Şapinuva'ya Adanmış Hayatlar: Aygül Süel ve Mustafa Süel Armağan Kitabı (Ciltli) Aygül Süel ve Mustafa Süel Armağan Kitabı
Hamur Tipi:
2. Hamur
Boyut:
21 x 30
Sayfa Sayısı:
544
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%23
indirimli
3.500,00TL
2.695,00TL
Taksitli fiyat:
1 x 2.695,00TL
9786256925458
798504

https://www.kitapambari.com/sapinuvaya-adanmis-hayatlar-aygul-suel-ve-mustafa-suel-armagan-kitabi-ciltli
Şapinuva'ya Adanmış Hayatlar: Aygül Süel ve Mustafa Süel Armağan Kitabı (Ciltli) Aygül Süel ve Mustafa Süel Armağan Kitabı
2695.00
Çok eski zamanlarda kâhinler her şehre bir ‘tılsım' yaparmış. Çünkü kentlerin bir ruhu olduğuna inanılırmış. Kent, tarım şehriyse tılsım toprağa; su şehriyse suya, bozkırsa rüzgâra yapılırmış... Tılsım bozuluncaya kadar o kent yaşarmış…Anlatıya göre zamanın birinde, Akdeniz'in göz bebeği Kartaca'ya da tılsım yapılmış. Önce tunçtan sabana bağlanan iki beyaz öküz, şehir için seçilmiş bir mekânda içten dışa doğru dolaştırılarak kutsal bir çember oluşturulmuş ardından bu çembere şehrin surları inşa edilmiş. Romalılar, Kartaca'yı ele geçirdiklerinde ilk iş olarak ne yapmış? Yakıp yıktıkları kentin üzerinde sabanı ters yönde sürerek tılsımı bozmak… Tılsım bozulmuş, şehrin ruhu ölmüş ve Kartaca bir daha geri gelmeyecek şekilde tarihten silinmiş.” Şehir, mimari midir yoksa bir nazım planı mı? Evlerin, tapınakların, sarayların genel toplamı mı? Nedir şehir? Neresidir? Şehir, mimari dokusu, politik tercihleri sosyal ve kültürel örüntüleriyle ait olduğu topluluğa ayna tutan bir kimlik; yaşayan, ölmüş ve ileride doğacak olan kuşaklar arasında bir köprü; kollektif hafızanın merkezi, insani bir tasarımdır… Savaşlar, göçler, seller, yangınlar, yönetsel kararlar, gündelik hayatlar kısacası geçmişe ait ne varsa şehrin farklı katmanlarına kök salar. Bu izleri tespit etmek, anlamlandırmak insanı kavramakla eş değerdir. Hele ki bu izler, binlerce yıl boyunca toprak altında suskun bekleyişini sürdüren şehirlerin yapı taşlarına kazınmışsa… Bir antik şehri gün yüzüne çıkarmak, çağındaki adını tespit etmek arkeolojik ve filolojik bir proje midir? Bir şehri şehir yapan tarihin sihirli gücü, tarih ise bir zamanlar yaşanmış olanın hafızasıysa …Tarihi olmayan ya da hatırlanmayan şehirlerin hafızasını yitirmiş insanlardan farkı nedir? “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”; yani insan unutur…. Tarihe, arkeolojiye, “ölü” zannedilen dillere gönül verenler bu yüzden vardır. İnsan unutur, onlar hatırlatır…
(Tanıtım Bülteninden)
Çok eski zamanlarda kâhinler her şehre bir ‘tılsım' yaparmış. Çünkü kentlerin bir ruhu olduğuna inanılırmış. Kent, tarım şehriyse tılsım toprağa; su şehriyse suya, bozkırsa rüzgâra yapılırmış... Tılsım bozuluncaya kadar o kent yaşarmış…Anlatıya göre zamanın birinde, Akdeniz'in göz bebeği Kartaca'ya da tılsım yapılmış. Önce tunçtan sabana bağlanan iki beyaz öküz, şehir için seçilmiş bir mekânda içten dışa doğru dolaştırılarak kutsal bir çember oluşturulmuş ardından bu çembere şehrin surları inşa edilmiş. Romalılar, Kartaca'yı ele geçirdiklerinde ilk iş olarak ne yapmış? Yakıp yıktıkları kentin üzerinde sabanı ters yönde sürerek tılsımı bozmak… Tılsım bozulmuş, şehrin ruhu ölmüş ve Kartaca bir daha geri gelmeyecek şekilde tarihten silinmiş.” Şehir, mimari midir yoksa bir nazım planı mı? Evlerin, tapınakların, sarayların genel toplamı mı? Nedir şehir? Neresidir? Şehir, mimari dokusu, politik tercihleri sosyal ve kültürel örüntüleriyle ait olduğu topluluğa ayna tutan bir kimlik; yaşayan, ölmüş ve ileride doğacak olan kuşaklar arasında bir köprü; kollektif hafızanın merkezi, insani bir tasarımdır… Savaşlar, göçler, seller, yangınlar, yönetsel kararlar, gündelik hayatlar kısacası geçmişe ait ne varsa şehrin farklı katmanlarına kök salar. Bu izleri tespit etmek, anlamlandırmak insanı kavramakla eş değerdir. Hele ki bu izler, binlerce yıl boyunca toprak altında suskun bekleyişini sürdüren şehirlerin yapı taşlarına kazınmışsa… Bir antik şehri gün yüzüne çıkarmak, çağındaki adını tespit etmek arkeolojik ve filolojik bir proje midir? Bir şehri şehir yapan tarihin sihirli gücü, tarih ise bir zamanlar yaşanmış olanın hafızasıysa …Tarihi olmayan ya da hatırlanmayan şehirlerin hafızasını yitirmiş insanlardan farkı nedir? “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”; yani insan unutur…. Tarihe, arkeolojiye, “ölü” zannedilen dillere gönül verenler bu yüzden vardır. İnsan unutur, onlar hatırlatır…
(Tanıtım Bülteninden)
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 2.695,00 | 2.695,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.