Edebî ürünlerde geleceğin ve ufkun izleri vardır. Bu durum Türk edebiyatının, daha özelde, önemli gelişim sahalarından biri olan Divan edebiyatının derinliği, ufku ve seviyesini ortaya koyması bakımından mühimdir. Hareket sahası her ne kadar bazı şeklî özelliklere (vezin, nazım şekilleri vb.) bağlı olsa da Divan edebiyatının, hayal gücünün ufuklarını zorlayan fikirlere, konulara hayat vermeyi başarabildiğini ve geleceğe “hoş bir sada” bırakma kaygısında olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla Divan edebiyatı ediplerinin ortaya koyduğu eserler incelendiğinde, onların sınırlı bir zamanı, mekânı, konuyu vb. değil, bütün bir varlığı söz konusu ettikleri ve bu şekilde içinde yaşadıkları medeniyeti en iyi şekilde kucakladıkları görülür.
Bu noktada, kelimelerin tılsımlı gücünün ortaya çıktığı bir satıh olan lügat ilmi, Divan şairlerinin iştigal ettikleri alanlardan biri olmuştur. Bir manzum sözlük şerhi olan elinizdeki kitap, işte bu medeniyetin ortaya koyduğu, kültür mübadeleleri noktasında da önemini her zaman koruyan mümtaz bir eser özelliği göstermektedir. Bir şerh eseri olması ondaki medeniyet izlerinin daha belirgin ve yoğun bir şekilde hissedilmesini sağlamaktadır. Eserin şârihi olan Abdurrahmân-ı Hâkî’nin bu kitabını, “talebe-i ulûm” yani ilim talep eden herkes için kaleme aldığının altını çizmesi de onun bir anlamda Türk edebiyatının ortaya koyduğu müktesebatı gelecek nesillere aktarmak istediğini göstermektedir.
Edebî ürünlerde geleceğin ve ufkun izleri vardır. Bu durum Türk edebiyatının, daha özelde, önemli gelişim sahalarından biri olan Divan edebiyatının derinliği, ufku ve seviyesini ortaya koyması bakımından mühimdir. Hareket sahası her ne kadar bazı şeklî özelliklere (vezin, nazım şekilleri vb.) bağlı olsa da Divan edebiyatının, hayal gücünün ufuklarını zorlayan fikirlere, konulara hayat vermeyi başarabildiğini ve geleceğe “hoş bir sada” bırakma kaygısında olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla Divan edebiyatı ediplerinin ortaya koyduğu eserler incelendiğinde, onların sınırlı bir zamanı, mekânı, konuyu vb. değil, bütün bir varlığı söz konusu ettikleri ve bu şekilde içinde yaşadıkları medeniyeti en iyi şekilde kucakladıkları görülür.
Bu noktada, kelimelerin tılsımlı gücünün ortaya çıktığı bir satıh olan lügat ilmi, Divan şairlerinin iştigal ettikleri alanlardan biri olmuştur. Bir manzum sözlük şerhi olan elinizdeki kitap, işte bu medeniyetin ortaya koyduğu, kültür mübadeleleri noktasında da önemini her zaman koruyan mümtaz bir eser özelliği göstermektedir. Bir şerh eseri olması ondaki medeniyet izlerinin daha belirgin ve yoğun bir şekilde hissedilmesini sağlamaktadır. Eserin şârihi olan Abdurrahmân-ı Hâkî’nin bu kitabını, “talebe-i ulûm” yani ilim talep eden herkes için kaleme aldığının altını çizmesi de onun bir anlamda Türk edebiyatının ortaya koyduğu müktesebatı gelecek nesillere aktarmak istediğini göstermektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 31,50 | 31,50 |