II. Dünya Savaşı’ndayken, Fransızlar için geçen en zor günlerden birinde havalanmak zorunda kalan bir grup savaş pilotunun, savaşın her daim kaybedeninin insan olduğunu keşfetmesinin öyküsüdür “Savaş Pilotu”. Savaşın anlamsızlığının, ölümle burun buruna yaşamanın, umutsuzlukla birlikte vazgeçmeyişin işlediği ve bir anlamda yazarın dış dünyandan çok iç dünyasını yansıttığı, otobiyografi tadında unutulmaz bir eserdir.
* * *
Görüş alanım bir eyalet kadar geniş bir alanı kapsıyor, ancak çevremde boşluk boğulma noktasına kadar küçüldü. Tüm bu boşlukta, o siyah noktanın kopyasında sahip olduğumdan daha az yerim var. Mesafe hissini kaybettim, mesafeye körüm. Ama şimdi bunun için bir tür susuzluk hissediyorum. Ve bana öyle geliyor ki burada insanlığın tüm özlemlerinin ortak bir paydasına rastladım.
II. Dünya Savaşı’ndayken, Fransızlar için geçen en zor günlerden birinde havalanmak zorunda kalan bir grup savaş pilotunun, savaşın her daim kaybedeninin insan olduğunu keşfetmesinin öyküsüdür “Savaş Pilotu”. Savaşın anlamsızlığının, ölümle burun buruna yaşamanın, umutsuzlukla birlikte vazgeçmeyişin işlediği ve bir anlamda yazarın dış dünyandan çok iç dünyasını yansıttığı, otobiyografi tadında unutulmaz bir eserdir.
* * *
Görüş alanım bir eyalet kadar geniş bir alanı kapsıyor, ancak çevremde boşluk boğulma noktasına kadar küçüldü. Tüm bu boşlukta, o siyah noktanın kopyasında sahip olduğumdan daha az yerim var. Mesafe hissini kaybettim, mesafeye körüm. Ama şimdi bunun için bir tür susuzluk hissediyorum. Ve bana öyle geliyor ki burada insanlığın tüm özlemlerinin ortak bir paydasına rastladım.