Bu çalışmanın amacı, 1990lı yılların başından bu yana dünyada ve Türkiyede meydana gelen finansal krizleri çeşitli boyutlarıyla incelemek, krizlerin nedenlerini tartışmak ve sonuçlarını değerlendirmektir.
Bilindiği üzere 1980li yıllarda başlayan finansal serbestleşme süreci, dünya ekonomilerini derinden etkilemiştir. 1980lerde Latin Amerika ülkelerinde, 1990lı yılların sonunda Güneydoğu Asyada, 1994-1995 yıllarda Meksikada ve Türkiyede meydana gelen finansal krizlerin altındaki temel nedenlerden biri, finansal serbestleşme sürecine girilmiş olmasıdır.
Esas olarak Türkiye 1989 yılında nin konvertibilitesi ile finansal serbestleşme sürecine girmiştir. Türkiye için bir dönüm noktası niteliğinde olan bu tarihten itibaren Türkiye çeşitli finansal krizlerle karşı karşıya kalmıştır.
Bu bağlamda, Kasım 2000de baş gösteren finansal krize kadar, ülkemizde yaşananlar pek sürpriz gelişmeler niteliğinde değildi. O dönemde çoğu ekonomist, cari açığın beklenenden daha yüksek olmasının oluşturduğu tedirginliği, yapısal reformların gecikmesi ve siyasi istikrarın bir türlü sağlanamaması ile birlikte gündeme getirerek, endişelerini aktarmışlardı. Türkiye 1990ların ilk yarısından itibaren buna benzer pek çok krizle karşılaşmış ve krizlerin gölgesinde, her zaman tetikte olması gereken bir ülke görüntüsü vermiştir.
2002 sonrası dönemde tam siyasi istikrar sağlanmış, güven ortamı yeniden tesis edilmişken, piyasa aktörlerinin arzu ettikleri güven ortamı sağlanıyor denirken, 2008 yılında ABDde başlayıp kısa sürede bütün dünyayı etkisi altına alan Mortgage Krizi, umutları söndürmüş, beklentileri olumsuza çevirmiş ve girişimcilik ruhunu öldürmüştür. Dünyanın bugüne kadar gördüğü en ciddi krizlerden biri olduğu konusunda görüş birliği olan finans krizi, Türkiye ekonomisini de dünya ekonomileri ile paralel olarak derinden etkilemiştir. Ancak bu sürecin oldukça iyi yönetilmiş olduğu da aşikârdır.
Çalışmada, 1990 sonrası dönemde yaşanan finansal krizler ve hâlihazırda şiddeti azalmış olsa da sarsıntısı bir süre daha devam edecek olan küresel finans krizi detaylı bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca kapitalizmin geleceğiyle ilgili tartışmaları da beraberinde getirmiş olan son küresel krizin piyasanın başarısızlığı mı, yoksa devletçilik ve kumandacılığın bir sonucu mu olduğu tartışılmıştır.
Bu çalışmanın amacı, 1990lı yılların başından bu yana dünyada ve Türkiyede meydana gelen finansal krizleri çeşitli boyutlarıyla incelemek, krizlerin nedenlerini tartışmak ve sonuçlarını değerlendirmektir.
Bilindiği üzere 1980li yıllarda başlayan finansal serbestleşme süreci, dünya ekonomilerini derinden etkilemiştir. 1980lerde Latin Amerika ülkelerinde, 1990lı yılların sonunda Güneydoğu Asyada, 1994-1995 yıllarda Meksikada ve Türkiyede meydana gelen finansal krizlerin altındaki temel nedenlerden biri, finansal serbestleşme sürecine girilmiş olmasıdır.
Esas olarak Türkiye 1989 yılında nin konvertibilitesi ile finansal serbestleşme sürecine girmiştir. Türkiye için bir dönüm noktası niteliğinde olan bu tarihten itibaren Türkiye çeşitli finansal krizlerle karşı karşıya kalmıştır.
Bu bağlamda, Kasım 2000de baş gösteren finansal krize kadar, ülkemizde yaşananlar pek sürpriz gelişmeler niteliğinde değildi. O dönemde çoğu ekonomist, cari açığın beklenenden daha yüksek olmasının oluşturduğu tedirginliği, yapısal reformların gecikmesi ve siyasi istikrarın bir türlü sağlanamaması ile birlikte gündeme getirerek, endişelerini aktarmışlardı. Türkiye 1990ların ilk yarısından itibaren buna benzer pek çok krizle karşılaşmış ve krizlerin gölgesinde, her zaman tetikte olması gereken bir ülke görüntüsü vermiştir.
2002 sonrası dönemde tam siyasi istikrar sağlanmış, güven ortamı yeniden tesis edilmişken, piyasa aktörlerinin arzu ettikleri güven ortamı sağlanıyor denirken, 2008 yılında ABDde başlayıp kısa sürede bütün dünyayı etkisi altına alan Mortgage Krizi, umutları söndürmüş, beklentileri olumsuza çevirmiş ve girişimcilik ruhunu öldürmüştür. Dünyanın bugüne kadar gördüğü en ciddi krizlerden biri olduğu konusunda görüş birliği olan finans krizi, Türkiye ekonomisini de dünya ekonomileri ile paralel olarak derinden etkilemiştir. Ancak bu sürecin oldukça iyi yönetilmiş olduğu da aşikârdır.
Çalışmada, 1990 sonrası dönemde yaşanan finansal krizler ve hâlihazırda şiddeti azalmış olsa da sarsıntısı bir süre daha devam edecek olan küresel finans krizi detaylı bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca kapitalizmin geleceğiyle ilgili tartışmaları da beraberinde getirmiş olan son küresel krizin piyasanın başarısızlığı mı, yoksa devletçilik ve kumandacılığın bir sonucu mu olduğu tartışılmıştır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 63,00 | 63,00 |