Coğrafi hareketlilik ve eğitim yoluyla hareketliliğe bağlı olarak statü edinme sürecinde dindarlık değişiyor mu? Atfedilen statü yerine edinilen statüye yönelim, ebeveynin sosyo-ekonomik durumunda bir rol farklılaşması getiriyor mu? Statü edinme sürecinde, dindarlığın hangi boyutlarında benzer tutumlar sergileniyor, hangi boyutlar farklılaşıyor? Ebeveynden çocuğa statü ve değer olarak ne aktarılabiliyor, ne aktarılamıyor? 1950'lerde başlayan ve özellikle 1980'lerde kitlesel hale gelen kırsaldan kente göç süreciyle kırsalın çocuklarının kente taşınması ve eğitime bağlı statü edinmesi, Türkiye'nin toplumsal dönüşümüne dair bir fikir verir mi? İşlevselcilerin ileri sürdüğü gibi, yetenek hak ettiği ödülü alabiliyor mu? Hak edilenin alınması, statü edinmede eğitimin, diplomanın giderek öneminin artması, yani liyakat esasına göre, mesleki statü edinmenin yaygınlaştırılmasına bağlı değil midir? Statü edinmede ağ, hem coğrafi hareketlilikte hem de eğitim yoluyla hareketlilikte giderek daha belirleyici mi oluyor? Ebeveynin sosyo-ekonomik durumunun yerine ebeveynin sosyal bağlantılarına bağlı tanıdık çevresinin etkili olmaya devam ediyor olması, sadakat temelinde statü edinildiğini göstermez mi? Statü edinmede sınıf-sal bir mücadelede söz konusu değil midir? vb. sorular çerçevesinde göç ve eğitim yoluyla statü edinme ve dindarlık ilişkisini inceleyen bu kitap, Erciyes Üniversitesi'nde 2012 yılında tamamladığım "Sosyal Hareketlilik ve Dini Hayatta Farklılaşma "Gerdibi Köylüleri Örneği" isimli doktora tezim esas alınarak hazırlanmıştır. Sosyal hareketlilik olarak ifade edilen süreç ile dindarlığın bir farklılaşma sürecine girip girmediğinin problem olarak ele alındığı çalışmada, Gerdibi Köylülerinin şehir merkezine coğrafi hareketliliği ve eğitim yoluyla sosyal hareketliliği yerine, çalışmanın güncel ve anlaşılır olması adına "statü edinme" kavramı kullanılmış ve Gerdibi köylüleri, coğrafi hareketlilik ve eğitim yoluyla hareketliliğe uygun olduğu için araştırma sahası olarak tercih edilmiştir.
Araştırma sahasında gözlemlenen coğrafi hareketlilikle ve eğitim yoluyla sosyal hareketlilikle statü edinme konusunda, özellikle Gerdibi köylülerinin üniversite mezunu sayısı fark edilir ölçüde yüksektir. Gerdibi köylülerinin çocuklarının göç ve eğitime bağlı olarak meslek sahibi olması, Gerdibi köyünü çevresindeki köylere göre ayrıcalıklı bir konuma yükseltmiştir. 1950'li yıllardan itibaren tarımda makineleşme vb. süreçlere bağlı olarak başlayan, seksenli yıllarla birlikte ivme kazanan ve bu çalışmada coğrafi hareketlilik olarak ele alınan kırsaldan şehre göç olgusu, Gerdibi köylülerinde de gözlenmiştir. Gerdibi köyünde seksenli yıllarla birlikte tarımda makineleşme, köyde iş imkânlarının sınırlılığı, şehrin sağlık, eğitim gibi alanlarda seçenekler sunması, şehre göç yönelimindeki faktörler olarak sayılabilir. Anadolu'nun pek çok yerinde olduğu gibi, bu çalışmada coğrafi hareketlilik olarak ifade edeceğimiz iç göç tecrübesi, Türkiye geneliyle benzerlikler göstermektedir.
