Algı sürecinde dış dünyadan alınan bilgi; görme, işitme, tat alma, dokunma ve koklama duyularımızla içselleştirilerek, gerçek dünyaya özgü bir iletişim biçimi oluşturur. Ham bilgiye ulaşmamız algılamamız ve yorumlamamızla şekillenir, gerçeğimizi oluşturur. Gerçek denen şey ) teknolojinin gelişmesine paralel bir şekilde, sanal olarak ifade edilen bir dünyada aranmaya ve gelişen sanal bir iletişim düzleminde kendine yol bulmaya başladı. Bu dünya yalnızca enformasyon değil, kişilerarası iletişim boyutunda da, toplumsal ilişkilerin yeniden şekillendiği bir ortamı oluşturdu.
Sadece kişisel iletişime aracılık yapan araçlar, önemli bir bilgilenme ve birçok sektöre yeni bir uygulama alanı doğurdu. Gerçek bedensel yetilerle ulaşılması olanaksız gibi görünen zaman, mekân farklılıkları, internet ve mobil teknolojiler ile ulaşılabilir hale geldi. İnsanlar daha az yüz yüze, daha fazla teknolojik araçlarla iletişim kurmaya yöneldi. Bu gelişmelerin devamında, Halkla ilişkiler uygulayıcıları da yeni nesil iletişim teknolojilerine giderek daha fazla önem vermeye başladı. Geleneksel halkla ilişkiler uygulamalarının, yeni teknolojilere en iyi şekilde nasıl dönüştürülebilineceğinin arayışına girildi.
Bu iletişim stratejisi arayışında öncelikle e-mail, web siteleri, intranet ve extranet gibi teknolojilerden faydalanırken, son zamanlarda, bloglar, wikiler ya da RSS gibi yeni sosyal medya araçları da kullanılmaya başlandı. Çok renkli ve canlı bir dünya olan sanal ortamı, sanal iletişimin yukarıda çizilen bakışı ile ele alan bu kitapta, yeni şekillenen, Blog, RSS, Wikis, Podcasting, Twitter, Toplumsal Paylaşım Ağları: Facebook, MySpace ve YouTube, Flicker gibi sosyal medya araçlarının kullanım alanları ve işlevlerine yer verilmektedir. Kitapta, halkla ilişkilerin değişen yüzü, sanal ortam ve araçları ile ele alınarak, internet üzerinden gerçekleşen halkla ilişkile uygulamaları bazı örneklerle okuyucuya sunulmaktadır.
Algı sürecinde dış dünyadan alınan bilgi; görme, işitme, tat alma, dokunma ve koklama duyularımızla içselleştirilerek, gerçek dünyaya özgü bir iletişim biçimi oluşturur. Ham bilgiye ulaşmamız algılamamız ve yorumlamamızla şekillenir, gerçeğimizi oluşturur. Gerçek denen şey ) teknolojinin gelişmesine paralel bir şekilde, sanal olarak ifade edilen bir dünyada aranmaya ve gelişen sanal bir iletişim düzleminde kendine yol bulmaya başladı. Bu dünya yalnızca enformasyon değil, kişilerarası iletişim boyutunda da, toplumsal ilişkilerin yeniden şekillendiği bir ortamı oluşturdu.
Sadece kişisel iletişime aracılık yapan araçlar, önemli bir bilgilenme ve birçok sektöre yeni bir uygulama alanı doğurdu. Gerçek bedensel yetilerle ulaşılması olanaksız gibi görünen zaman, mekân farklılıkları, internet ve mobil teknolojiler ile ulaşılabilir hale geldi. İnsanlar daha az yüz yüze, daha fazla teknolojik araçlarla iletişim kurmaya yöneldi. Bu gelişmelerin devamında, Halkla ilişkiler uygulayıcıları da yeni nesil iletişim teknolojilerine giderek daha fazla önem vermeye başladı. Geleneksel halkla ilişkiler uygulamalarının, yeni teknolojilere en iyi şekilde nasıl dönüştürülebilineceğinin arayışına girildi.
Bu iletişim stratejisi arayışında öncelikle e-mail, web siteleri, intranet ve extranet gibi teknolojilerden faydalanırken, son zamanlarda, bloglar, wikiler ya da RSS gibi yeni sosyal medya araçları da kullanılmaya başlandı. Çok renkli ve canlı bir dünya olan sanal ortamı, sanal iletişimin yukarıda çizilen bakışı ile ele alan bu kitapta, yeni şekillenen, Blog, RSS, Wikis, Podcasting, Twitter, Toplumsal Paylaşım Ağları: Facebook, MySpace ve YouTube, Flicker gibi sosyal medya araçlarının kullanım alanları ve işlevlerine yer verilmektedir. Kitapta, halkla ilişkilerin değişen yüzü, sanal ortam ve araçları ile ele alınarak, internet üzerinden gerçekleşen halkla ilişkile uygulamaları bazı örneklerle okuyucuya sunulmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 204,40 | 204,40 |