Temel dinamiğini Mesih’ten ve Mesihî öğretiden alan Süryani mistisizmi, ruhani dünyadan yola çıkarak, insanın hem dış/maddi hem de iç/manevi dünyasını geliştiren güçlü bilgi ve disiplinlere sahiptir. Bu bilgi ve disiplinlerin başında ise insanın kendini tanıması, tanıyabilmesi gelir. Hayat yolculuğunda insanın ulaşabileceği en büyük bilgi, özünü yani kendini ya da nefsini tanıyabilmesidir. İnsana kendini tanıma anahtarını veren mistik öğreti, insanın gönül gözünün açılmasına, içsel dünyada yaydığı ilahi ışık sayesinde de sevgi şuurunun güçlenmesine vesile olur ki bu da kişisel yaşamı zenginleştirerek toplumsal yaşamda kişiye parmakla gösterilen bir ahlak ve gıpta edilen bir kalite kazandırır.
Süryani mistisizmine göre, gerçek huzura ve ebedi yaşama kavuşmanın yolu, öz denetim ruhunun, içsel hâkimiyetle bütünleşmesinden geçer. Bu da doğru davranış, doğru tutum ve eylem demektir. Burada büyüklük, bilgiçlik ve sahiplik taslamak yoktur, sadece insan haysiyetine ve özgünlüğüne değer veren tevazuû vardır. Nasıl ki doğru tadı yakalayabilmek için tuz gerekliyse, sağlıklı birey ve sağlıklı toplum var etmek için de tevazuû o derece gereklidir ve insan onuruna yakışır şekilde bir hayat sağlamanın yegâne şartı da odur. Çünkü asıl mesele, göreceli tutumları bir kenara bırakarak insanın kendisine ve karşısındakine değer vermesidir. Hizmetkâr güdülerle, tamamlanmak için başkasını imkânlar dahilinde tamamlayabilmektir.
İşte Süryani mistisizminin esas gayesi de nefsi terbiye eden disiplini egemen kılarak tevazuû inşa etmektir. Bu terbiye edici disiplinini özümsemiş insan, kendi zayıflığını kabul ettiği gibi insanların görünen veya görünmeyen farklılıkları olduğunu da kabul eder. Kabullendikçe güçlenir, güçlendikçe hafifler ve hafifledikçe ağırlaşır.
Temel dinamiğini Mesih’ten ve Mesihî öğretiden alan Süryani mistisizmi, ruhani dünyadan yola çıkarak, insanın hem dış/maddi hem de iç/manevi dünyasını geliştiren güçlü bilgi ve disiplinlere sahiptir. Bu bilgi ve disiplinlerin başında ise insanın kendini tanıması, tanıyabilmesi gelir. Hayat yolculuğunda insanın ulaşabileceği en büyük bilgi, özünü yani kendini ya da nefsini tanıyabilmesidir. İnsana kendini tanıma anahtarını veren mistik öğreti, insanın gönül gözünün açılmasına, içsel dünyada yaydığı ilahi ışık sayesinde de sevgi şuurunun güçlenmesine vesile olur ki bu da kişisel yaşamı zenginleştirerek toplumsal yaşamda kişiye parmakla gösterilen bir ahlak ve gıpta edilen bir kalite kazandırır.
Süryani mistisizmine göre, gerçek huzura ve ebedi yaşama kavuşmanın yolu, öz denetim ruhunun, içsel hâkimiyetle bütünleşmesinden geçer. Bu da doğru davranış, doğru tutum ve eylem demektir. Burada büyüklük, bilgiçlik ve sahiplik taslamak yoktur, sadece insan haysiyetine ve özgünlüğüne değer veren tevazuû vardır. Nasıl ki doğru tadı yakalayabilmek için tuz gerekliyse, sağlıklı birey ve sağlıklı toplum var etmek için de tevazuû o derece gereklidir ve insan onuruna yakışır şekilde bir hayat sağlamanın yegâne şartı da odur. Çünkü asıl mesele, göreceli tutumları bir kenara bırakarak insanın kendisine ve karşısındakine değer vermesidir. Hizmetkâr güdülerle, tamamlanmak için başkasını imkânlar dahilinde tamamlayabilmektir.
İşte Süryani mistisizminin esas gayesi de nefsi terbiye eden disiplini egemen kılarak tevazuû inşa etmektir. Bu terbiye edici disiplinini özümsemiş insan, kendi zayıflığını kabul ettiği gibi insanların görünen veya görünmeyen farklılıkları olduğunu da kabul eder. Kabullendikçe güçlenir, güçlendikçe hafifler ve hafifledikçe ağırlaşır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 45,50 | 45,50 |