Yazılı kuralları koyanları biliriz. Ama yazılı olmayanları kimlerin koyduğunu bilme şansımız yoktur. Kimin koyduğunu bilmediğimiz bu kurallara uyum gösterirken sorgulama, amaç, sonuç ilişkilerini de düşünmeyiz. Toplulukların ve insanın bu zaafını bilen iyi niyetli veya art niyetliler toplumları yönlendirmede yazılı olmayan kuralları kullanırlar. Yazılı kuralların gölgesinde oluşturulurken, yazılı kural koyucuların tarafsızlığı, umursamazlığı, yazılı kurallardaki boşluklar kullanılır. İletişimin bütün yolları kullanılarak “dikte“ ettirdikleri, istedikleri gibi bir toplum oluşturma yollarını ararlar. Genellikle bu çalışmaları başarıya ulaşır. Sonuçta; Günlük yaşamdan, mimari yapıya, şehir kurmaktan, devlet yönetimine kadar anlayış, kavrama ve uygulama faklılığını görürüz.
Bütün bu olanlara karşı durmanın yolu ise, birikimli, düşünebilen, birey olmanın bilincine ulaşmış özgür düşünceden geçmektedir. İnsanların özgürleşmesiyle sınırlar zorlanabilir. Sınırlar zorlanmalıdır çünkü, adı üstünde sınırdır ve mutlaka ötesi vardır. Sınırlar ancak çok bilen, algılaması, analiz edebilme ve yorumlama gücü oluşmuş beyinlerle mümkündür. Bu beyinlerin oluşması, çoğalması ise uzun ve yorucu bir süreci gerektirir. Ancak birinci ve en önemli adımı ise mevcut durumcuların baskısından kurtulmak ve birey olmanın bilincini yakalamaktan geçmektedir.
Yazılı kuralları koyanları biliriz. Ama yazılı olmayanları kimlerin koyduğunu bilme şansımız yoktur. Kimin koyduğunu bilmediğimiz bu kurallara uyum gösterirken sorgulama, amaç, sonuç ilişkilerini de düşünmeyiz. Toplulukların ve insanın bu zaafını bilen iyi niyetli veya art niyetliler toplumları yönlendirmede yazılı olmayan kuralları kullanırlar. Yazılı kuralların gölgesinde oluşturulurken, yazılı kural koyucuların tarafsızlığı, umursamazlığı, yazılı kurallardaki boşluklar kullanılır. İletişimin bütün yolları kullanılarak “dikte“ ettirdikleri, istedikleri gibi bir toplum oluşturma yollarını ararlar. Genellikle bu çalışmaları başarıya ulaşır. Sonuçta; Günlük yaşamdan, mimari yapıya, şehir kurmaktan, devlet yönetimine kadar anlayış, kavrama ve uygulama faklılığını görürüz.
Bütün bu olanlara karşı durmanın yolu ise, birikimli, düşünebilen, birey olmanın bilincine ulaşmış özgür düşünceden geçmektedir. İnsanların özgürleşmesiyle sınırlar zorlanabilir. Sınırlar zorlanmalıdır çünkü, adı üstünde sınırdır ve mutlaka ötesi vardır. Sınırlar ancak çok bilen, algılaması, analiz edebilme ve yorumlama gücü oluşmuş beyinlerle mümkündür. Bu beyinlerin oluşması, çoğalması ise uzun ve yorucu bir süreci gerektirir. Ancak birinci ve en önemli adımı ise mevcut durumcuların baskısından kurtulmak ve birey olmanın bilincini yakalamaktan geçmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 2,87 | 2,87 |