Talihsiz Katya'nın Hayırsız Oğlu

Stok Kodu:
9786059800792
Boyut:
14x22
Sayfa Sayısı:
196
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%31 indirimli
120,00TL
82,80TL
Taksitli fiyat: 1 x 82,80TL
Tedarikçi Stoğu 4 Adet
9786059800792
568647
Talihsiz Katya'nın Hayırsız Oğlu
Talihsiz Katya'nın Hayırsız Oğlu
82.80

Koltuğunu geriye yaslayıp gözlerini kapamış uykuyu beklerken, morgdaki haliyle Katya çıkageldi gözünün önüne. Metal bir çekmecenin içinde, beyaz bir çarşafa sarılı, dişsiz ağzı açık, gözleri kapalı, yüzünde hala bombardıman uçaklarına karşı bir teyakkuz ifadesi, kıpırtısız yatıyordu. Aytek, o sabah morgda elini çekinerek uzatıp Katya'nın buz gibi alnına koymuş ve onun bir daha dönmemek üzere gittiğini ancak o zaman kavramıştı. Bunu da, ince bir sızıyla ancak şimdi fark ediyordu. Annesinin ölüsünü gözünün önünden uzaklaştırmaya çalıştı, ama başaramadı. Katya metal çekmecenin içinde kazık gibi doğruldu, kafasını mekanik bir hareketle Aytek'e doğru çevirdi. Gözleri hâlâ kapalı, yüzü kıpırtısızdı. Açık ağzından, bir hoparlörden çıkar gibi çıktı sözcükler:
“ ‘Geberemedin bir türlü!' diyordun. Bak, geberdim işte!”

Deniz kıyısında insanlar görürsünüz; kimi iskeleden oltasını sallamış balık bekler, kimi paçalarını sıvamış kumsalda yürür, kimi de yelkenleri fora etmiş bir martı gibi süzülür ufka doğru. Herkese verecek bir şeyleri vardır denizin.

Muzaffer Abayhan, hüznü gülümseyerek yaşatan usta işi bir mizah, sade, akıcı bir dil ve sağlam bir kurguyla, bilgiçlik taslamadan, gevezelik etmeden öyküler yazıyor. Bir solukta okunan, şaşırtıcı bir biçimde biten, sarsıcı, akılda kalıcı öyküler… Deniz gibi öyküler…

Koltuğunu geriye yaslayıp gözlerini kapamış uykuyu beklerken, morgdaki haliyle Katya çıkageldi gözünün önüne. Metal bir çekmecenin içinde, beyaz bir çarşafa sarılı, dişsiz ağzı açık, gözleri kapalı, yüzünde hala bombardıman uçaklarına karşı bir teyakkuz ifadesi, kıpırtısız yatıyordu. Aytek, o sabah morgda elini çekinerek uzatıp Katya'nın buz gibi alnına koymuş ve onun bir daha dönmemek üzere gittiğini ancak o zaman kavramıştı. Bunu da, ince bir sızıyla ancak şimdi fark ediyordu. Annesinin ölüsünü gözünün önünden uzaklaştırmaya çalıştı, ama başaramadı. Katya metal çekmecenin içinde kazık gibi doğruldu, kafasını mekanik bir hareketle Aytek'e doğru çevirdi. Gözleri hâlâ kapalı, yüzü kıpırtısızdı. Açık ağzından, bir hoparlörden çıkar gibi çıktı sözcükler:
“ ‘Geberemedin bir türlü!' diyordun. Bak, geberdim işte!”

Deniz kıyısında insanlar görürsünüz; kimi iskeleden oltasını sallamış balık bekler, kimi paçalarını sıvamış kumsalda yürür, kimi de yelkenleri fora etmiş bir martı gibi süzülür ufka doğru. Herkese verecek bir şeyleri vardır denizin.

Muzaffer Abayhan, hüznü gülümseyerek yaşatan usta işi bir mizah, sade, akıcı bir dil ve sağlam bir kurguyla, bilgiçlik taslamadan, gevezelik etmeden öyküler yazıyor. Bir solukta okunan, şaşırtıcı bir biçimde biten, sarsıcı, akılda kalıcı öyküler… Deniz gibi öyküler…

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 82,80    82,80   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat