2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş, bütün dünyanın gözü önünde, bir dizi insanlık dramının yaşanmasına neden oldu. Milyonlarca insan, gündelik hayatını devam ettirdiği vatanlarından ayrılmak durumunda kaldı. Vatanından ayrılmanın tereddüdü ile yeni bir yere varmanın korkusunu bir arada yaşadı. Bu anlamda göçün asık aktörleri onlardı. Elbette bu işin bir diğer boyutunu, bir anda kitlesel göçlere ev sahipliği yapmak durumunda kalan insanların duygu, düşünce ve davranışları oluşturmaktadır. Bu anlamda göç, sadece göçmenlerin değil, göçü karşılayanların gözünden de anlaşılmaya muhtaçtır. Göç olgusuna insan merkezli bir yaklaşım geliştirmek, ancak hem göç edenin, hem de göçü karşılayanın zaviyesinden meseleye yaklaşmakla mümkündür. Bu çalışma, Türkiye’de fazlasıyla ihmal edilmiş olan, göçü karşılayanların zaviyesinden Suriyeli göçünü anlamayı hedeflemektedir. Niyetinde ise insan merkezli bir yaklaşımın sonucu olarak, çok kültürlülükten, kültürlerarasılıktan, asimilasyondan ve entegrasyondan ziyade birlikte yaşama pratiği geliştirmeyi önermektedir.
2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş, bütün dünyanın gözü önünde, bir dizi insanlık dramının yaşanmasına neden oldu. Milyonlarca insan, gündelik hayatını devam ettirdiği vatanlarından ayrılmak durumunda kaldı. Vatanından ayrılmanın tereddüdü ile yeni bir yere varmanın korkusunu bir arada yaşadı. Bu anlamda göçün asık aktörleri onlardı. Elbette bu işin bir diğer boyutunu, bir anda kitlesel göçlere ev sahipliği yapmak durumunda kalan insanların duygu, düşünce ve davranışları oluşturmaktadır. Bu anlamda göç, sadece göçmenlerin değil, göçü karşılayanların gözünden de anlaşılmaya muhtaçtır. Göç olgusuna insan merkezli bir yaklaşım geliştirmek, ancak hem göç edenin, hem de göçü karşılayanın zaviyesinden meseleye yaklaşmakla mümkündür. Bu çalışma, Türkiye’de fazlasıyla ihmal edilmiş olan, göçü karşılayanların zaviyesinden Suriyeli göçünü anlamayı hedeflemektedir. Niyetinde ise insan merkezli bir yaklaşımın sonucu olarak, çok kültürlülükten, kültürlerarasılıktan, asimilasyondan ve entegrasyondan ziyade birlikte yaşama pratiği geliştirmeyi önermektedir.