Değişimin büyük hızla gerçekleştiği günümüzde, devletler arası mücadelelerin de bu değişim bağlamında farklılaştığı bir gerçektir. Artık savaşlar geçmişteki gibi belli hatların olduğu ve belirli kıyafet ve işaretler taşıyan askerlerce değil nizami, gayrinizami ve siber alandaki mücadelelerin eş zamanlı ve eş güdümlü olarak kullanılması ile icra edilmektedir. Bu noktada karşımıza “hibrit savaş” kavramı çıkmaktadır. Hibrit savaş, çok yönlü ve çok enstrümanlı yapısı ile savaş sahasına farklı bir bakış açısı getirmiştir. Ancak söz konusu bu uygulamalar bir günde ortaya çıkan faaliyetler değildir. Hibrit savaş yöntemlerini yoğun olarak kullanan ülkelerin, sözü edilen taktik ve stratejileri, değişen çevresel koşullara uyumlama çabaları sonucunda ortaya çıkardığı görülmektedir. Ayrıca, hibrit savaş uygulamalarını tasarlarken devletlerin güvenlik bürokrasilerinin sahip oldukları bazı özellik, yetenek ve deneyimlerinin bu anlamda önemli katkılar sunduğu da vurgulanmaktadır. Bu çalışma, sözü edilen bu yetenek ve deneyimlerden en önemlilerinden birinin söz konusu yapıların “öğrenen örgüt” özelliği taşımaları olduğu savı üzerine kurgulanmıştır. Bu savı irdelemek için hibrit savaş uygulamalarını yoğun olarak kullandığı belirtilen iki ülkenin (Rusya Federasyonu ve İran) farklı bölgelerdeki faaliyetleri incelenmiş olup söz konusu uygulamalar örgütsel araştırmalar yazınındaki önemli yaklaşımlarından olan Senge'in (1990) “Beş Disiplin” yaklaşımı bağlamında mercek altına alınmıştır. Çalışmanın; uluslararası güvenlik çalışmaları alanına disiplinler arası bir perspektif ile bakılması anlamında çeşitli katkılar sunabileceği değerlendirilmektedir.
Değişimin büyük hızla gerçekleştiği günümüzde, devletler arası mücadelelerin de bu değişim bağlamında farklılaştığı bir gerçektir. Artık savaşlar geçmişteki gibi belli hatların olduğu ve belirli kıyafet ve işaretler taşıyan askerlerce değil nizami, gayrinizami ve siber alandaki mücadelelerin eş zamanlı ve eş güdümlü olarak kullanılması ile icra edilmektedir. Bu noktada karşımıza “hibrit savaş” kavramı çıkmaktadır. Hibrit savaş, çok yönlü ve çok enstrümanlı yapısı ile savaş sahasına farklı bir bakış açısı getirmiştir. Ancak söz konusu bu uygulamalar bir günde ortaya çıkan faaliyetler değildir. Hibrit savaş yöntemlerini yoğun olarak kullanan ülkelerin, sözü edilen taktik ve stratejileri, değişen çevresel koşullara uyumlama çabaları sonucunda ortaya çıkardığı görülmektedir. Ayrıca, hibrit savaş uygulamalarını tasarlarken devletlerin güvenlik bürokrasilerinin sahip oldukları bazı özellik, yetenek ve deneyimlerinin bu anlamda önemli katkılar sunduğu da vurgulanmaktadır. Bu çalışma, sözü edilen bu yetenek ve deneyimlerden en önemlilerinden birinin söz konusu yapıların “öğrenen örgüt” özelliği taşımaları olduğu savı üzerine kurgulanmıştır. Bu savı irdelemek için hibrit savaş uygulamalarını yoğun olarak kullandığı belirtilen iki ülkenin (Rusya Federasyonu ve İran) farklı bölgelerdeki faaliyetleri incelenmiş olup söz konusu uygulamalar örgütsel araştırmalar yazınındaki önemli yaklaşımlarından olan Senge'in (1990) “Beş Disiplin” yaklaşımı bağlamında mercek altına alınmıştır. Çalışmanın; uluslararası güvenlik çalışmaları alanına disiplinler arası bir perspektif ile bakılması anlamında çeşitli katkılar sunabileceği değerlendirilmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 124,74 | 124,74 |