Araştırma konusu olarak ele aldığımız Gerdibi köylülerinin köyün tabiat koşulları ve geçim şartlarının zorlayıcılığı ile bağlantılı olarak düşünülen eğitim yoluyla statü edinme süreci, rasyonel seçimden çok daha özgül bir bağlama karşılık geliyor. Gerdibi köylülerinin "çocuk okutma eğilimi"nde geçim koşullarının zorlayıcılığının etkisine işaret edilse de, ekonomik anlamda zor koşullarda yaşayan çevre köylerde benzer bir durumun olmaması, özellikle çocuk okutma konusunda, kökleri geçmişe dayanan bir anlayış ve farkındalığı ön plana çıkarmaktadır. Araştırma sahasındaki gözlemler, köylülerin 1960'lı yıllardan itibaren çocuk okutmaya yöneldiğini, bu yönelimin eğitime, oku(t)maya bir değer atfetme sonucunu doğurduğunu, bir süre sonra insanların çocuk okutma konusunda birbirlerini teşvik ettiklerini, dolayısıyla bu konuda bir farkındalık oluştuğunu göstermektedir. Gerdibi köylülerinde bu konuyla bağlantılı olarak üniversite kazanamayanların bir sosyal baskıya maruz kaldığı, çevrenin toplumsal bağlama uygun olarak eğitim yoluyla statü edin-meyi özendirmesinin de eğitim yoluyla statü edinmede etkili olduğu anlaşılmaktadır.
Gerdibi köylülerinin kente göç süreci, her ne kadar kırsalın iş olanaklarındaki sıkıntılar, Adana'da iş bulma umudu yanında sağlık başta olmak üzere, çocukların eğitimi vs. gibi boyutlarda ülkenin geneliyle uyumlu görünse de, Gerdibi köyünün ayırt edici bir yönü de bulunmaktadır. Köyde çocukların okumasıyla ilişkilendirilen bir çeşme bulunmaktadır. Gerdibi Köyü'nün çocuklarının okuyup eğitim yoluyla statü edinmesi, köylüler ve çevre köylüler tarafından köyün merkezinde bulunan Kocaoluk Çeşmesi ile ilişkilendirilmekte, çeşmenin suyundan içen çocuğun zeki olacağı, bu sayede okuyup başarılı olacağı şeklinde yorumlanmaktadır. Kocaoluk'tan su içen çocuğun okuyacağına yönelik inancın, giderek bir toplumsal kabule dönüştüğü görülmektedir.
Coğrafi hareketlilik ve eğitim yoluyla hareketliliğe bağlı olarak statü edinme sürecinde dindarlık değişiyor mu? Atfedilen statü yerine edinilen statüye yönelim, ebeveynin sosyo-ekonomik durumunda bir rol farklılaşması getiriyor mu? Statü edinme sürecinde, dindarlığın hangi boyutlarında benzer tutumlar sergileniyor, hangi boyutlar farklılaşıyor? Ebeveynden çocuğa statü ve değer olarak ne aktarılabiliyor, ne aktarılamıyor? 1950'lerde başlayan ve özellikle 1980'lerde kitlesel hale gelen kırsaldan kente göç süreciyle kırsalın çocuklarının kente taşınması ve eğitime bağlı statü edinmesi, Türkiye'nin toplumsal dönüşümüne dair bir fikir verir mi? İşlevselcilerin ileri sürdüğü gibi, yetenek hak ettiği ödülü alabiliyor mu? Hak edilenin alınması, statü edinmede eğitimin, diplomanın giderek öneminin artması, yani liyakat esasına göre, mesleki statü edinmenin yaygınlaştırılmasına bağlı değil midir? Statü edinmede ağ, hem coğrafi hareketlilikte hem de eğitim yoluyla hareketlilikte giderek daha belirleyici mi oluyor? Ebeveynin sosyo-ekonomik durumunun yerine ebeveynin sosyal bağlantılarına bağlı tanıdık çevresinin etkili olmaya devam ediyor olması, sadakat temelinde statü edinildiğini göstermez mi? Statü edinmede sınıf-sal bir mücadelede söz konusu değil midir? vb. sorular çerçevesinde göç ve eğitim yoluyla statü edinme ve dindarlık ilişkisini inceleyen bu kitap, Erciyes Üniversitesi'nde 2012 yılında tamamladığım "Sosyal Hareketlilik ve Dini Hayatta Farklılaşma "Gerdibi Köylüleri Örneği" isimli doktora tezim esas alınarak hazırlanmıştır. Sosyal hareketlilik olarak ifade edilen süreç ile dindarlığın bir farklılaşma sürecine girip girmediğinin problem olarak ele alındığı çalışmada, Gerdibi Köylülerinin şehir merkezine coğrafi hareketliliği ve eğitim yoluyla sosyal hareketliliği yerine, çalışmanın güncel ve anlaşılır olması adına "statü edinme" kavramı kullanılmış ve Gerdibi köylüleri, coğrafi hareketlilik ve eğitim yoluyla hareketliliğe uygun olduğu için araştırma sahası olarak tercih edilmiştir.
