Mercan Civan, genç yaşta edebiyata gönlünü kaptıran bir yazarımız. Türkçe öğretiminin Bulgar okullarında yasaklanmasından sonra yetiştiği için önce Bulgarcayı öğrenmek zorunda kaldı. İlk yazın denemelerini Bulgar dilinde yapmıştı. Lâkin ana dili Türkçe'yi öğrenme merakı gönlünü çoktan sarmıştı. İlgi duyduğu konuları ana diliyle anlatma hevesi gün günden artmış ve onu iyi derecede öğrenmeyi kendine hedef olarak belirlemişti. Bu önemli hedefine ulaşabilmek için gecelerini gündüzlerine katarak, bol bol Türkçe kitaplar okuyarak, ağır fakat emin adımlarla ilerledi ve kitap yazabilecek duruma geldi.
1989 yılının zorunlu göçüyle Türkiye'ye gelememiş olmasına rağmen, daha sonraki yıllarda eşi ve biricik çocuğu ile Anavatan'a göçmeyi başardı. Akrabalarının çoğunluğunun Lüleburgaz kasaba-sına yerleşmiş olmaları nedeniyle o da ailesiyle birlikte Lüleburgaz sakini oluvermişti. Artık beynini Türkçe kitaplar, dergiler ve gazeteler okuyarak beslemesi için bütün engeller ortadan kalkmıştı. Okumasına okuyordu da geçim dertleri de huzurlu bir yaşantı sürdürmesini engelliyordu. Kendi milletinin ülkesinde de olsa göçmenlik kolay iş değildi. Aşla, işle, geçimle ilgili dertler kadınları daha çok hırpalıyordu.
Mercan CİVAN bu mücadeleyi emsallerine örnek teşkil edecek nitelikteki sürdürme kararlılığı içerisinde başardığı güzel işlere bir de mutlaka okunması gereken bu kitabı ekledi…
İsa Cebeci