Türk şiirinin ana konu ve kaynaklarından biri Hz. Peygamber'dir. Kitapta, Türk Şiirinde Hz. Peygamber (1860-2011) isimli çalışmanın birikimlerinden hareketle Şiirimizde Hz. Peygamber ve Gül konusu üzerinde durulmuş; Tanzimat'tan günümüze kadar ki (1860-2011) 150 yıllık dönemde Hz. Peygamber üzerine odaklanan ve 500 şairin kaleme aldığı 1600 manzumede gül metaforu veya sembolünün yeri; kullanılış sebebi ve tarzları tespit, tasvir ve tahlil etmeye çalışılmıştır. Şairlerimizin gözü, gönlü ve zihninde, hayatı müddetince alnında hep "secde gülleri"yle "gül yüzünden güller saçan", "Halîl'in gül duası, Mesih'in müjde gülü", "Hatice'nin goncası", "Ayşe'nin gülü" "gül endam" ve "gül cemal" olan Hz. Peygamber; "Hakk-ı Cemal'in gülü", "Mevlâ'nın gülü", "elest bağının gülü", "Firdevs-i Âlâ'nın gülü", "iki cihanın gülü", "Medine'nin gülü", "gül sultan", "gülistan sultanı", "güllerin sultanı", "gül diyarının padişahı", "güllerin efendisi", "gül-i ter", "gül-i rânâ", "gül-i handan", "gül-i yektâ", "şah-ı gül", "has gül", "müstesna gül", "taptaze gül", "yediveren gül", "solmayan gül", "dikensiz tek gül", "nur gül", "öksüz gül", "gül-Ahmed", "ilâhî hediye gül", "İslâm bahçesinin gülü", "dünyanın en güzel gülü", "gönüllerin gülü", "gonca-ı nur"dur. Yaşadığı devir ise "gül asrı" "gül çağı" veya "gül devri"; yaşadığı mekân da "diyar-ı gül", "gül yurdu"dur. Onlar inanırlar ki, zaman zaman olalı ve gülün güzelliği dillere dâstân olalı "O Gül Gibi" bir gül görmemiştir. Pek çok şairin manzumelerinde ortaya konan gül-Hz. Peygamber veya Hz. Peygamber-gül ilişkisi sonuçta bizi, çok açık bir "sevgili" algı ve tasavvuruna götürür. Sonuç itibarıyla O, sembolü gül olan "Sevgililer Sevgilisi"dir.
Türk şiirinin ana konu ve kaynaklarından biri Hz. Peygamber'dir. Kitapta, Türk Şiirinde Hz. Peygamber (1860-2011) isimli çalışmanın birikimlerinden hareketle Şiirimizde Hz. Peygamber ve Gül konusu üzerinde durulmuş; Tanzimat'tan günümüze kadar ki (1860-2011) 150 yıllık dönemde Hz. Peygamber üzerine odaklanan ve 500 şairin kaleme aldığı 1600 manzumede gül metaforu veya sembolünün yeri; kullanılış sebebi ve tarzları tespit, tasvir ve tahlil etmeye çalışılmıştır. Şairlerimizin gözü, gönlü ve zihninde, hayatı müddetince alnında hep "secde gülleri"yle "gül yüzünden güller saçan", "Halîl'in gül duası, Mesih'in müjde gülü", "Hatice'nin goncası", "Ayşe'nin gülü" "gül endam" ve "gül cemal" olan Hz. Peygamber; "Hakk-ı Cemal'in gülü", "Mevlâ'nın gülü", "elest bağının gülü", "Firdevs-i Âlâ'nın gülü", "iki cihanın gülü", "Medine'nin gülü", "gül sultan", "gülistan sultanı", "güllerin sultanı", "gül diyarının padişahı", "güllerin efendisi", "gül-i ter", "gül-i rânâ", "gül-i handan", "gül-i yektâ", "şah-ı gül", "has gül", "müstesna gül", "taptaze gül", "yediveren gül", "solmayan gül", "dikensiz tek gül", "nur gül", "öksüz gül", "gül-Ahmed", "ilâhî hediye gül", "İslâm bahçesinin gülü", "dünyanın en güzel gülü", "gönüllerin gülü", "gonca-ı nur"dur. Yaşadığı devir ise "gül asrı" "gül çağı" veya "gül devri"; yaşadığı mekân da "diyar-ı gül", "gül yurdu"dur. Onlar inanırlar ki, zaman zaman olalı ve gülün güzelliği dillere dâstân olalı "O Gül Gibi" bir gül görmemiştir. Pek çok şairin manzumelerinde ortaya konan gül-Hz. Peygamber veya Hz. Peygamber-gül ilişkisi sonuçta bizi, çok açık bir "sevgili" algı ve tasavvuruna götürür. Sonuç itibarıyla O, sembolü gül olan "Sevgililer Sevgilisi"dir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 5,96 | 5,96 |