Önce Söz’ün yerini Dil’e bıraktığı, hakikatin yerini yalana bıraktığı, büyülü gerçekçiliğin yerini gerçekçilik büyüsüne bıraktığı, gerçekçilik büyüsünün yerini yalanın gerçekliğine bıraktığı, ölümlü Tanrının yerini ölümsüz insan-tanrılar panteonuna bıraktığı hakikate isyan çağında ‘her şeyin, her şey üzerindeki dil terörü de doruk noktasına çıktı. Büyülü gerçekçiliğin yarattığı gerçekçilik büyüsüne karşı Hakikati arayan ‘ötekilerin ötekileri’nin büyü ile gerçeğin zıtlık alaşımı yerine ‘Hakikat’in gerçek gerçeklikler ile uyumlu birlikteliğini sağlamaya yönelik ‘Söz’ söylemesi gerekir: En azından. ‘Hakikat’i temsilde yaşanan modern büyülü gerçekçilik din, cemaat, cemiyet, tarikat, kulüp, mana/keramet ve guruluk rahimlerinin/mağaralarının/sistemlerinin totaliter büyü evrenine mahkum olmamak ve modern gerçekçiliğin büyüsel kişi, kolektivite ve evrensel Tanrı komplekslerinin fanatik narsizm sapkınlıklarına teslim olmamak için tüm kişisel, kolektif ve evrensel evrenlerde ‘Hakikati Anlamak ve Aramak Yasaları’na yeniden ve yineden ‘Kapı’ aralamak gerekir:
‘Fanatik olmadan bir dini, bir siyasayı, bir ideolojiyi, bir kişisel/kolektif ve evrensel kimliği gerçek gerçeklikler içinde temsil edebilmeyi ve her türlü farklı inanç ihtimalini özümsemeyi başarmak’; ‘hiçbir kişisel/kolektif/evrensel sistemin mutlak/kutsal/büyülü olamayacağını bilmek ve asla yanılmazlık içinde olduğu iddiasına inanmamak’; ‘külli bir evren tasavvuruna sahip olmak’; ‘aklı ve imajineri gerçek gerçeklikler ile uzlaştırarak külli bir insan oluşumunun önünü açmak’; ‘modern çağın yarattığı bireycilik hastalığının ürünü olan kişisel, kolektif ve evrensel Tanrı kompleksleri, bencillik ve narsizmin kaynağı olan ‘kendini tanı!’ ifadesindeki ideolojik akıl ve ahlakı tersine çevirerek ‘evreni, çevreni, ötekini tanı ki kendini tanıyabilesin!’ anlayışına dönmek; ‘Hakikat’i bulmaya, bilmeye ve yargılamaya çalışmaktan ziyade aramaya, anlamaya ve paylaşmaya çalışmak’; ‘bütün dogmatizmleri reddetmek’. Aksi takdirde kişisel, kolektif ve evrensel gerçek gerçekliklerinin yerine insanın kendi iç aleminde, ruhunda, nefsinde, bedeninde ve aklında kurulup sonra kolektivetenin ve evrenselin dış aleminde, ruhunda, nefsinde, bedeninde ve aklında inanılmaz bir yaygınlık ve yoğunluk ile inşa edilen dini, siyasi, ideolojik, ekonomik ve kültürel büyülü gerçekçiliklerinin veya gerçekçilik büyüselliklerinin totaliter akıl ve ahlak kuşatmasının/virüslerinin esiri/mahkumu/müridi/kulu olunmaya devam edilecektir: Babil’in büyü kulelerinde ve Kabil’in meyve bahçelerinde.
Önce Söz’ün yerini Dil’e bıraktığı, hakikatin yerini yalana bıraktığı, büyülü gerçekçiliğin yerini gerçekçilik büyüsüne bıraktığı, gerçekçilik büyüsünün yerini yalanın gerçekliğine bıraktığı, ölümlü Tanrının yerini ölümsüz insan-tanrılar panteonuna bıraktığı hakikate isyan çağında ‘her şeyin, her şey üzerindeki dil terörü de doruk noktasına çıktı. Büyülü gerçekçiliğin yarattığı gerçekçilik büyüsüne karşı Hakikati arayan ‘ötekilerin ötekileri’nin büyü ile gerçeğin zıtlık alaşımı yerine ‘Hakikat’in gerçek gerçeklikler ile uyumlu birlikteliğini sağlamaya yönelik ‘Söz’ söylemesi gerekir: En azından. ‘Hakikat’i temsilde yaşanan modern büyülü gerçekçilik din, cemaat, cemiyet, tarikat, kulüp, mana/keramet ve guruluk rahimlerinin/mağaralarının/sistemlerinin totaliter büyü evrenine mahkum olmamak ve modern gerçekçiliğin büyüsel kişi, kolektivite ve evrensel Tanrı komplekslerinin fanatik narsizm sapkınlıklarına teslim olmamak için tüm kişisel, kolektif ve evrensel evrenlerde ‘Hakikati Anlamak ve Aramak Yasaları’na yeniden ve yineden ‘Kapı’ aralamak gerekir:
‘Fanatik olmadan bir dini, bir siyasayı, bir ideolojiyi, bir kişisel/kolektif ve evrensel kimliği gerçek gerçeklikler içinde temsil edebilmeyi ve her türlü farklı inanç ihtimalini özümsemeyi başarmak’; ‘hiçbir kişisel/kolektif/evrensel sistemin mutlak/kutsal/büyülü olamayacağını bilmek ve asla yanılmazlık içinde olduğu iddiasına inanmamak’; ‘külli bir evren tasavvuruna sahip olmak’; ‘aklı ve imajineri gerçek gerçeklikler ile uzlaştırarak külli bir insan oluşumunun önünü açmak’; ‘modern çağın yarattığı bireycilik hastalığının ürünü olan kişisel, kolektif ve evrensel Tanrı kompleksleri, bencillik ve narsizmin kaynağı olan ‘kendini tanı!’ ifadesindeki ideolojik akıl ve ahlakı tersine çevirerek ‘evreni, çevreni, ötekini tanı ki kendini tanıyabilesin!’ anlayışına dönmek; ‘Hakikat’i bulmaya, bilmeye ve yargılamaya çalışmaktan ziyade aramaya, anlamaya ve paylaşmaya çalışmak’; ‘bütün dogmatizmleri reddetmek’. Aksi takdirde kişisel, kolektif ve evrensel gerçek gerçekliklerinin yerine insanın kendi iç aleminde, ruhunda, nefsinde, bedeninde ve aklında kurulup sonra kolektivetenin ve evrenselin dış aleminde, ruhunda, nefsinde, bedeninde ve aklında inanılmaz bir yaygınlık ve yoğunluk ile inşa edilen dini, siyasi, ideolojik, ekonomik ve kültürel büyülü gerçekçiliklerinin veya gerçekçilik büyüselliklerinin totaliter akıl ve ahlak kuşatmasının/virüslerinin esiri/mahkumu/müridi/kulu olunmaya devam edilecektir: Babil’in büyü kulelerinde ve Kabil’in meyve bahçelerinde.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 205,20 | 205,20 |