Tarihten Gelen Ses Kahramanlık Hikayeleri

Stok Kodu:
9789944116848
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
95
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
35,00TL
24,50TL
9789944116848
411894
Tarihten Gelen Ses
Tarihten Gelen Ses Kahramanlık Hikayeleri
24.50

Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber

Tahsin Onbaşı, son bir kez doğrulup, azgın bir sel gibi ´´Allah Allah´´ nidalarıyla coşan Türk birliğine baktı. Bu ses tarihten kopup gelen, Kosovadaki, Çanakkale´deki, Dumlupınar´daki sesin aynısıydı. Artık dayanacak gücü kalmamıştı. Sendeleyerek olduğu yere yıkıldı. Dipsiz bir kuyuya düştüğünü sandı. Bir an karşısında dedesini görür gibi oldu. Gülerek ona bakıyor, sanki düştüğü yerden kurtarmak ister gibi elini uzatıyordu. Dedesine doğru emekleyip sağ elini uzattı. O anda gözlerine sonsuz bir ışık doldu. Bu bir güneş miydi? Hayır hayır, güneş bu kadar güzel ve parlak olamazdı.

Bir ara Hasan Yarbayın gözleri karşıya doğru kayıp ağlamaya başladı. Yanında bulunan birkaç askere aceleyle seslendi. 

- Çabuk beni ayağa kaldırın çabuk. 

Askerler koluna girip Hasan Yarbayı kaldırdılar. 

Hasan Yarbay gözlerini baktığı yerden ayırmadan ağlayarak 

- Niye buraya kadar zahmet buyurdunuz Ya Resulallah, ben sizin yanınıza geliyordum, dedi ve askerlerin kolları arasına yığılıp kaldı. 

Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber

Hasan´ın içi içine sığmıyordu. Bu kutlu yolda kendisinin de öncü seçileceğine inanıyordu. Önce Molla Gürani ve Akşemsettin gibi şeyhlerinin himmeti, sonra da ok atmadaki mahareti ve güreşteki ustalığı veriyordu ona bu inancı. Her şeyden önemlisi Sultan Mehmet Hân´ı Allah için çok seviyor ve onun ön sezgilerine güveniyordu. Dün çok yakından görmüştü onu. Beyaz atın üstünde, siyah sakalı, kartal burnu, sert bakışları ve uzun kaftanıyla o kadar çok heybetliydi ki, atını oradan oraya koşturup duruyordu. Bir ara gelip denizin kenarında durmuş ve hırsla Kostantinapol´e bakmış, sonra da kılıcını çekip atını hırsla denize doğru sürmüştü. Sonra da Ya Bizans beni alır, ya da ben Bizans´ı diye gürlemişti

 

Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber

Tahsin Onbaşı, son bir kez doğrulup, azgın bir sel gibi ´´Allah Allah´´ nidalarıyla coşan Türk birliğine baktı. Bu ses tarihten kopup gelen, Kosovadaki, Çanakkale´deki, Dumlupınar´daki sesin aynısıydı. Artık dayanacak gücü kalmamıştı. Sendeleyerek olduğu yere yıkıldı. Dipsiz bir kuyuya düştüğünü sandı. Bir an karşısında dedesini görür gibi oldu. Gülerek ona bakıyor, sanki düştüğü yerden kurtarmak ister gibi elini uzatıyordu. Dedesine doğru emekleyip sağ elini uzattı. O anda gözlerine sonsuz bir ışık doldu. Bu bir güneş miydi? Hayır hayır, güneş bu kadar güzel ve parlak olamazdı.

Bir ara Hasan Yarbayın gözleri karşıya doğru kayıp ağlamaya başladı. Yanında bulunan birkaç askere aceleyle seslendi. 

- Çabuk beni ayağa kaldırın çabuk. 

Askerler koluna girip Hasan Yarbayı kaldırdılar. 

Hasan Yarbay gözlerini baktığı yerden ayırmadan ağlayarak 

- Niye buraya kadar zahmet buyurdunuz Ya Resulallah, ben sizin yanınıza geliyordum, dedi ve askerlerin kolları arasına yığılıp kaldı. 

Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber

Hasan´ın içi içine sığmıyordu. Bu kutlu yolda kendisinin de öncü seçileceğine inanıyordu. Önce Molla Gürani ve Akşemsettin gibi şeyhlerinin himmeti, sonra da ok atmadaki mahareti ve güreşteki ustalığı veriyordu ona bu inancı. Her şeyden önemlisi Sultan Mehmet Hân´ı Allah için çok seviyor ve onun ön sezgilerine güveniyordu. Dün çok yakından görmüştü onu. Beyaz atın üstünde, siyah sakalı, kartal burnu, sert bakışları ve uzun kaftanıyla o kadar çok heybetliydi ki, atını oradan oraya koşturup duruyordu. Bir ara gelip denizin kenarında durmuş ve hırsla Kostantinapol´e bakmış, sonra da kılıcını çekip atını hırsla denize doğru sürmüştü. Sonra da Ya Bizans beni alır, ya da ben Bizans´ı diye gürlemişti

 

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 24,50    24,50   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat