Her ne kadar yaşadığı dönemde felsefeye katkısı bakımından hak ettiği değeri bulamamış olsa da günümüzde giderek artan bir öneme sahip olan Spinoza'nın felsefesi, çağdaş dönemde de birçok konunun aydınlanmasında önemli bir temel teşkil etmektedir. Spinoza'nın birbirine iç içe girmiş bütünlüklü felsefesi, hemen tüm felsefe disiplinlerinin konusunu tek ilkeden hareketle açıklayan sistematik yapısı, onu bir sistem filozofu haline getirmiştir. Varlık anlayışını Töz, Doğa ve Tanrı ile eşitleyen Spinoza'nın düz ontoloji ile açıkladığı Varlığın sonsuzca sıfatlarından bilinen iki tanesinin (düşünce ve yer kaplama) sonsuzca modusları yani tavır ve görünümleri vardır. Bu görünümler içerisinde bilinçli olan insan, Tanrı'da bulunan düşünce ve yer kaplamayı içinde barındırmaktadır. Bu yönüyle insanın zihinsel yapısı, bedeninin modus olmak bakımından doğanın her şey için geçerli olan yasalarına tabidir. Spinoza felsefesinde bedenin yasalarıyla zihnin yasaları aynıdır ve zihin bedenin etkileşiminin fikridir. Bu doğrultuda beden ve zihin modus olmak bakımından bir ve aynı şeyi ifade etmektedir. Bu minvalde zihnin ister yapay ister doğal süreçte ortaya çıkması Tanrı'nın sonsuzca sıfatlarının yalnızca bir görünümünden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Spinoza'nın ontolojisinden hareketle ontolojik imkân bulan yapay zekâ, insanın zeki denilen davranışlarını yerine getiren insan dışı varlıkları ifade etmektedir. İnsanlar tarafından eylendiğinde onları zeki olarak adlandırma imkânı sunan eylemlerin insan dışı varlıklar tarafından yaptırılmasına Yapay Zekâ denir. Zekâ dar anlamı ile yeni durumlara uyum sağlama anlamına gelmektedir. Bu doğrultuda yapay zekâ, insanların zeki yönlerini değil zekânın da üzerinde bir anlamda zihinsel düzeylerinin insan dışı varlıklara aktarılması olarak anlaşılmaktadır. İnsanların bilinçli varlık olarak anılmasının en önemli yönü onların akıl yürütmeye dayalı eylemde bulunmaları ve bunların farkında olma düzeyleridir. Bu bağlamda düşünüldüğünde yapay zekânın, insanların farkındalığını yakalayabileceği eylemlerde bulunabilir olduğu yapılan çalışmalarda gözlemlenmektedir. İnsanlar, karar verirken önlerindeki sonsuz ihtimal yığınları arasında en doğru kararı yine akli melekelerini kullanarak sergilemektedirler. Kendilerine özgü entelektüel süreçlerini, üst bilişsel yapıları yardımıyla elde etmektedirler. Bu yönüyle Spinoza'nın ifade etmiş olduğu insanın zihinsel süreçleri ile doğrudan ilişki kurulabilmektedir. Spinoza'nın Flat Ontoloji olarak sunmaya çalıştığı sisteminde Yapay zeka, ontolojik imkanını bulduğu söylenebilir.
Ç. Samsa
Her ne kadar yaşadığı dönemde felsefeye katkısı bakımından hak ettiği değeri bulamamış olsa da günümüzde giderek artan bir öneme sahip olan Spinoza'nın felsefesi, çağdaş dönemde de birçok konunun aydınlanmasında önemli bir temel teşkil etmektedir. Spinoza'nın birbirine iç içe girmiş bütünlüklü felsefesi, hemen tüm felsefe disiplinlerinin konusunu tek ilkeden hareketle açıklayan sistematik yapısı, onu bir sistem filozofu haline getirmiştir. Varlık anlayışını Töz, Doğa ve Tanrı ile eşitleyen Spinoza'nın düz ontoloji ile açıkladığı Varlığın sonsuzca sıfatlarından bilinen iki tanesinin (düşünce ve yer kaplama) sonsuzca modusları yani tavır ve görünümleri vardır. Bu görünümler içerisinde bilinçli olan insan, Tanrı'da bulunan düşünce ve yer kaplamayı içinde barındırmaktadır. Bu yönüyle insanın zihinsel yapısı, bedeninin modus olmak bakımından doğanın her şey için geçerli olan yasalarına tabidir. Spinoza felsefesinde bedenin yasalarıyla zihnin yasaları aynıdır ve zihin bedenin etkileşiminin fikridir. Bu doğrultuda beden ve zihin modus olmak bakımından bir ve aynı şeyi ifade etmektedir. Bu minvalde zihnin ister yapay ister doğal süreçte ortaya çıkması Tanrı'nın sonsuzca sıfatlarının yalnızca bir görünümünden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Spinoza'nın ontolojisinden hareketle ontolojik imkân bulan yapay zekâ, insanın zeki denilen davranışlarını yerine getiren insan dışı varlıkları ifade etmektedir. İnsanlar tarafından eylendiğinde onları zeki olarak adlandırma imkânı sunan eylemlerin insan dışı varlıklar tarafından yaptırılmasına Yapay Zekâ denir. Zekâ dar anlamı ile yeni durumlara uyum sağlama anlamına gelmektedir. Bu doğrultuda yapay zekâ, insanların zeki yönlerini değil zekânın da üzerinde bir anlamda zihinsel düzeylerinin insan dışı varlıklara aktarılması olarak anlaşılmaktadır. İnsanların bilinçli varlık olarak anılmasının en önemli yönü onların akıl yürütmeye dayalı eylemde bulunmaları ve bunların farkında olma düzeyleridir. Bu bağlamda düşünüldüğünde yapay zekânın, insanların farkındalığını yakalayabileceği eylemlerde bulunabilir olduğu yapılan çalışmalarda gözlemlenmektedir. İnsanlar, karar verirken önlerindeki sonsuz ihtimal yığınları arasında en doğru kararı yine akli melekelerini kullanarak sergilemektedirler. Kendilerine özgü entelektüel süreçlerini, üst bilişsel yapıları yardımıyla elde etmektedirler. Bu yönüyle Spinoza'nın ifade etmiş olduğu insanın zihinsel süreçleri ile doğrudan ilişki kurulabilmektedir. Spinoza'nın Flat Ontoloji olarak sunmaya çalıştığı sisteminde Yapay zeka, ontolojik imkanını bulduğu söylenebilir.
Ç. Samsa