Araştırma sahasında gözlemlenen coğrafi hareketlilikle ve eğitim yoluyla sosyal hareketlilikle statü edinme konusunda, özellikle Gerdibi köylülerinin üniversite mezunu sayısı fark edilir ölçüde yüksektir. Gerdibi köylülerinin çocuklarının göç ve eğitime bağlı olarak meslek sahibi olması, Gerdibi köyünü çevresindeki köylere göre ayrıcalıklı bir konuma yükseltmiştir. 1950'li yıllardan itibaren tarımda makineleşme vb. süreçlere bağlı olarak başlayan, seksenli yıllarla birlikte ivme kazanan ve bu çalışmada coğrafi hareketlilik olarak ele alınan kırsaldan şehre göç olgusu, Gerdibi köylülerinde de gözlenmiştir. Gerdibi köyünde seksenli yıllarla birlikte tarımda makineleşme, köyde iş imkânlarının sınırlılığı, şehrin sağlık, eğitim gibi alanlarda seçenekler sunması, şehre göç yönelimindeki faktörler olarak sayılabilir. Anadolu'nun pek çok yerinde olduğu gibi, bu çalışmada coğrafi hareketlilik olarak ifade edeceğimiz iç göç tecrübesi, Türkiye geneliyle benzerlikler göstermektedir.
Araştırma konusu olarak ele aldığımız Gerdibi köylülerinin köyün tabiat koşulları ve geçim şartlarının zorlayıcılığı ile bağlantılı olarak düşünülen eğitim yoluyla statü edinme süreci, rasyonel seçimden çok daha özgül bir bağlama karşılık geliyor. Gerdibi köylülerinin "çocuk okutma eğilimi"nde geçim koşullarının zorlayıcılığının etkisine işaret edilse de, ekonomik anlamda zor koşullarda yaşayan çevre köylerde benzer bir durumun olmaması, özellikle çocuk okutma konusunda, kökleri geçmişe dayanan bir anlayış ve farkındalığı ön plana çıkarmaktadır. Araştırma sahasındaki gözlemler, köylülerin 1960'lı yıllardan itibaren çocuk okutmaya yöneldiğini, bu yönelimin eğitime, oku(t)maya bir değer atfetme sonucunu doğurduğunu, bir süre sonra insanların çocuk okutma konusunda birbirlerini teşvik ettiklerini, dolayısıyla bu konuda bir farkındalık oluştuğunu göstermektedir. Gerdibi köylülerinde bu konuyla bağlantılı olarak üniversite kazanamayanların bir sosyal baskıya maruz kaldığı, çevrenin toplumsal bağlama uygun olarak eğitim yoluyla statü edin-meyi özendirmesinin de eğitim yoluyla statü edinmede etkili olduğu anlaşılmaktadır.
Gerdibi köylülerinin kente göç süreci, her ne kadar kırsalın iş olanaklarındaki sıkıntılar, Adana'da iş bulma umudu yanında sağlık başta olmak üzere, çocukların eğitimi vs. gibi boyutlarda ülkenin geneliyle uyumlu görünse de, Gerdibi köyünün ayırt edici bir yönü de bulunmaktadır. Köyde çocukların okumasıyla ilişkilendirilen bir çeşme bulunmaktadır. Gerdibi Köyü'nün çocuklarının okuyup eğitim yoluyla statü edinmesi, köylüler ve çevre köylüler tarafından köyün merkezinde bulunan Kocaoluk Çeşmesi ile ilişkilendirilmekte, çeşmenin suyundan içen çocuğun zeki olacağı, bu sayede okuyup başarılı olacağı şeklinde yorumlanmaktadır. Kocaoluk'tan su içen çocuğun okuyacağına yönelik inancın, giderek bir toplumsal kabule dönüştüğü görülmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 190,40 | 190,40 |