Saplantı karanlık bir sanattır
Londra, 1850. Iris ve Silas, Hyde Park’ta inşa edilmekte olan göz alıcı Büyük Sergi binasını görmeye gelen kalabalığın arasında şans eseri tanışır. Ressam olma hayalleri kuran güzel ve yetenekli Iris için bu tanışma anının hiçbir önemi yoktur; Silas’ı geçiştirir ve arkasını döndüğü anda unutur. Fakat tuhaf ve güzel bulduğu yaratıkların büyüsüne karşı koyamayan doldurulmuş hayvan ustası Silas için bu karşılaşma yepyeni bir başlangıcın işaretidir.
Louis Frost adındaki genç ve çekici bir ressam, Iris’ten bir tablo için modellik yapmasını istediğinde Iris ona bu teklifi ancak resim dersleri karşılığında kabul edebileceğini söyler ve kendini bir anda en çılgın rüyalarında bile göremeyeceği, sanat ve aşkla dolu, baş döndürücü bir dünyada bulur. Fakat gölgelerin arasından onu izleyen gözlerden habersizdir. Şans eseri tanıştıkları günden beri Silas’ın karanlık zihninde dönüp duran tek bir şey vardır ve saplantısı günden güne derinleşmektedir.
“Keskin, korkunç ve görkemli çağrışımlar barındıran bir aşk, sanat ve saplantı hikâyesi.”
Paula Hawkins, Trendeki Kız’ın yazarı
“Mum ışığında, duvarlara fantastik gölgeler vururken okunması gereken bir hikâye: güvercinler ve kafatasları, kabarık etekler ve bastonlar, süsenler, güller ve bıçaklar…”
A.J. Finn, Penceredeki Kadın’ın yazarı
“Büyüleyici bir şekilde tuhaf ve ürkütücü…
Hikâye anlatıcılığının sihirli hali.”
The Washington Post
“Macneal bu ilk romanıyla okuyucuyu hem kokusunu bile alabildiğiniz bir sefalete ve kaosa ev sahipliği yapan, hem de göz kamaştıracak denli güzel ve olasılıklarla dolu olan Victoria Londra’sının ortasına atıveriyor. Heyecanın dehşet boyutlarına ulaştığı Taş Bebek Fabrikası, okuru elektrik çarpmış gibi yerinden sıçratıyor, ürpertiyor ve büyülüyor.”
Booklist
“Dokusunu güçten, sanattan ve saplantıdan alan muhteşem bir roman. Her virajda beklentiler boşa çıkıyor. Hikâyenin sıcaklığına, çarpık mizah anlayışına ve her bir küçük ipliğin, kıskıvrak yakalandığım o heyecan dolu, tüyler ürpertici sonu hazırlayacak şekilde düğümlenmesine bayıldım.”
Sophie Mackintosh
“Müthiş bir çıkış romanı. Macneal kalemini öyle ustaca kullanıyor ki ortaya âşık olmadan edemeyeceğiniz kanlı canlı, nefes alan karakterlerle dolu karmaşık bir dünya ve tüyler ürpertici sona doğru tıpkı bir at arabası gibi son hız, çatırdayarak ilerleyen bir olay örgüsü çıkıyor. Kitabı elimden bırakamadım. Siz de bırakamayacaksınız.”
Elizabeth Day
“Bir kitap, sefaleti ve zalimliği görmezden gelmeyi reddederken bir yandan da tutkulu ve güzel olanı yüceltiyorsa mutlaka unutulmaz bir tecrübeye dönüşür. Bütün duyulara hitap edecek kadar zengin ve çarpıcı Taş Bebek Fabrikası da onlardan biri.”
The New York Times Book Review
“Taş Bebek Fabrikası’na ilk sayfasından son sayfasına kadar bayıldım ve hikâyenin sonunu öğrenene dek başka hiçbir şey yapamadım. Saplantılara, sanrılara, insanın gücüne ve aşka dair enfes bir roman. Elizabeth Macneal gerçekten nefes kesici bir yeni yetenek.”
A. J. Pearce
“Çok sürükleyici ve atmosferiyle etkisi altına alan bir hikâye. İlginç tarihî gerçeklerle dolu bir arka plan ve müthiş bir hayal gücünün ürünü karakterler…
Beyaz perdede hayal edebiliyorum!”
Adele Geras
Saplantı karanlık bir sanattır
Londra, 1850. Iris ve Silas, Hyde Park’ta inşa edilmekte olan göz alıcı Büyük Sergi binasını görmeye gelen kalabalığın arasında şans eseri tanışır. Ressam olma hayalleri kuran güzel ve yetenekli Iris için bu tanışma anının hiçbir önemi yoktur; Silas’ı geçiştirir ve arkasını döndüğü anda unutur. Fakat tuhaf ve güzel bulduğu yaratıkların büyüsüne karşı koyamayan doldurulmuş hayvan ustası Silas için bu karşılaşma yepyeni bir başlangıcın işaretidir.
Louis Frost adındaki genç ve çekici bir ressam, Iris’ten bir tablo için modellik yapmasını istediğinde Iris ona bu teklifi ancak resim dersleri karşılığında kabul edebileceğini söyler ve kendini bir anda en çılgın rüyalarında bile göremeyeceği, sanat ve aşkla dolu, baş döndürücü bir dünyada bulur. Fakat gölgelerin arasından onu izleyen gözlerden habersizdir. Şans eseri tanıştıkları günden beri Silas’ın karanlık zihninde dönüp duran tek bir şey vardır ve saplantısı günden güne derinleşmektedir.
“Keskin, korkunç ve görkemli çağrışımlar barındıran bir aşk, sanat ve saplantı hikâyesi.”
Paula Hawkins, Trendeki Kız’ın yazarı
“Mum ışığında, duvarlara fantastik gölgeler vururken okunması gereken bir hikâye: güvercinler ve kafatasları, kabarık etekler ve bastonlar, süsenler, güller ve bıçaklar…”
A.J. Finn, Penceredeki Kadın’ın yazarı
“Büyüleyici bir şekilde tuhaf ve ürkütücü…
Hikâye anlatıcılığının sihirli hali.”
The Washington Post
“Macneal bu ilk romanıyla okuyucuyu hem kokusunu bile alabildiğiniz bir sefalete ve kaosa ev sahipliği yapan, hem de göz kamaştıracak denli güzel ve olasılıklarla dolu olan Victoria Londra’sının ortasına atıveriyor. Heyecanın dehşet boyutlarına ulaştığı Taş Bebek Fabrikası, okuru elektrik çarpmış gibi yerinden sıçratıyor, ürpertiyor ve büyülüyor.”
Booklist
“Dokusunu güçten, sanattan ve saplantıdan alan muhteşem bir roman. Her virajda beklentiler boşa çıkıyor. Hikâyenin sıcaklığına, çarpık mizah anlayışına ve her bir küçük ipliğin, kıskıvrak yakalandığım o heyecan dolu, tüyler ürpertici sonu hazırlayacak şekilde düğümlenmesine bayıldım.”
Sophie Mackintosh
“Müthiş bir çıkış romanı. Macneal kalemini öyle ustaca kullanıyor ki ortaya âşık olmadan edemeyeceğiniz kanlı canlı, nefes alan karakterlerle dolu karmaşık bir dünya ve tüyler ürpertici sona doğru tıpkı bir at arabası gibi son hız, çatırdayarak ilerleyen bir olay örgüsü çıkıyor. Kitabı elimden bırakamadım. Siz de bırakamayacaksınız.”
Elizabeth Day
“Bir kitap, sefaleti ve zalimliği görmezden gelmeyi reddederken bir yandan da tutkulu ve güzel olanı yüceltiyorsa mutlaka unutulmaz bir tecrübeye dönüşür. Bütün duyulara hitap edecek kadar zengin ve çarpıcı Taş Bebek Fabrikası da onlardan biri.”
The New York Times Book Review
“Taş Bebek Fabrikası’na ilk sayfasından son sayfasına kadar bayıldım ve hikâyenin sonunu öğrenene dek başka hiçbir şey yapamadım. Saplantılara, sanrılara, insanın gücüne ve aşka dair enfes bir roman. Elizabeth Macneal gerçekten nefes kesici bir yeni yetenek.”
A. J. Pearce
“Çok sürükleyici ve atmosferiyle etkisi altına alan bir hikâye. İlginç tarihî gerçeklerle dolu bir arka plan ve müthiş bir hayal gücünün ürünü karakterler…
Beyaz perdede hayal edebiliyorum!”
Adele Geras
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 455,00 | 455,00 |