Tenin Sınırlarının Ötesine

Stok Kodu:
9786057872081
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
152
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%30 indirimli
352,00TL
246,40TL
Taksitli fiyat: 1 x 246,40TL
Tedarikçi Stoğu 3 Adet
9786057872081
391208
Tenin Sınırlarının Ötesine
Tenin Sınırlarının Ötesine
246.40

Günümüzde “beden”, hem direniş imkanları bakımından hem de iktidarların kendi hegemonyalarını sürdürmeleri bakımından radikal ve kurumsal politikaların merkezinde yer alıyor. Federici de direnişin ve tahakkümün mücadele alanı olarak gördüğü bedenin bir tarihi olduğunu ileri sürüyor. Feminist, ırkçılık karşıtı, trans ve çevreci bütün hareketler açısından beden, devlet ve sermayeyle karşılaşmanın bir zemini, dönüştürücü toplumsal pratiklerin yeşerebileceği bir imkan olarak algılanıyor.

Öte yandan kapitalist gelişmenin neoliberal döneminde sermayenin girdiği ve bir türlü aşmayı başaramadığı yeniden üretim krizinde de bedeni tahakküm altına alma ve denetleme zorlu ve kaçınılmaz hale geliyor. Bedenlerin yalıtılması, parçalanması, psikolojik ve tıbbi müdahalelerle yeniden oluşturulması, arzu ve ihtiyaçlarının ya bastırma ya da uyumlulaştırma yoluyla denetlenmesi, kapitalizmin tahakküm stratejileri olarak karşımıza çıkıyor.

Oysa Federici'ye göre beden, sömürünün sınırı, onun önündeki engeldir. Bedeni, özgürleştirici ve içkin bir politik imkana dönüştürmek ise ancak onun arzu ve ihtiyaçlarını çoğaltmakla mümkündür. Bunu da birbirinden yalıtılmış olmaktan dolayı korku yüklenip iktidarın tahakkümüne boyun eğmeye hazır bedenlerden ziyade başka bedenlerle, hatta insan olmayan varlıklarla ve doğayla “büyülü” bir birlikteliğe giren bedenler yapabilir. Bu yüzden de ancak korku ve yalıtılmışlığın “keder”inden çıkıp, “neşeli militanlık”la arzularını ve ihtiyaçlarını şimdide politikleştiren bedenler, kendilerini, başkalarını ve dünyayı dönüştürebilir.

Günümüzde “beden”, hem direniş imkanları bakımından hem de iktidarların kendi hegemonyalarını sürdürmeleri bakımından radikal ve kurumsal politikaların merkezinde yer alıyor. Federici de direnişin ve tahakkümün mücadele alanı olarak gördüğü bedenin bir tarihi olduğunu ileri sürüyor. Feminist, ırkçılık karşıtı, trans ve çevreci bütün hareketler açısından beden, devlet ve sermayeyle karşılaşmanın bir zemini, dönüştürücü toplumsal pratiklerin yeşerebileceği bir imkan olarak algılanıyor.

Öte yandan kapitalist gelişmenin neoliberal döneminde sermayenin girdiği ve bir türlü aşmayı başaramadığı yeniden üretim krizinde de bedeni tahakküm altına alma ve denetleme zorlu ve kaçınılmaz hale geliyor. Bedenlerin yalıtılması, parçalanması, psikolojik ve tıbbi müdahalelerle yeniden oluşturulması, arzu ve ihtiyaçlarının ya bastırma ya da uyumlulaştırma yoluyla denetlenmesi, kapitalizmin tahakküm stratejileri olarak karşımıza çıkıyor.

Oysa Federici'ye göre beden, sömürünün sınırı, onun önündeki engeldir. Bedeni, özgürleştirici ve içkin bir politik imkana dönüştürmek ise ancak onun arzu ve ihtiyaçlarını çoğaltmakla mümkündür. Bunu da birbirinden yalıtılmış olmaktan dolayı korku yüklenip iktidarın tahakkümüne boyun eğmeye hazır bedenlerden ziyade başka bedenlerle, hatta insan olmayan varlıklarla ve doğayla “büyülü” bir birlikteliğe giren bedenler yapabilir. Bu yüzden de ancak korku ve yalıtılmışlığın “keder”inden çıkıp, “neşeli militanlık”la arzularını ve ihtiyaçlarını şimdide politikleştiren bedenler, kendilerini, başkalarını ve dünyayı dönüştürebilir.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 246,40    246,40   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat