Tasavvuf, rûhun mânevî kabiliyetlerinin insan benine yerleşmesini amaçlayan ve böylece mânevî kişilik ve benlik gelişimini hedefleyen ilmî bir disiplindir. Bu nedenle sûfî geleneğin ortaya koyduğu tecrübî bilgi ve uygulamalar, insanın mahiyetini keşfetme konusunda, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de bireysel ve toplumsal planda katkı sunmaya devam etmektedir. Dinî ve mânevî eğilimlere ilgi duyan psikologların ve psikiyatrların sûfî gelenekten istifade ederek hastalarına şifa dağıtmaları bu durumu daha da önemli hale getirmektedir.
Sûfî geleneğin inşa ettiği bireyin benlik gelişim tarzı seyrü sülûk/mânevî yolculuk kavramıyla ifade edilir, maddî süreçlerin oluşturduğu zulmânî ve nurânî perdeler ortadan kalkar, aşama aşama benlik mertebeleri aşılır ve böylece her türlü varlığın kaynağı olan Yaratıcı gücün hakîkatine vakıf olma imkânı gerçekleşir. Söz konusu bu mânevî yolculuğun kazandırdığı mârifet bilgisi yani benliği ve Rabbi tanıma durumu, bireye fıtratına uygun bir yaşam fırsatı verir. Fıtrata uygun yaşam, ruhî arzu ve isteklerin olgunlaşmamış nefsin/alt benliğin arzu ve isteklerine galip gelmesi anlamına gelmektedir. Bu kıvama ulaşmış birey dünya hayatının geçici ve zararlı durumlarına aldanmaz, dünyevî ve uhrevî anlamda kalıcı ve faydalı işlerle ilgilenir ve böylece benliğini mânevî değer yargılarının örgüsüyle bezer.
Tasavvuf, rûhun mânevî kabiliyetlerinin insan benine yerleşmesini amaçlayan ve böylece mânevî kişilik ve benlik gelişimini hedefleyen ilmî bir disiplindir. Bu nedenle sûfî geleneğin ortaya koyduğu tecrübî bilgi ve uygulamalar, insanın mahiyetini keşfetme konusunda, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de bireysel ve toplumsal planda katkı sunmaya devam etmektedir. Dinî ve mânevî eğilimlere ilgi duyan psikologların ve psikiyatrların sûfî gelenekten istifade ederek hastalarına şifa dağıtmaları bu durumu daha da önemli hale getirmektedir.
Sûfî geleneğin inşa ettiği bireyin benlik gelişim tarzı seyrü sülûk/mânevî yolculuk kavramıyla ifade edilir, maddî süreçlerin oluşturduğu zulmânî ve nurânî perdeler ortadan kalkar, aşama aşama benlik mertebeleri aşılır ve böylece her türlü varlığın kaynağı olan Yaratıcı gücün hakîkatine vakıf olma imkânı gerçekleşir. Söz konusu bu mânevî yolculuğun kazandırdığı mârifet bilgisi yani benliği ve Rabbi tanıma durumu, bireye fıtratına uygun bir yaşam fırsatı verir. Fıtrata uygun yaşam, ruhî arzu ve isteklerin olgunlaşmamış nefsin/alt benliğin arzu ve isteklerine galip gelmesi anlamına gelmektedir. Bu kıvama ulaşmış birey dünya hayatının geçici ve zararlı durumlarına aldanmaz, dünyevî ve uhrevî anlamda kalıcı ve faydalı işlerle ilgilenir ve böylece benliğini mânevî değer yargılarının örgüsüyle bezer.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 111,15 | 111,15 |