İslâm dini, îman hakikatleri ve İslâm umdeleri olmak üzere iki temel esas üzerine kurulmuştur. Îman hakikatleri İslâm’ın nazarî, fikrî yanlarını açıklayan Akaid ve Kelam gibi kaynaklarda bahis mevzu edilmiştir. İslâm’ın hakikatlerini açıklayan ise, îmanın dışa yansıyan pratik yönlerini söz konusu eden kaynakları olan Fıkıh kitaplarıdır. Fıkıh ilmini, genel olarak ibâdet ve ubudiyet şeklinde iki bölümde mütalaa etmek mümkündür. İbâdetler namaz, oruç gibi bilinen kulluk görevleridir. Ubudiyet ise dünyevî ve uhrevî bütün işleri ihtiva eden kulluk vazifeleridir. İbâdet kavramı, başta tevhid inancı olarak mârifet ve ubudiyeti de ihtiva etmektedir. Bu geniş anlamıyla ibâdet/ubudiyet, İslâm’ın amelî, ahlakî yönünü temsil etmekle beraber îman esaslarıyla da tam bir kucaklaşma içindedir.
“Akaidî ve îmanî hükümleri kavî ve sâbit kılmakla meleke hâline getiren ancak ibâdettir. Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden (/yasaklarından) sakınmaktan ibaret olan ibâdetle, vicdanî ve aklî olan îmanî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hâle, âlem-i İslâm’ın hâl-i hazırdaki vaziyeti şâhiddir. Ve keza ibâdet, dünya ve âhiret saadetlerine vesile olduğu gibi, maaş ve maâde, yani dünya ve âhiret işlerini tanzime sebebdir ve şahsî ve nev’î kemalâta vasıtadır ve Hâlık ile abd arasında pek yüksek bir nisbet ve şerefli bir râbıtadır.” (İşârâtü’l-İ‘câz, s.162)
Yayınevimiz Tenvir Neşriyat’ın bir markası olan Fütûhât Yayınevi’nden okuyucularla buluşacak olan ve İslâm’ın amelî-ahlâkî yönünü gözler önüne sermeyi amaçlayıp zihinlere gelen bazı sorulara cevapların verildiği bu çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır:
Birinci Bölüm: Âdâb-ı Muaşeret
İkinci Bölüm: Bazı Fıkhî Meseleler
İslâm dini, îman hakikatleri ve İslâm umdeleri olmak üzere iki temel esas üzerine kurulmuştur. Îman hakikatleri İslâm’ın nazarî, fikrî yanlarını açıklayan Akaid ve Kelam gibi kaynaklarda bahis mevzu edilmiştir. İslâm’ın hakikatlerini açıklayan ise, îmanın dışa yansıyan pratik yönlerini söz konusu eden kaynakları olan Fıkıh kitaplarıdır. Fıkıh ilmini, genel olarak ibâdet ve ubudiyet şeklinde iki bölümde mütalaa etmek mümkündür. İbâdetler namaz, oruç gibi bilinen kulluk görevleridir. Ubudiyet ise dünyevî ve uhrevî bütün işleri ihtiva eden kulluk vazifeleridir. İbâdet kavramı, başta tevhid inancı olarak mârifet ve ubudiyeti de ihtiva etmektedir. Bu geniş anlamıyla ibâdet/ubudiyet, İslâm’ın amelî, ahlakî yönünü temsil etmekle beraber îman esaslarıyla da tam bir kucaklaşma içindedir.
“Akaidî ve îmanî hükümleri kavî ve sâbit kılmakla meleke hâline getiren ancak ibâdettir. Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden (/yasaklarından) sakınmaktan ibaret olan ibâdetle, vicdanî ve aklî olan îmanî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hâle, âlem-i İslâm’ın hâl-i hazırdaki vaziyeti şâhiddir. Ve keza ibâdet, dünya ve âhiret saadetlerine vesile olduğu gibi, maaş ve maâde, yani dünya ve âhiret işlerini tanzime sebebdir ve şahsî ve nev’î kemalâta vasıtadır ve Hâlık ile abd arasında pek yüksek bir nisbet ve şerefli bir râbıtadır.” (İşârâtü’l-İ‘câz, s.162)
Yayınevimiz Tenvir Neşriyat’ın bir markası olan Fütûhât Yayınevi’nden okuyucularla buluşacak olan ve İslâm’ın amelî-ahlâkî yönünü gözler önüne sermeyi amaçlayıp zihinlere gelen bazı sorulara cevapların verildiği bu çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır:
Birinci Bölüm: Âdâb-ı Muaşeret
İkinci Bölüm: Bazı Fıkhî Meseleler
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 77,50 | 77,50 |