Tahakküm ve Direniş Sanatları Gizli Senaryolar

Stok Kodu:
9789755391090
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
314
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2014-01
Çeviren:
Alev Türker
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Orijinal Adı:
Domination and the Arts of Resistance Hidden Transcripts
%30 indirimli
264,00TL
184,80TL
Taksitli fiyat: 1 x 184,80TL
Tedarikçi Stoğu 4 Adet
9789755391090
422644
Tahakküm ve Direniş Sanatları
Tahakküm ve Direniş Sanatları Gizli Senaryolar
184.80

Köle efendisinin, parya Brahman'ın, köylü toprak sahibinin, işçi patronunun karşısına çıplak yüzüyle çıkmaz çoğunlukla. Ezen de ezdiğiyle yüzleşmez doğrudan. Kişisel iktidar ilişkilerinde, aslında hiçbir iktidar ilişkisinde “yüz” yoktur. Ancak karşı tarafın sizi izlemediğinden emin olduğunuz anlarda çıkardığınız maskeler vardır. Herkes rol yapar ve herkes herkesin rol yapmakta olduğunu bilir. Hâkim olan, güçlülük ve âlicenaplık; tâbi olan, rıza gösterme ve itaatkârlık rolü oynar.

J. C. Scott, Tahakküm ve Direniş Sanatları'na, “Akıllı köylü, büyük efendinin karşısında yerlere kadar eğilir ama sessizce osurur” diyen bir Etiyopya atasözüyle başlıyor. Scott, hâkim olanlarla tâbi olanların oynadıkları kamusal roller ile “sahne arkasında” takındıkları alaycı ve intikamcı eda (kendi terimleriyle “kamusal senaryo” ile “gizli senaryo”) arasındaki etkileşimi araştırıyor. Tâbi grupların direnişlerini, kılık değiştirmiş biçimlerde, kamusal senaryoya sokmak için kullandıkları stratejileri inceliyor. Bu grupların görünüşteki sessizliklerini, içinde yaşadıkları tahakküm sistemini “doğal” karşılayıp onaylıyormuş gibi görünmelerini açıklamak için geliştirilen hegemonya ve “yanlış bilinç” kavramlarını kıyasıya eleştiriyor. Ona göre kamusal alanda oynanan bu oyun, ezilenlerin asıl gerçeği kavrayamamalarına yol açan “gerçekliğin çarpıtılmış bir biçimi” denebilecek bir görüntüden ibaret değildir. Neyin ne olduğunu gayet iyi görür ezilenler. Kamusal senaryodaki rol bölüşümü aslında örtük bir savaş cephesidir. Taraflar ani akınlarla karşı tarafın kararlılığını ve ondan neler elde edebileceklerini sınar ve belli mevziler kazanırlar hep. Dedikodu, söylenti, hırsızlık, şakalar, karnavallar, halk masalları ve şarkılar bu sınamanın aktığı kanallardır. Kimi kuramcıların sandığı gibi, bunlar güçlülerin kasten göz yumduğu, basınç azaltıcı “emniyet supapları” falan değildir. Gizli senaryo, pratik direnişin ikamesi değil zorunlu bir koşuludur. Scott buna “altpolitika” der.

Bütün bu tezleri soyut bir teorik çerçeve içinde değil, dünya tarihinin ve coğrafyasının olağanüstü genişlikte bir bölümünden ve Gombrowicz, Sofokles, Orwell, Zola ve Balzac gibi yazarlardan aldığı örneklerle anlatıyor Scott.

Tarih artık sadece kazananların yazdığı bir şey değil.

Köle efendisinin, parya Brahman'ın, köylü toprak sahibinin, işçi patronunun karşısına çıplak yüzüyle çıkmaz çoğunlukla. Ezen de ezdiğiyle yüzleşmez doğrudan. Kişisel iktidar ilişkilerinde, aslında hiçbir iktidar ilişkisinde “yüz” yoktur. Ancak karşı tarafın sizi izlemediğinden emin olduğunuz anlarda çıkardığınız maskeler vardır. Herkes rol yapar ve herkes herkesin rol yapmakta olduğunu bilir. Hâkim olan, güçlülük ve âlicenaplık; tâbi olan, rıza gösterme ve itaatkârlık rolü oynar.

J. C. Scott, Tahakküm ve Direniş Sanatları'na, “Akıllı köylü, büyük efendinin karşısında yerlere kadar eğilir ama sessizce osurur” diyen bir Etiyopya atasözüyle başlıyor. Scott, hâkim olanlarla tâbi olanların oynadıkları kamusal roller ile “sahne arkasında” takındıkları alaycı ve intikamcı eda (kendi terimleriyle “kamusal senaryo” ile “gizli senaryo”) arasındaki etkileşimi araştırıyor. Tâbi grupların direnişlerini, kılık değiştirmiş biçimlerde, kamusal senaryoya sokmak için kullandıkları stratejileri inceliyor. Bu grupların görünüşteki sessizliklerini, içinde yaşadıkları tahakküm sistemini “doğal” karşılayıp onaylıyormuş gibi görünmelerini açıklamak için geliştirilen hegemonya ve “yanlış bilinç” kavramlarını kıyasıya eleştiriyor. Ona göre kamusal alanda oynanan bu oyun, ezilenlerin asıl gerçeği kavrayamamalarına yol açan “gerçekliğin çarpıtılmış bir biçimi” denebilecek bir görüntüden ibaret değildir. Neyin ne olduğunu gayet iyi görür ezilenler. Kamusal senaryodaki rol bölüşümü aslında örtük bir savaş cephesidir. Taraflar ani akınlarla karşı tarafın kararlılığını ve ondan neler elde edebileceklerini sınar ve belli mevziler kazanırlar hep. Dedikodu, söylenti, hırsızlık, şakalar, karnavallar, halk masalları ve şarkılar bu sınamanın aktığı kanallardır. Kimi kuramcıların sandığı gibi, bunlar güçlülerin kasten göz yumduğu, basınç azaltıcı “emniyet supapları” falan değildir. Gizli senaryo, pratik direnişin ikamesi değil zorunlu bir koşuludur. Scott buna “altpolitika” der.

Bütün bu tezleri soyut bir teorik çerçeve içinde değil, dünya tarihinin ve coğrafyasının olağanüstü genişlikte bir bölümünden ve Gombrowicz, Sofokles, Orwell, Zola ve Balzac gibi yazarlardan aldığı örneklerle anlatıyor Scott.

Tarih artık sadece kazananların yazdığı bir şey değil.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 184,80    184,80   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat