Tarihsel süreç içerisinde yaşanılan çağın karakteristik özelliklerini ortaya koyan anahtar kelimeler vardır. Günümüz içinde benzer kelimeleri sıralamaya çalışırsak küreselleşme (Globalization), sivil toplum (Non Governmental Organizazition) kelimeleri ilk akla gelenlerden birkaçıdır. Günümüz dünyasında devlete bakış açısındaki değişimler ve devlete biçilen rollerin daha sınırlı hale gelmesi sonucunda egemenlik alanları ve yetkiler daralmakta bu süreç küreselleşme ile beraber ivme kazanmaktadır.
Buna karşın yerelleşme süreci temsili demokrasinin uygulama alanı bulduğu ülkelerde demokrasiye atfedilen anlamların kavramsal olarak değişim sürecine girmesi ve çok farklı alanlarda katılımcılığın ve çoğulcu demokrasinin ön plana çıkması sonucunda yurttaşların aktif katılımlarının ve Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) ön plana çıkması sonucunu getirmiştir. STK yerel bazdan başlayarak uluslararası alanlara değin uzanan örgütlenme yapısı içinde yerel örgütlenmeler giderek önem kazanmaktadır.
Dilimizde STK olarak kullanılan kavram NGO (Non Governemental Organizations) Anlam itibariyle Hükümet Dışı Örgütler veya Devlet Dışı Örgütler anlamına gelmekte ve bu niteliğiyle bir anlamda kamu organizasyonları dışındaki yasal örgütlenmeleri ifade etmektedir. ABD’de ise STK, Gönüllü Kamu Örgütleri (Public Voluntary Organizations (PVOs)’ olarak adlandırılmaktadır. Bu ikinci kavram bir anlamda kamu sektörünün ve sistemin aksaklıklarını gidermeye yönelik gönüllü hizmet grupları anlamını da taşımaktadır.
Günümüzde, STK'lar toplum yararına çalışan, demokrasinin gelişmesine katkıda bulunan, kar amacı gütmeyen, devletten ayrı hareket edebilen, bireylerin ortak amaç ve hedeflerine bakıldığında ise; siyasal idareyi ve yönetimi kamuoyu oluşturmak suretiyle etkileyebilen bir örgütlenme türüdür.[1] STK'lar demokrasinin egemen olduğu gelişmiş toplumlarda endüstrileşmiş ülkelerde karşılaşılan önemli kuruluşlardır. Böyle toplumlarda yaşayan siyasal, sosyal ilişkilerin ve gelişmelerin kaçınılmaz sonucudurlar. Çağdaş toplumların hepsinde bu kuruluşlar vardır ve giderek ağırlıklarını daha fazla hissettirmektedirler.
Kamu yönetiminin örgüt yapısı dışında kalmış, resmi ve resmi olmayan yurttaş örgütlenmeleri aracılığı ile yerel yönetimler üzerinde sistemli ve sürekli etki kolaylıkla sağlanmaktadır.[2] Bu kuruluşların kapsamına meslek kuruluşları, sendikalar, vakıflar, dernekler ve buna benzerlerinin girdiği kabul edilmektedir. STK’lar hangi görüşten olursa olsunlar tüm insanların ortak ilkelerde bulunabilecekleri varsayımından yola çıkarlar. Bu anlamda, STK'ların üstlendikleri işlevleri birkaç başlık altında toplayabiliriz.
[1] Ulaş, Taciser (Der) (1988) Merhaba Sivil Toplum, Helsinki Yurttaşlar Derneği
[2] Yalçındağ, Selçuk; Belediyelerde Halk Katılımı, Türk İdare Dergisi, sayı 424 Eylül 1999: Sh.57
Tarihsel süreç içerisinde yaşanılan çağın karakteristik özelliklerini ortaya koyan anahtar kelimeler vardır. Günümüz içinde benzer kelimeleri sıralamaya çalışırsak küreselleşme (Globalization), sivil toplum (Non Governmental Organizazition) kelimeleri ilk akla gelenlerden birkaçıdır. Günümüz dünyasında devlete bakış açısındaki değişimler ve devlete biçilen rollerin daha sınırlı hale gelmesi sonucunda egemenlik alanları ve yetkiler daralmakta bu süreç küreselleşme ile beraber ivme kazanmaktadır.
Buna karşın yerelleşme süreci temsili demokrasinin uygulama alanı bulduğu ülkelerde demokrasiye atfedilen anlamların kavramsal olarak değişim sürecine girmesi ve çok farklı alanlarda katılımcılığın ve çoğulcu demokrasinin ön plana çıkması sonucunda yurttaşların aktif katılımlarının ve Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) ön plana çıkması sonucunu getirmiştir. STK yerel bazdan başlayarak uluslararası alanlara değin uzanan örgütlenme yapısı içinde yerel örgütlenmeler giderek önem kazanmaktadır.
Dilimizde STK olarak kullanılan kavram NGO (Non Governemental Organizations) Anlam itibariyle Hükümet Dışı Örgütler veya Devlet Dışı Örgütler anlamına gelmekte ve bu niteliğiyle bir anlamda kamu organizasyonları dışındaki yasal örgütlenmeleri ifade etmektedir. ABD’de ise STK, Gönüllü Kamu Örgütleri (Public Voluntary Organizations (PVOs)’ olarak adlandırılmaktadır. Bu ikinci kavram bir anlamda kamu sektörünün ve sistemin aksaklıklarını gidermeye yönelik gönüllü hizmet grupları anlamını da taşımaktadır.
Günümüzde, STK'lar toplum yararına çalışan, demokrasinin gelişmesine katkıda bulunan, kar amacı gütmeyen, devletten ayrı hareket edebilen, bireylerin ortak amaç ve hedeflerine bakıldığında ise; siyasal idareyi ve yönetimi kamuoyu oluşturmak suretiyle etkileyebilen bir örgütlenme türüdür.[1] STK'lar demokrasinin egemen olduğu gelişmiş toplumlarda endüstrileşmiş ülkelerde karşılaşılan önemli kuruluşlardır. Böyle toplumlarda yaşayan siyasal, sosyal ilişkilerin ve gelişmelerin kaçınılmaz sonucudurlar. Çağdaş toplumların hepsinde bu kuruluşlar vardır ve giderek ağırlıklarını daha fazla hissettirmektedirler.
Kamu yönetiminin örgüt yapısı dışında kalmış, resmi ve resmi olmayan yurttaş örgütlenmeleri aracılığı ile yerel yönetimler üzerinde sistemli ve sürekli etki kolaylıkla sağlanmaktadır.[2] Bu kuruluşların kapsamına meslek kuruluşları, sendikalar, vakıflar, dernekler ve buna benzerlerinin girdiği kabul edilmektedir. STK’lar hangi görüşten olursa olsunlar tüm insanların ortak ilkelerde bulunabilecekleri varsayımından yola çıkarlar. Bu anlamda, STK'ların üstlendikleri işlevleri birkaç başlık altında toplayabiliriz.
[1] Ulaş, Taciser (Der) (1988) Merhaba Sivil Toplum, Helsinki Yurttaşlar Derneği
[2] Yalçındağ, Selçuk; Belediyelerde Halk Katılımı, Türk İdare Dergisi, sayı 424 Eylül 1999: Sh.57
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 149,60 | 149,60 |