'Kanunlar önünde herkes eşittir' varsayımı, esasında liberal adaletin özünü yansıtmaktadır. Sosyal adalet ise en iyi ihtimalle liberal adaletsizliklere verilen en güzel yanıt olarak değerlendirilir... İfade Brian Barry'e aittir. Barry'in böyle bir varsayımı gündemine almasının ana nedeni, herkesin eşit haklara sahip olduğu argümanından ziyade herkesin eşit fırsatları yakalayabilme(me)si sorununa odaklanmasıdır. Odaklanmamız gereken, gözümüzden kaçan asıl nokta burasıdır. Barry, Sosyal Adalet Neden Önemlidir adlı eserinde konuyu örneklendirir: "Geleneksel liberal bir toplumda herkesin genel olarak eğitim hakkı olacaktır, ne zamana kadar? Eğitim hakkını yasaklayan bir yasanın kabulüne kadar. Günümüzde birçok ülkede bir çocuğun okula gitme fırsatı, ebeveynlerinin bunu istemelerine ve maddi zorlukları karşılayabilecek koşullara sahip olmalarına bağlıdır. Eğitimdeki bu fırsat eşitsizliği nasıl oluyor da 'adaletsizlik' yerine talihsizlik olarak adlandırılıyor, bunu anlamak çok zor" demektedir. Evet, esasında hak ya da fırsatların dağıtımında meydana gelen aksaklıklara ilişkin değerlendirmelerimiz, gündelik yaşantımızın birçok anında 'talihsizlik'ten öteye geçmemektedir. Kolektif bir çabanın ürünü olarak doğan Sosyal Adalet Kuramında Güncel Tartışmalar/Doğu Batı Ekseninde Farklılaşan İzdüşümleri adlı eser, akademik ve bilişsel bir söylem ile okuyucuları, "talihsizlik" türü adlandırmalar üzerine tekrar düşünmeye davet etmektedir. Elinizdeki eser sosyal adalet söyleminin içerdiği temaları, doğu-batı felsefesinin havasını teneffüs etmiş düşünürler diliyle ortaya koymakta, refah devletinin bir amacı olan sosyal adalet hususunu teorik bağlamları ile tartışmaya açmaktadır.
'Kanunlar önünde herkes eşittir' varsayımı, esasında liberal adaletin özünü yansıtmaktadır. Sosyal adalet ise en iyi ihtimalle liberal adaletsizliklere verilen en güzel yanıt olarak değerlendirilir... İfade Brian Barry'e aittir. Barry'in böyle bir varsayımı gündemine almasının ana nedeni, herkesin eşit haklara sahip olduğu argümanından ziyade herkesin eşit fırsatları yakalayabilme(me)si sorununa odaklanmasıdır. Odaklanmamız gereken, gözümüzden kaçan asıl nokta burasıdır. Barry, Sosyal Adalet Neden Önemlidir adlı eserinde konuyu örneklendirir: "Geleneksel liberal bir toplumda herkesin genel olarak eğitim hakkı olacaktır, ne zamana kadar? Eğitim hakkını yasaklayan bir yasanın kabulüne kadar. Günümüzde birçok ülkede bir çocuğun okula gitme fırsatı, ebeveynlerinin bunu istemelerine ve maddi zorlukları karşılayabilecek koşullara sahip olmalarına bağlıdır. Eğitimdeki bu fırsat eşitsizliği nasıl oluyor da 'adaletsizlik' yerine talihsizlik olarak adlandırılıyor, bunu anlamak çok zor" demektedir. Evet, esasında hak ya da fırsatların dağıtımında meydana gelen aksaklıklara ilişkin değerlendirmelerimiz, gündelik yaşantımızın birçok anında 'talihsizlik'ten öteye geçmemektedir. Kolektif bir çabanın ürünü olarak doğan Sosyal Adalet Kuramında Güncel Tartışmalar/Doğu Batı Ekseninde Farklılaşan İzdüşümleri adlı eser, akademik ve bilişsel bir söylem ile okuyucuları, "talihsizlik" türü adlandırmalar üzerine tekrar düşünmeye davet etmektedir. Elinizdeki eser sosyal adalet söyleminin içerdiği temaları, doğu-batı felsefesinin havasını teneffüs etmiş düşünürler diliyle ortaya koymakta, refah devletinin bir amacı olan sosyal adalet hususunu teorik bağlamları ile tartışmaya açmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 195,00 | 195,00 |