüm. Bu nur, validemin vicdanımdan silinemeyen tatlı ve müessir telkinleri idi...”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |