Çanakkale muharebeleri, Birinci Dünya Harbi'nin başlangıcı, cereyanı ve sonuçları itibariyle en önemli safhalarından olmuştur. Bu savaşlarda, dünyanın o dönem için en güçlü ordusu ve donanmasına sahip İngiltere, Fransa ve müstemlekelerinden topladıkları askerler, müttefik Haçlı Birliği altında İslam'ın en güçlü devleti ve İslam Sancağı'nın 400 yıllık taşıyıcısı konumundaki Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmişlerdir. Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul, 1914 yılı itibariyle aynı zamanda Hilafetin ve İslam Dünyası'nın da başkenti idi. Doğal olarak bu dönemde İslam'ın birliğini ve bütünlüğünü temsil eden Osmanlılar, birleşik düşmanlara karşı, aslında tarih sahnesinden çekilmeden önce son büyük mücadelesini Çanakkale Cephesi'nde vermişlerdir. Çanakkale'de, Haçlı Ordusu'na karşı İslam Sancağı, din, vatan ve namus mefhumu korunmak istenmiş; elde edilen zafer ile bu önemli ve kutsal olgu başarılmıştır. Şüphesiz bu zaferin kazanılması, başta Osmanlı vatanının her köşesinden, her ilinden ve ilçesinden gelen vatan evlatlarının yüksek mücadelesi, kahramanlığı ve vatan aşkı ile kazanılmıştır. Çanakkale Zaferi'nin anahtarlarından biri de, İslam Dünyası'nın burada sergilemiş olduğu birlik ve beraberliktir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer alan her bölgeden birçok asker, Çanakkale Cephesi'ne gelerek şehit olurken; Kafkaslardan Balkanlar'a, Kuzey Afrika'dan Şark'a kadar bütün Müslüman bölgelerden askerler de, birçoğu gönüllü olarak Sancak-ı Şerif uğrunda görev almaktan kaçınmamıştır. Çanakkale ruhu, İslam ruhunun ve birliğinin bir yansıması olmuştur. Çanakkale Zaferi, İslam sancağı ve nuru altında, Haçlılara karşı nasıl bir ve omuz omuza mücadele edildiğinin ve bu anlayışla hareket edildiğinde Müslümanların nasıl galip gelebildiğinin göstergesidir. Çanakkale savaşlarında verilen 50.000'i aşkın şehitten 1.267'si İslam Coğrafyasının muhtelif bölgelerinden gelerek şehit düşmüştür. 103 yıl önce bu kahraman askerler, omuz omuza birbirlerine sırtlarını dayayarak, her türlü ırkî vb. ayrımlardan münezzeh olarak yalnız vatanlarının haysiyeti ve İslam'ın şerefi için savaşmışlardır. Günümüzde İslam âleminde hasret kalınan bu birlik görüntüsü, Müslümanların içine düştüğü ve düşürüldüğü nifak, ayrılık ve nefret tohumlarının ortaya koyduğu hazin tablodan kaynaklanmaktadır. İslam dünyası için en önemli tarihsel mesaj ve miras Çanakkale'dir. Çanakkale Zaferi ve Çanakkale şehitleri, ilham ve ibret almamız için adeta bizi çağırmaktadır. Bu düşüncelerle hazırladığımız “Son Büyük Savunma, Çanakkale'de İslam Coğrafyasından Şehitler“ isimli kitabımızda, tıpkı Anadolu yiğitleri gibi bugünkü sınırlarımız dışında kalan tüm bölgelerden Çanakkale'ye gelerek kahramanca mücadele eden ve şahadet makamına ulaşan askerlerin kimlik bilgileri, künyeleri ve hayat hikâyeleri aktarılmaya gayret edilmiştir. İslam'ın Şerefli Ordusu Şanlı Mehmetçik Anısına…
Çanakkale muharebeleri, Birinci Dünya Harbi'nin başlangıcı, cereyanı ve sonuçları itibariyle en önemli safhalarından olmuştur. Bu savaşlarda, dünyanın o dönem için en güçlü ordusu ve donanmasına sahip İngiltere, Fransa ve müstemlekelerinden topladıkları askerler, müttefik Haçlı Birliği altında İslam'ın en güçlü devleti ve İslam Sancağı'nın 400 yıllık taşıyıcısı konumundaki Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmişlerdir. Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul, 1914 yılı itibariyle aynı zamanda Hilafetin ve İslam Dünyası'nın da başkenti idi. Doğal olarak bu dönemde İslam'ın birliğini ve bütünlüğünü temsil eden Osmanlılar, birleşik düşmanlara karşı, aslında tarih sahnesinden çekilmeden önce son büyük mücadelesini Çanakkale Cephesi'nde vermişlerdir. Çanakkale'de, Haçlı Ordusu'na karşı İslam Sancağı, din, vatan ve namus mefhumu korunmak istenmiş; elde edilen zafer ile bu önemli ve kutsal olgu başarılmıştır. Şüphesiz bu zaferin kazanılması, başta Osmanlı vatanının her köşesinden, her ilinden ve ilçesinden gelen vatan evlatlarının yüksek mücadelesi, kahramanlığı ve vatan aşkı ile kazanılmıştır. Çanakkale Zaferi'nin anahtarlarından biri de, İslam Dünyası'nın burada sergilemiş olduğu birlik ve beraberliktir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer alan her bölgeden birçok asker, Çanakkale Cephesi'ne gelerek şehit olurken; Kafkaslardan Balkanlar'a, Kuzey Afrika'dan Şark'a kadar bütün Müslüman bölgelerden askerler de, birçoğu gönüllü olarak Sancak-ı Şerif uğrunda görev almaktan kaçınmamıştır. Çanakkale ruhu, İslam ruhunun ve birliğinin bir yansıması olmuştur. Çanakkale Zaferi, İslam sancağı ve nuru altında, Haçlılara karşı nasıl bir ve omuz omuza mücadele edildiğinin ve bu anlayışla hareket edildiğinde Müslümanların nasıl galip gelebildiğinin göstergesidir. Çanakkale savaşlarında verilen 50.000'i aşkın şehitten 1.267'si İslam Coğrafyasının muhtelif bölgelerinden gelerek şehit düşmüştür. 103 yıl önce bu kahraman askerler, omuz omuza birbirlerine sırtlarını dayayarak, her türlü ırkî vb. ayrımlardan münezzeh olarak yalnız vatanlarının haysiyeti ve İslam'ın şerefi için savaşmışlardır. Günümüzde İslam âleminde hasret kalınan bu birlik görüntüsü, Müslümanların içine düştüğü ve düşürüldüğü nifak, ayrılık ve nefret tohumlarının ortaya koyduğu hazin tablodan kaynaklanmaktadır. İslam dünyası için en önemli tarihsel mesaj ve miras Çanakkale'dir. Çanakkale Zaferi ve Çanakkale şehitleri, ilham ve ibret almamız için adeta bizi çağırmaktadır. Bu düşüncelerle hazırladığımız “Son Büyük Savunma, Çanakkale'de İslam Coğrafyasından Şehitler“ isimli kitabımızda, tıpkı Anadolu yiğitleri gibi bugünkü sınırlarımız dışında kalan tüm bölgelerden Çanakkale'ye gelerek kahramanca mücadele eden ve şahadet makamına ulaşan askerlerin kimlik bilgileri, künyeleri ve hayat hikâyeleri aktarılmaya gayret edilmiştir. İslam'ın Şerefli Ordusu Şanlı Mehmetçik Anısına…
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 1.046,50 | 1.046,50 |